Lider Ve Öncü - Tiyatro Tekstleri
Lider Ve Öncü Tiyatro Tekstleri - Lider Ve Öncü Tiyatro Oyunu - Lider Ve Öncü Oyun - Tiyatro Oyunları
ŞAHISLAR: ORHAN,ZİŞAN,OSMAN,FEHİMAN,GÜZİN,FİKRET.
(GAZETE HIŞIRTISI)
Zişan:Çocuklar şu resme bakın.
Güzin:Hıı,niye gösterdin? Ne var ki onda?
Zişan:Hiiç, bir şey yok. Yani tavrı,pozu ne kadar alışılmış.
Fehiman:Evet alıştığımız bir görüntü.
Zişan:Hiç hoşlanmıyorum.
Güzin:Anneciğim tam bir lider işte.
Zişan:Çok kalıplaşmış. Hepsi birbirine benziyor.
Fehiman:Eh ortak özelliklere sahipler.
Zişan:Sözlerine bakarsan birbirlerine muhalefetler ama.
Fehiman:Muhalefet de vazifeleri,aynı liderlikleri gibi.
Güzin:Hıımm ne demek istiyorsun abla? Liderlik bir vazife mi?
Fehiman:Tabi,olabilir.
Güzin:Öyle de olsa bu iş yetenek ister. Liderlik vasfı doğuştan vardır insanda. Onlar lider olarak dünyaya gelirler.
Zişan:Güzin inanıyor musun bunlara? Öyle olsa bunlar ortak özelliklerinin yanında,kendilerine mahsus halleriyle dikkat çekerler. Şu halleriyle görünce ne kadar sıradan olduklarını anlarsın.
Fehiman:Bak Güzin,resme bak. Hemen her liderin söylev verirken ki tavrı.
Güzin:Evet bir elde mikrofon,diğer el ileriye doğru havada.
Zişan:Aynı okullarda,aynı jestleri öğrenip,aynı imajlarla zihinleri yönlendiriyorlar.
Fehiman:Ben faklıyım demek tepeden bakış görülüyor.
Zişan:Yaa,sağcısı,solcusu,İslamcısı aynı merkezde eğitiliyor.
Güzin:Ama ne güzel böyle kendilerine güvenli halleri.
Zişan:Bana kalırsa güzel değil. İnsanlar gerçekten güvenilir olmadıktan sonra,bu psikolojiyle davranmaları kendileri için de, muhatapları için de çok zararlı.
Fehiman:Şişirilmiş balonlar gibi sanki. İpi birilerinin elindeyken süzgün,çekici,albenili...
Zişan:Hıı ipini bıraktıkları anda boşlukta kaybolmaya mahkum. Yok oluşlarını gözlerinizle bir süre izlersiniz, sonra usanır,gerçeklere dönersiniz.
Güzin:Abla,anne öyle bir konuştunuz ki,insan lider olmak boş,lüzumsuz bir iş sanıyor.
Zişan:Elbette Güzin,lider olmak için bir uğraş veriliyorsa bu gereksiz. Ama bir amaç uğruna lider olmak istiyorsan o zaman biraz düşünülür.
Fehiman:Politikacı liderlere baksana Güzin.
Güzin:Evet nolmuş ki? Etkili,yetkili,inandırıcı konuşmaları var bence.
Zişan:Güzin,sözlerini işittiğiniz zaman onları bir şey sanırsınız,onlar giydirilmiş odunlar gibidir.
Güzinoğru,Müslüman olmayanlar için geçerli bu hakikaten.
Zişan:Müslümanlar da eğer ki müminlik vasıflarına halel getirecek şekilde davranırlarsa,onlar da bu liderlikleriyle zararlı olurlar.
Fehiman:Ama değerlerin,kuralların,ölçülerin bu kadar değiştiği bir dünyada zararlı olanla olmayanı ayırt etmek çok zor.
Zişan:Hakk hiç değişir mi Fehiman? Bizim vazgeçilmez değerlerimiz odur. Diğerleri batıldır. Yeter ki biz kaynaktan ayrılmayalım.
Fehiman:Ooo anne bir anne bir bakıyorsun en batıl hareketleri en müslümanım diyen de yapıyor. Sorduğun zaman ise,sistem içinde var olabilmek,temelli yok olmamak için gerekli olduğundan falan dem vuruluyor.
Zişanedim ya çocuklar hak değişmez. Bize şaşmaz model olan liderimiz Resulullah var. Muvahhidler için ölçüyü koymuş,mümin duruşunu belirlemiştir.
Fehiman:O bir eline güneş bir eline ay verilse davasına halel getirmeyecek bir prensibin sahibidir.
(FON)
Osman: ....Ben Fikrette liderlik vasıflarını gözlüyorum. Arkadaşlarıyla iletişiminde her zaman etkileyici, orijinal,güvenilir, kısacası gözü ufuklarda. Bu özellikler Fehimanda da var ama maalesef önü tıkandı. Bana kalırsa baba biraz siz de sebep oldunuz. Ben başörtüsü sorununun bir şekilde aşılabileceğini düşündüm hep. Hedefi yüksek,öncü bir insan olabilecekken.... (Hafif İçini Çeker) Yapabilecek bir şeyim yok. Fakat Fikret için böyle düşünüyorum,tam zamanı. Ondaki liderlik vasfını göz önünde bulundurarak verilecek bir eğitim onu istikbale hazırlayacak. (Özlemle Söyler) Öylesine güzel emellerim var ki,yüksek tahsil sürecinde Amerikaya getirip liderlik dersleri aldırarak, onun bu yeteneğini geliştirmek istiyorum. Düşünsenize babacığım meydanlarda,ekranlarda boy gösteren,arkasında kitlelerin oluştuğu bir evlat.... Ne kadar kıvanç verici. Fehiman için de teklifimi değerlendirin. Bir şekilde burada eğitim ortamı ayarlayabilirim. Siz evet deyin yeter.
Bakınız yazdığım mektup kaç sayfa oldu. Hepinizi çok özledim. Yazarken sizinle sohbet ettiğimi düşündüm hep. Sizin de mektuplarınızı bekliyorum. Allaha emanet olun...
Oğlunuz OSMAN.
Orhan:Kendisi gittiği yetmiyormuş gibi diğer evlatlarımı da istiyor benden.
Fehiman:Annem de öyle diyor. Ama ben gitmem babacığım,siz korkmayın.
Fikret:Ben giderim. Üff bi büyüyeyim.
Orhan:Biz ne yapacağız burada?
Fikret:Ben gidip işlerimi ayarlayayım,belki sizi de aldırırım.
Orhan:Peh,tilki deliğine sığamamış,kuyruğuna bir de çalı bağlamış.
Fehiman:Fikret neden gitmek istiyorsun?
Fikret:Niye istemeyecekmişim? Baksana abimin söylediklerine,oradaki okullar en iyisi.
Orhan:Sanki gitmiş görmüşsün...
Fikret:Görmeme ne gerek var? İyi olmazsa orada tahsil yapanlar,burada iyi mevkilerde olur mu hiç? Hem ben okul gezisinde yine başkan seçildim. Demek ki bu konuda başarılıyım.
Orhan:Başarılı olunca ne oluyor?
Fikret:Yaa babacığım siz de, başarılı olmak iyi bir şey.
Orhan:Kötü diyen mi var sanki? Yani benim anlamak istediğim, sonuç ne?
Fehiman:Sonuçtaki güzellik başarı değil mi baba?
Orhan:Neye göre güzel?
Fehiman:İnsanın istediği şeye göre değişir.
Orhan:Hıı... Demek insanların istedikleri şeyi elde etmeleri veya yapabilmeleri başarı. Ben de Allahın istediğini yapmaları sanırdım.
Fikret:Elbette ki,benim başkan olmam da başarı değil mi?
Orhanesene başkan olmayan arkadaşların başarısız.
Fikret:Off baba yine sözü dolandırmaya başladınız. Ben onlara başarısız mı dedim?
Orhan:Oğlum öyle bir edayla söyledin ki. Senin özel,farklı yeteneklerle onlara bir üstünlüğün olduğu fikri uyandı.
Fikret:Olamaz mı yani? Niye onlardan biri değil de ben başkan oldum?
Orhan:Bilemem ki okulunuzun,sınıfınızın başkanlık seçimindeki, şartlarını,senin hangi sebeplerden seçildiğini. Eğer hakkıyla yapabiliyorsan sevinirim zaten.
Fikret:Yaa niye yapamayayım ki?
Orhan:Oğlum Allaha hamd edesin diye söyledim. Eğer bu başkanlık senin istediğin ve becerdiğin bir şeyse Allah sana lütfetmiş,kıymetini bil.
Fehiman:Yani Fikret,sende güzel bir haslet var ise onunla övünme,sevinince Allaha şükret diyor babam. Eğer bu şükür olmazsa nimeti kendinden bileceksin.
Orhan:Ablan iyi söyledi oğlum. Bu öncülüğünü,başkanlığını hayırda,iyide geliştiresin diye söylüyorum. Bir işte başı çeken kişi oluyorsan bunu niye yaptığın,yaptığın işten daha önemli.
Fehiman:Bir şeye öncü olduğumuz zaman onun hayırlı olması şart.
Fikret:Ooo o zaman öncü insan bulamazsınız.
Fehiman:Neden?
Fikret:Hani bakın,bir sürü lider gelip geçiyor Türkiyede,dünyada. Hangisi,kim iyi yöne sürüklüyor?
Orhan:Oğlum onlar bize ölçü mü? Biz kendimize bakarız.
Fikret:Eeh o zaman lider filan olamayız.
Fehiman:Hiç anlamadım Fikret. Onlar iyi değilse bize ne?
Fikret:Abla onlar hep birbirlerine benziyorsa bu demektir ki,onlar gibi olanlar lider olabiliyor.
Fehiman:Aaay onlar gibi olmaktansa....
Orhan:Bence bunun için hiç de onlar gibi olmamız gerekmiyor.
Fikret:Cık.... Gerekiyor,çünkü onların belli eğitim merkezlerine gitmeyince olmaz,olsa da önemsiz şeyler olur.
Orhan:Her halükarda pek de önemli değiller. Kısa süreli parlayıp sönüyorlar.
Fikret:Ooo baba siz de.... Kim ömür boyu lider olabilir ki?
Orhan:Nasıl olamazmış? Hatta ölümünden sonra bile olur.
Fikret:Neee.... (Gülerek) Baba ya ne diyorsunuz?
Orhan:Oğlum Hz. Muhammed hala bizim önderimiz değil mi?
Fehiman:Aaa baba,biz bunu düşünemedik.
Fikret:Vay bee,hakkaten nasıl düşünemedik?
Fehiman:Nasıl düşünemediğinizi söyleyeyim. Şimdi sizleri sadece liderliğe özendiriyorlar. Neyin lideri olmanız gerektiğini de basit basit şeylerle belirliyorlar.
Fehiman:Haklısınız baba.
Orhan:Resuller öyle mi ya? Onlar hiç lider olmak için çalışmıyorlar.
Fikret:Peki ne için çalışıyorlar ki?
Orhan:Onlar vazifelerini yapıyorlar. Vazifelerini hakkıyla yapan insan mükafatını alır.
Fehiman:Hem de onlar mükafatlarını insanlardan beklemiyorlar.
Orhan:Ooo kızım öyle geçici,ufak tefek şeylere talip olular mı? Onlar en büyük hedefi garanti etmeye çalışmışlar. Tabi ki karşılığını da almışlar.
Fehiman:Yani cenneti mi?
Orhan:Evet cenneti. Lüzumsuz heveslerinin arkasında koşup,cennetin yolunu güçleştirmemişler.
Fikret:Baba liderlik,öncülük lüzumsuz mu?
Orhan:Bu maksadınla alakalı. Yani neye lider olmak istediğin çok önemli. İlla da gözde olmak için yaparsan yani,sevap alamazsın.
Fikret:Yoo birçokları gibi namazımı kılarım,hayır da yaparım. O zaman öncü olmamada ne sakınca var?
Orhan:Ne sakınca olacak Fikret, sana bakıp özenenler; Bak namaz kılanlarda dünyalık heveslerinin arkasında didinebilirmiş,ne güzel. diyecek. Daha ne olsun?
Fehiman:Bu da doğru. Çünkü peygamberler hiç zaafa düşmemiş,tek başına ümmet olmuş. Hz. İbrahim gibi...
Orhan:Onlar Allahın sözü üstün olsun diye çalışmışlar.
Fikret:Peki neden şimdi insanlar bu halde? Resuller başarılı olamamışlar mı?
Orhan:Vazifelerini yapmış olanlar başarılı olanlardır. Onlar da vazifelerini yapmış ve cennetlik olmuşlardır. İnsanların sapmış olmaları Resullerin meselesi değil. Sonucu,Resul de olsa,insanlar tayin edemez. Sadece iyi olsun diye gayret edip,vazifelerini yerine getirirler.
Fehimanüşünüyorum da Fikret acaba şimdi bir peygamberimiz olsaydı,ekranlarda biz şunu yaptık, biz bunu yaptık diye taraftar toplamak için kendini över miydi?
Orhan:Hayır hayır,onların tek davası tevhid olmuş,onun mücadelesini vermişler. Ve asırlardır İslam tüm dünyada baki kalmış. Sen bize bakma oğlum. Dünyanın birçok yerinde nebevi metodu bilip batılla mücadele eden iyi Müslümanlar var.
Fehiman:Ne güzel,onlar cennette Resullerle,şehitlerle olacaklar.
Orhan:Resulleri,şehitleri,sıddıkları Allah için sevenler,onlara hayır dua edenler her zaman oldu ve olmaya da devam edecek. Şimdikiler gibi bir gün alkışlanıp,diğer gün yuhalanmayacaklar.
Fehiman:Fikret ne diyorsun? Var mısın böyle bir liderliğe?
Fikret: (Düşünceli) Abla bu benim istediğim liderlikten çok daha zor.
Fehiman:Olsun,hiç olmazsa uğrunda emek sarf etmeye değer.
Fikret:Ama peygamberler çok zorluklar çekmişler.
Fehiman:Olsun,mükafatları da ebedi olmuş. Hem herkes de aynı zorlukları yaşayacak değil ya.
Orhan:Siz kolaylık dileyin Allahtan. Bir de sabikun olmaya karar verin,gerisi kolay.
Fikret:Sabikun mu?
Fehiman:Unuttun mu Fikret? Hani Vakıa Süresinde hayırda yarışanlar,öncüler vardı ya,işte onlar.
Fikret:Haa anladım. Ve cennetin en üst derecesinde olanlar.
Orhan:Bak,öncü olmaya karar verdiniz. Tabi sonra hayır ne,onu tanıyacaksınız. Ondan sonra da yarışacaksınız.
Fikret:Ohh tıkıdım tıkıdım,tıkıdım...Arap atları gibi en önde ben olmalıyım.
Orhan:Ama bak Fikret,Allah istediği için hayırda yarışacaksın,lider olmak için değil.
Fikret:Olsun ben yine de yarışırken olurum lider. Tıkıdım,tıkıdım,tıkıdım.
Orhan:Beni dinle Arap atı... İyi tefekkür etmeyi öğreneceksin,sonra bilgin,artı gayretin olacak. Yani hep hareket halinde olacaksın. Durmak yok,tökezleyince çabuk kalkacaksın. Nazlanmak yok.
Fikret:Tıkıdım,tıkıdım,tıkıdım....
Fehiman:Sonraa bay tıkıdım,önüne engeller çıkınca,birlerine kızınca durmak yok.
Fikret:Kızdırmayın siz de. Tıkıdım,tıkıdım,tıkıdım.....
Orhan:Sonra yaptığın işi ilginç,zevkli hale getireceksin,hataları tamir edeceksin. İyi bir liderlik için...
Fikret:Tıkıdım,tıkıdım,tıkıdım..........
Orhan:Zalimlerin yüreğine korku salacaksın,müminlerinkine güven vereceksin. Bu da öncülüğün şartlarından.
Fikret:Oooh en öndeyim. Hepinizden üstünüm. Tıkıdım,tıkıdım....
Fehiman:Yok canım, dur orda biraz. Kim demiş sen üstünsün? Gaza geldin yine.
Fikret:Kıskanma abla. Hayırda yarışanlar öncüydü,üstündü. Bak ben de en önde gidiyorum. Tıkıdım.....
Fehiman:Hayır Fikret,orada durdur biraz atını. Asıl üstün olan muttakilerdir.
Fikret: (Nefes nefese) Çok mu zor bir şey sanki? Bu kadarını yaptıktan sonra onu da yaparım.
Fehiman:Fikreet... Artık bırakır mısın o yastığı,mahvettin yaa...
Fikret: (Nefes nefese) Bırakamam daha yolum çok.
Fehiman:Fikret uzatma,bak gördün mü babam hazırlanmaya gitti,çabuk olalım. (Fikret Sessizleşir) Uff halamın evi de ne kadar uzak,bir saatten evvel ulaşamayız.
Fikret:Hıı o zaman yeni bir sorunla karşı karşıyayız. Peygamber efendimiz üç kimse sefere... Başkan ben olmalıyım...
Fehiman: (Bıkkın) İyi Fikret ol. Sanki arada ne fark varsa. Sana söylemiştim,şunu unutma,orada önemli olan asayişi sağlamak,yoksa bir insana başkanlıkla paye vermek değil.
Fikret:Olsun,sonuçta emredebileceğim ya.
Fehiman:Emret. Güzeli emreden kadar güzele tabi olan da onurludur. Peki seni dinlemezlerse ne yaparsın?
Fikret:Nasıl dinlemezlermiş? Tak diye emrederim,şak diye yaparlar.
Fehiman:Anlıyorum Fikret. Sana dua etmekten başka çarem kalmadı. Allahım Fikreti takva sahiplerine rehber,imam kıl!