|
Türk Şairlerin Şiirleri Türk şairlerin şiirleri.Türk şairlerden güzel şiirler.Türk şaiirlerden şeçme şiirler... |
Türk Şairlerin Şiirleri kategorisinde açılmış olan Ahmet Erhan Şiirleri konusu , ...
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
15.08.10, 02:13 | #1 |
14.02.11, 04:07 | #2 |
Moderator
Üyelik tarihi: Sep 2009
Yaş: 42
Üye No: 175
Mesajlar: 1.518
Konular: 1270
Bulunduğu yer: Ankara
|
Ağıt
Ağıt
Çiçekçi bana bir gül ver sevgilime değil bir ölü için Çiçekçi bana bir gül ver İçine gözyaşlarımı sığdırabileyim. Yakasına böyle bir gül takmıştı O gün bir görseydin sen onu Çiçekçi bana bir gül ver Sanki o güldendi bütün mutluluğu Sen de: - Bir arkadaşın öldü Ben diyeyim: - Kardeşim! Çiçekçi bana bir gül ver Götürüp tabutuna iliştireyim. Kaldırımlarda kömür tozları Bacalarda koyu bir duman var Kara bir gökyüzü tek özelliği bu kentin Çiçekçi bana bir gül ver Kapalı perdeleri açabilse gülüm Kapalı kapıları kırabilse Kapalı yüreklere girebilse... Çiçekçi bana bir gül ver - Beyim, gül olmaz ki bu mevsimde! Ahmet Erhan |
14.02.11, 04:08 | #3 |
Moderator
Üyelik tarihi: Sep 2009
Yaş: 42
Üye No: 175
Mesajlar: 1.518
Konular: 1270
Bulunduğu yer: Ankara
|
Akşam
Akşam
Nereye gitsem, hangi boylama sığınsam Bir kentin kenar mahalleleri gözlerin Ne kadar bulvarlara yerleştirsem de anılarımı Sensin, kendinden öte bir şeysin Bence biraz daha uzatmalısın saçlarını Bir yaprak fırtınasında usulca rakı içeyim Anladım, Adı niye akşamsefası bu çiçeğin... Ahmet Erhan |
14.02.11, 04:08 | #4 |
Moderator
Üyelik tarihi: Sep 2009
Yaş: 42
Üye No: 175
Mesajlar: 1.518
Konular: 1270
Bulunduğu yer: Ankara
|
Akşam Güneşi
Akşam Güneşi
Hayatım temsili bir yenilgi gösterisidir Okulu seven çocuklara bıkkınlık getiren Yağmurda yalnız kalır, seyircisi yoktur Onun için yaşamak alelade bir lükstür Rüzgara karşı kalem oynatır hayatım Damla damla büyür beyninde bir gül Bir şiirdir ve hiç de kötü değildir Dizeleri birbirine iteleyerek geçer Sararmış bir devrimci fotoğrafıdır hayatım Genelevi bulamayan yeniyetmeye benzer Yalnızlığı yalnızlıktır ve çok sıradandır Her hafta sonu annesini görmeye gider Kartpostal görüntüleri ile intihar eder Donar kalır bir aynada eli yüzü çıplak Altıncı filo gibi bir şeydir, isyanlar bastırır Yasaktır elini koynuna sokmak yasaktır Sonuçta bir hayattır,naftalinler kullanır Parası çıkmazsa gider sakal bıyık bırakır Sevgilisi yoktur ve artık sevgisi de yoktur Radyoda söylenmeyen bir ölüm sessizce kepenklerini kapatır... 1989 Kaynak: Deniz, Unutma Adını Ahmet Erhan |
14.02.11, 04:08 | #5 |
Moderator
Üyelik tarihi: Sep 2009
Yaş: 42
Üye No: 175
Mesajlar: 1.518
Konular: 1270
Bulunduğu yer: Ankara
|
Anne
Anne
Bırak kalsın masada ekmek testide su Ayna puslu, pencere camı kirli Bırak kalsın saçların dağınık, gözlerin uykulu. Saksıdaki çiçek susuz, kedi yalını bekler bir köşede Bırak kalsın meyve ağaçta, kırlangıç havada Dama düşen ince bir yaz yağmuru... Yoruldun artık, bütün gün didinip durdun Toprak bile, gök bile, deniz bile bir yerde yorulur Bırak kalsın süpürge duvarda, sabun kovada Anne, gel yanıma otur... Ahmet Erhan |
14.02.11, 04:09 | #6 |
Moderator
Üyelik tarihi: Sep 2009
Yaş: 42
Üye No: 175
Mesajlar: 1.518
Konular: 1270
Bulunduğu yer: Ankara
|
At, Avrat, Silah
At, Avrat, Silah
Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun Sırtımdan kaç güneşi aşırtarak yürüdüm. Yok. Damarlarımdaki alkollü kolonyayla sildim. Yok. Yükseklik korkumu dirseğimle dürterek Kentin bütün üstgeçitlerinden geçtim Evlerde kabuk bağlayan yaralarımı dışarıda rüzgar örseliyor Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun Yok. Sevgilim. Olamadım. İçkilere daha bir dadandım 1182734. Mesai saatlerinde aranılacak. Yok. Artan her günüm sanki ölüme ekleniyor... Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun Kiraz dalına asılmış bir mendil gibi kaldım bekliyorum tarihin kaçınılmaz fırsatlarını Yok. Sevgilim. Duasız bir din arıyorum. Yok. Leyli bir uyku. Alnı örselenmemiş bir insan Gece yatıya gelen bin bir umut. Gündüz giden bir ehli müslüman Yağıyorum durup durup bütün yağmurlarımı Türklerin anayurdundayım. Yalnızım. Alkol. Yok. Savunduğum herşeyin savunmaya geçtiği. Tanrım Yok. Boğulsam cezir oluyor, yaşasam med. Artık evcil olan kelimeler aranıyorum; Oda. Pipo. Kitap. Çocuk. Ev. Aile. İş. Otobüs. Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun Ancak otuzüç gün üç gece ağlasam avunurum Yok. Küçük Asya'dayım. Ninem Rum. Dedem Yüzbaşı. Kanım A Rh pozitif. Çok bira içince negatifleşiyor. Yok. Sevgilim. Bilemedim iki taşı çatıp bir yapı kurmayı. Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun Kanım çekiliyor dünyayı böyle düşündükçe Yok. Sanki durup dururken saçlarım seyreliyor. Sıcak oldu. Genleştim. Konformist filan oldum. Yenik bir hayvan büyütüyorum koynumda. Yok. Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun At. Avrat. Ve silah. Su. Ateş. Ve toprak. Bütün dinleri böyle kandırarak dinimi buldum Öldüğüm gün davula üç kez vurulacak. Tören. Yok. Kalbim. Bir ayrılığı çalıyor kampana. Tren. Yok. Seni istasyonlarda kaç kere öptüğümü sayamıyorum Atım öldü. Avradım beni sevmiyor. Silahım suskun 365'le 35'in çarpımı neyse ona göre kurdum kendimi Ondan ötesini ister eksilt ister çoğalt Devrim misin nesin ver artık şu adresini. Yok. İnkılap! İnkılap! İnkılap! İnkılap! Ahmet Erhan |
14.02.11, 04:09 | #7 |
Moderator
Üyelik tarihi: Sep 2009
Yaş: 42
Üye No: 175
Mesajlar: 1.518
Konular: 1270
Bulunduğu yer: Ankara
|
Bekar Gece
Bekar Gece
Tarık Savran'a Gökyüzü dondu, günler seçilmiyor Yağmur değil, kar değil, yapışık bir sıvı Akıyor pencereme doğru Gökyüzü dondu, kimseler gelmiyor FM 1295 kilohertz Burası yalnızlık istasyonu Aradığım bu değildi, aradığım bu değil Nemli ilişkiler... değildi belki de hiçbir şey İyi oldu, çok iyi oldu Dünyayı bu kusmuk tadında algıladım o kadar Ama anlayamadım Neden bana kopçalandı bu keder Herşey dondu, bütün dostluklar İçkilere buz arandı durdu Yalnızlık mıydı, hiç değildi Çünkü yalnızlık bile çoğulluk ister Bekar gece Bu şiir senin ilk ve son konuğundu Evet, yalnızlık bir seyirlik oyundu Seyircisi yoktu... Ahmet Erhan |
14.02.11, 04:09 | #8 |
Moderator
Üyelik tarihi: Sep 2009
Yaş: 42
Üye No: 175
Mesajlar: 1.518
Konular: 1270
Bulunduğu yer: Ankara
|
Benimle Büyüyenler İçin
Benimle Büyüyenler İçin
Yağmurlar da diner moruk Gökyüzüne bakmayıveririz bir gün Zaten üç damla suyun bir avuç toprakla çarpımından doğdum ben Bunun için çamura kestim son günlerde Sen hiç Bob Dylan dinledin mi Hiç dün gece dinledin mi Şarabı rakıyla karıştırıp Saatler moruk saatler... ne olmuş saatlere kurmayıveririz bir gün Ben parmak hesabıyla bir ömür yaşadım Yükseklik korkusundan başım hiç dik durmadı İğreniyorum kendimden bile bazan Dünyadan her zaman Kaldırıp yakamı inerim gecenin ayıp yerlerine Eve geç gelen adamların hüznüyle Biz ne kötü yaşadık be moruk Bir kuş kanatlarını dürünce rüzgarsız kalmak gibi O kadar yalnız, o kadar umutsuzduk -Geçmiş zaman kipi gitmedi burda ama neyse Moruk diyorum artık benimle büyüyenlere... Ahmet Erhan |
14.02.11, 04:10 | #9 |
Moderator
Üyelik tarihi: Sep 2009
Yaş: 42
Üye No: 175
Mesajlar: 1.518
Konular: 1270
Bulunduğu yer: Ankara
|
Bir Baba İçin I
Bir Baba İçin I
Odamın ışığı yanıyor bütün gece Ellerimi dizlerime koyup, ikibüklüm bir olağandışılık arayarak Gördüğüm, duyduğum her şeyde Öylece oturuyorum: Güneş parmaklarını sürünceye dek Koyu bir karanlığa Bulanmış pencereme... Bir gece kelebeği Dolanıyor lambanın çevresinde Usuldan bir rüzgar esiyor Yaşlı incir ağacının dallarına yürüyen Sütün sesini duyabiliyorum Deniz az uzakta İç geçiriyor boyuna. Seninle konuşurduk baba Böyle gecelerde, iki bilge gibi Karşılıklı bakışarak Bazı şeyleri kavrayamasam da, dinlerdim Belki sen de yeni bir şeyler bulurdun geçmişte O dupduru yüreğini, yılların Unutulmuş sularına bırakarak. İşte bir minder daha koydum yanıma Henüz sıcak Sanki yeni kalkmışsın üstünden Terliklerin şuracıkta, getireyim Çayı da ocağa koyarım istersen. Annemse haber bekliyor ruhlardan Namaz kılarak, tesbih çekerek Sen olsan Gülerdin bıyık altından -Ben gülemiyorum baba! Ama bir insanı yüreğinde duymak için Araya bazı kurallar Koymaya ne gerek var Anlayamıyorum, eğilip kalkmaya Dualar okumaya? Ahmet Erhan |
14.02.11, 04:10 | #10 |
Moderator
Üyelik tarihi: Sep 2009
Yaş: 42
Üye No: 175
Mesajlar: 1.518
Konular: 1270
Bulunduğu yer: Ankara
|
Bir Baba İçin II
Bir Baba İçin II
Ağır aksak adımlarla yürüyen gece Bana bir şeyleri anımsatıyor Boynu uykudan arasıra düşerek Pencerenin kanatlarına yaslanmış bir anne Kuytu, karanlık bir yolda Kocasının ayak seslerini arıyor Bir çocuk, sedirin üstünde yüzünü ders kitabına gömmüş Saate bakıp, geceyi dinleyip Kitabından bir yaprak çeviriyor. Sessizliğin sığınaklarına gömülmüş evlerde Yanan tek tük ışıklar var Bekçi düdükleri Birbirlerine selam yolluyor O daracık sokakların ardından: Bir vukuat yok Asayiş berkemal! Sokakta biri bağırsa Sanki tavan çökecek Kadınla çocuğun üstüne. . . Bu sokak ne zaman çınlar Belli belirsiz ayak sesleriyle? Bu kapı ne zaman çalınır? Anne, görevini yapmış biri gibi Usul usul kalkar yerinden Çocuk ne zaman sıçrar? Açılır kapı, girersin içeri Yüzünde sarhoşlara özgü Tuhaf bir gülümseme Kaldırıverirsin omzuna beni Sorarım: Baba niye geç kaldın böyle? Eski bir türküyle Kesersin sözümü... Ahmet Erhan |
Bookmarks |
Etiketler |
ahmet, erhan, Şiirleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Ahmet Uysal Şiirleri | Renklerin Dansı | Türk Şairlerin Şiirleri | 1 | 29.09.11 23:50 |
Ahmet Özer Şiirleri | Renklerin Dansı | Türk Şairlerin Şiirleri | 1 | 24.05.11 23:34 |
Ahmet Oktay Şiirleri | Renklerin Dansı | Türk Şairlerin Şiirleri | 6 | 24.05.11 23:31 |
Akreple Yelkovan - Erhan Adsay Tiyatro Metni | Renklerin Dansı | Tiyatrolar, Tiyatro Oyunları (Skeçler ve Piyesler) | 0 | 28.09.10 05:16 |
Kul Ahmet Şiirleri | Renklerin Dansı | Türk Şairlerin Şiirleri | 0 | 18.08.10 01:32 |