Yabancı Ressamların Biyografisi ( Hayatı ) kategorisinde açılmış olan Sir Anthony Van Dyck Biyografisi konusu , ...
Dyck, Sir Anthony Van (1599 - 1641)
(Anvers 1599-Londra 1641)Flaman ressam. Anversli bir tüccarın oğlu, sanat yaamı kısa, ama göz kamaştırıcıdır. Prenslerin ve kralların gözdesiydi, İngiliz portre okulunu kurdu, ve bir renge adını verdi ‘Van Dyck kahverengisi‘.Van Balen‘in yanında çıraklık yaptı. Jordeans ve Rubensle çalıştı ve 1618‘de Anversteki Saint Luc loncasına usta olarak kabul edildi.1620‘de ilk kez, koleksiyoncu Howard tarafından, ingiltere sarayına sokuldu ve Howard sayesinde Venedik resmini tanıdı. 1622-1627 arasında İtalyada yaşadı; Romada kardinal Bentivoglion‘nun konuğu oldu, sora Cenovaya yerleşti. Sanatçı yetenekleriyle olduğu kadar zarifliğiylede ünlenen Van Dyck, özellikle portreler yaptı.Van Dyck, 1616-1620 yılları arasında yaptığı Havari Başları yada Sarhoş Silenos‘tan da anlaşıldığı gibi bir süre il Caravagio ile Jordeans‘ın etkisi arasında kararsız kaldıktan sonra Rubens‘in üslubunun çekiciliğine kapıldı, onun yaygın fırça vuruşlarını ve parlak renklerini benimsedi, ancak bu üslubu kendi mizacına uygulamayı bildi.Van Dyck aynı zamanda bir katolik ressamdır. Flandre ve Brabant kiliseleri için yaptığı büyük boyutlu tuvallerde ölçülü ve yumuşak, özgün bir barok anlayışı görülür. Mistisizmi süzgün bir hüznü yansıtan ince ayrıntılarla doludur. Ancak asıl başarısını eşsiz bir portre ressamı olmasına borçludur.Van Dyck flaman tarzına özgü yarım boy portrelere, yalınlığa, uçuk renklere kıvrımlı fırça vuruşlarına döndü; kişisel ayrıntılar üstünde titizlikle durdu. Fransız ressamlarına esin kaynağı olmuş Reynolds ve Gainsborogh‘un sanatlarında silinmez izler bırakmıştır.
(Anvers 1599-Londra 1641)
Flaman ressam. Anversli bir tüccarın oğlu, sanat yaamı kısa, ama göz kamaştırıcıdır. Prenslerin ve kralların gözdesiydi, İngiliz portre okulunu kurdu, ve bir renge adını verdi ‘Van Dyck kahverengisi‘.Van Balen‘in yanında çıraklık yaptı. Jordeans ve Rubensle çalıştı ve 1618‘de Anversteki Saint Luc loncasına usta olarak kabul edildi.1620‘de ilk kez, koleksiyoncu Howard tarafından, ingiltere sarayına sokuldu ve Howard sayesinde Venedik resmini tanıdı. 1622-1627 arasında İtalyada yaşadı; Romada kardinal Bentivoglion‘nun konuğu oldu, sora Cenovaya yerleşti. Sanatçı yetenekleriyle olduğu kadar zarifliğiylede ünlenen Van Dyck, özellikle portreler yaptı.
Van Dyck, 1616-1620 yılları arasında yaptığı Havari Başları yada Sarhoş Silenos‘tan da anlaşıldığı gibi bir süre il Caravagio ile Jordeans‘ın etkisi arasında kararsız kaldıktan sonra Rubens‘in üslubunun çekiciliğine kapıldı, onun yaygın fırça vuruşlarını ve parlak renklerini benimsedi, ancak bu üslubu kendi mizacına uygulamayı bildi.Van Dyck aynı zamanda bir katolik ressamdır. Flandre ve Brabant kiliseleri için yaptığı büyük boyutlu tuvallerde ölçülü ve yumuşak, özgün bir barok anlayışı görülür. Mistisizmi süzgün bir hüznü yansıtan ince ayrıntılarla doludur. Ancak asıl başarısını eşsiz bir portre ressamı olmasına borçludur.Van Dyck flaman tarzına özgü yarım boy portrelere, yalınlığa, uçuk renklere kıvrımlı fırça vuruşlarına döndü; kişisel ayrıntılar üstünde titizlikle durdu. Fransız ressamlarına esin kaynağı olmuş Reynolds ve Gainsborogh‘un sanatlarında silinmez izler bırakmıştır.