Nejat Melih Devrim Biyografisi ( Hayatı )
Nejat Melih Devrim
Ressam Fahrünnisa Zeid'in oğlu olan ve resim sanatına, ailesinin de yönlendirici etkileriyle küçük yaşlarda ilgi duyan Nejat Melih Devrim, Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra Güzel Sanatlar Akademisi'ne girerek bir süre Leopold Levy'nin yanında çalıştı ve Yeniler Grubu ressamlarına katildi. 1946'da burslu öğrenci olarak gittiği Paris'e yerleşerek, zamanla geniş bir çevre edindi. Türkiye'deyken Bizans mozaiklerini ve eski hat sanatının ustalarını yalandan incelemiş olan sanatçı, ilk resimlerinde anlatımcı ve figüre bağlı bir anlayışı benimsemiş olmasına karşın, sonradan soyut resme yöneldi. 1950 yıllarının sonlarına doğru "action painting"in etkisi altında kaldı. Kitap ressamlığı alanında ciddi denemelere girişerek Fransız yazarlarının (Tristan Tzara, Paul Eluard) bazı yapıtlarını resimledi. İtalyan okulunun çağdaş sanatçılarına ilgi duyarak, uzun süre çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırdı; Marinetti, Russolo gibi italyan fiitüristleri doğrultusunda çalıştı; soyut resmi, bir teknik, özgün bir yol olarak savundu. Sergileri üstüne Batı basınında çıkan yazılarda, resminin şiirsel soyuttan başlayarak A.B.D de yaygınlık kazanan “”action painting” e Delaunay ve Kirchner'in renk coşkunluğuna kadar uzanan geniş bir alana bağlı olduğu belirtildi. Bütün bu denemelerin, kendine özgü soyut kaligrafisi içinde Nejat Melih Devrim'e, bir olgunluğa erişme olanağı sağladığı üstünde duruldu.
Paris'e gittikten sonra ilk sergisini 1947'de Galeri Allard'da düzenleyen, daha sonraki yıllarda Londra, Brüksel, Kopenhag, New York ve Pekin'de art arda sergiler açan, 1965 te İstanbul Türk-Alman Kültür Derneği'ndeki sergisine, yeni dönem resimlerinin bir bölümünü getiren, 1981 ve 1982'de İstanbul ve Ankara' da yeni sergileri açılan, başta Michel Seuphor'un Soyut Sanat Sözlüğü olmak üzere G. Boudaille, G. Diehl, R. Nacenta, P. Courthion gibi Batılı sanat tarihçisi ve eleştirmenlerin kitaplarında, sanatı üstüne çeşitli yorumlar yer alan Nejat Melih Devrim'in 1950 yıllarında ve biraz önceki dönemde geliştirdiği resimler, bir ölçüde sanatın geleneksel ve akademik kurallaraına saygılı daha çok da portre etkinliğine bağlı anlatımcı öğeleri ve renkçi bir anlayışı içerir. Ama bu dönemi fazla uzun sürmemiş ve Paris'te geçen ilk yıllarının verdiği yeni esinlerle, özgür renk uyumlarım, soyut bir dinamiğin çerçevesi içinde serbest bir paletle oluşturmaya yönelmiş, doğadan herhangi bir iz taşımayan bu resimlerinde, zaman zaman soyut bir lekecilik ağır basmıştır.Sanatçının bu dönemi, Türkiye'de ilk soyut denemelerin yapıldığı yıllara rastladığından, Nejat Devrim adı, aynı zamanda Türk resminin soyut çizgideki eğilimlerini de kapsamaktadır.
__________________
TUALİM
|