![]() |
|
Tiyatrolar, Tiyatro Oyunları (Skeçler ve Piyesler) Tiyatro çeşitleri,tiyatro tarihi,tiyatroların tanıtımı,tiyatro metinleri,tiyatrocuların hayatı eserleri,Tiyatro ile ilgili kitaplar,tiyatro oyunları |
Tiyatrolar, Tiyatro Oyunları (Skeçler ve Piyesler) kategorisinde açılmış olan Karagöz Sözlüğü konusu , ...
![]() | ||
![]() ![]() |
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
|
![]() |
#1 |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
YÖNETİCİ
Üyelik tarihi: Feb 2009
Üye No: 2
Mesajlar: 1.665
Konular: 1221
Bulunduğu yer: İstanbul
|
![]()
– K –
Kaburcak: Türkistan’da kukla oyununa verilen ad. Kolkorçak. Kadı: Anadolu’da oyunları düzenleyene verilen adlardan biri. Kâhya: Anadolu’da oyunları düzenleyene verilen adlardan biri. 8 Kalgı: Anadolu’da dans etmek anlamına gelir. Kambur: Karagöz oyunu tiplerinden biridir. Beberuhiyi andırır, sırtında kamburu vardır. Karacör oyunu: Anadolu’da ilkel kukla oyunu. Kartela: Tulûat tiyatrosunun kapısına asılan tabela. Kasebâz: Kâseleri parmaklarının ve değneklerin ucunda çevirerek dans eden oyuncu. Kasperle: Almanya ve Avusturya’da baş kuklanın adı. 1890 yıllarında, Viyanalı komik Larosche’un yarattığı bu tip, bir bakıma Hans Wurst’dan gelmedir. Saf, neşeli ve başına gelen serüvenlerden hep iyilikle sıyrılmasını bilen halk çocuğu görünüşü ile Kasperla, daha snra çocuklar için kukla oyunlarının sevilen bir kahramanı durumuna gelmiştir. Kasperle tiyatrosu: Almanya ve Avusturya’da baş kuklası Kasperle adını taşıyan kukla tiyatrosuna verilen ad. Kavuk devirmek: Ortaoyununda Kavuklu’nun kavuğunu yere düşürmeden bir baş hareketiyle devirmesi. Kavuklu: Ortaoyununun Pişekâr ile söz düellosuna giren, en önemli tipidir. Perdede Karagöz karşılığı Ortaoyununda Kavuklu’ya dönüşür. Kavuklu, dilimli ve sarıklı bir kavuk, kırmızı çuhadan kaftan giyer. İçinde gömleği olur. Ayaklarında sarı çedik pabuçlar bulunur. Eski adı Nekre’dir. Kavuklu ortaya peşinde bir cüce ya da kamburla gelirdi. Kavuklu arkası: Kavuklu’yu izleyen cüce ya da kambur oyuncu. Elinde bir zembil ya da fener taşırdı. Kayarto: Zennelerle birlikte gezen Arap Bacı, halayık. Kayserili: Karagöz oyunu tiplerindendir. Yerli ağızla konuşur ama İstanbul törelerini benimsemiş pastırmacı tipi. Keçelek baz: İran’da ilkel bir güldürü. Keçel pehlivan: İran kukla oyununun baş oyuncusu. Kel Pehlivan da denir. Özel bir giysisi yoktur. Başının dazlağı tek özelliğidir. Sofu gibi görünür. Bilgiçtir, üstelik bütün İranlılar gibi, az çok şair yanı vardır. Karagöz’ün İran’daki karşılığı olduğu söylenir. Kekeme: Karagöz oyunu tiplerinden biridir. Kekeleyerek konuşur. İnsanların kusurları ile alay etmek hoş olmayacağı için artık bu tipler perdeye getirilmiyor. Kerizci: Karagözcülerin şarkı söyleyene verdikleri ad. Kırınmak: Anadolu’da dans etmek anlamına. Kıssahan: İslâm ülkelerinde hikâye anlatıcısı. Meddahla benzer özellikleri vardır. Ancak oyunucluk yönü meddah kadar gelişmemiştir. Kızılayak: Anadolu’da oyunları düzenleyene verilen adlardan biri. Kikirrus: Atellan komedyalarının böbürlenen asker tipi. Kapitano. Kol: Dans, temsil, taklit ve her türlü oyun oynayan topluluk. Kolbaşı: Ortaoyununda kolun başında olan ve kola adını veren kimse. Kolun oyunlarını düzenleyen, onu yöneten kişi. Kolkorçak: Türkistan’da bulunan el kuklası. Kaburcak. Kolombina: İtalyan tulûat tiyatrosu olan Commedia dell’Arte türünde kadın uşak tiplerinin en renklisi. Şuh, kıvrak, iyi yürekli bir kadındır. Çoğu zaman göz alıcı bir güzelliği vardır. Komika innamorata: Commedia dell’Arte türünün komik görünüşlü, çoğu zaman orta yaşlı ya da yaşlı sevgili tipi. Genelde zengin, dul ve çirkin bir kadındır. Komik-i Şehir: Türk tulûat tiyatrosunda en usta olmuş oyuncuya özel bir törenle verilen en onurlu ünvan. Korçak: Anadolu’da ilkel kukla oyununa verilen ad. Köçek: Eski Türk sahne oyunlarında kadın kılığına girerek dans eden oğlan. Günlük konuşmada oyuncu kız. 9 Köçek havası: Köçeklerin uyumlu hareketlerle dans etmelerini sağlayan oyun havası. Körmük oyunları: Seyirlik oyunlar. Seyirci önünde gösterilen her türlü oyun. Daha çok halk tiyatrosu ve eğlendirici nitelikte oyunlar. Köse: Anadolu’da oyunları düzenleyene verilen adlardan biri. Köşebaşı ustaları: İkinci derecede Karagöz ustaları. Bunlar kahvehanelerde, kapalı yerlerde Karagöz oynatırlardı. Kötürüm: Karagöz oyunu tipleinden biri. Kusurlu kişiler sınıfına girer. Dilencidir. Köyoyunu: Kaynağı dinsel olan, ilkel konulu oyun. Bu tür oyunlar dinsel tören nitel iği taşır. Bolluk, yağmur törenleri gibi gösterilerde bu oyunlar oynanır. Krispin: İtalyan tulûat tiyatrosunun etkisiyle ortaya çıkmış, Fransız tiyatrosunun bir tipi. Bu tip “Skaramuçiyo”dan esinlenerek ortaya çıkarılmıştır. Kuklabâz: Kukla oynatan usta. Kukla oyunu: Kuklaların oynatıldığı fazteziye dayanan oyun. Kukla tiyatrosu: Kuklaların elle ya da mekanik olarak oynatıldığı tiyatro. Kukuruku: Commedia dell’Arte türünün, korkak olduğu halde, ne kadar kahraman olduğunu herkese anlatarak böbürlenen palavracı kahraman tiplerinden biri. Kumpo: Anadolu’da oyuncuları düzenleyene verilen ad. Kurmak: Bir oyunu bütün öğeleri ile belli bir düzen içinde oynanır hale getirmek. Kuyuntu: Tulûat tiyatromuzda kulis aralarına verilen ad. Kûzebaz: Testileri başının üstünde tutarak hüner gösteren oyuncu. Külhanbey: Karagöz tiplerinden biridir. Matiz ve Tuzsuz Deli Bekir’den sonra gelir. İkinci Abdülhamit devrinde Karagöz tipleri arasına girmiş olan Külhanbey sarhoş değildir. Kürt: Karagöz tiplerindendir. Oyunlarda Bekçi olur. Güneydoğu Anadolu’ludur. |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
YÖNETİCİ
Üyelik tarihi: Feb 2009
Üye No: 2
Mesajlar: 1.665
Konular: 1221
Bulunduğu yer: İstanbul
|
![]()
– L –
Lâl: Anadolu’da sessiz ve sözsüz köy oyunlarına verilen ad. Laz: Karagöz oyununda kayıkçılık ve kalaycılık yapan tip. Trabzon ağzıyla çok süratli konuşup karşısındakine söz vermez. Ağzı kalabalık, geveze bir tiptir. Lazzi: Commedia dell’Arte oyuncularının güldürücü eylemleri. Lobetbaz: İran’da kukla oyunu. Lû’b: Güldürü. Lûbetbaz: Eski Türk körmük oyunlarındaki gösteri sanatçısı. Bu terimin kapsamına oyuncular, hokkabazlar, cambazlar ve çeşitli hüneri olan kimseler girer. – M – Makama: Kişilerin söyleşmelerinin taklidine dayanan öykü biçimi. Meddah biçimi ile benzerlik gösterir. Maraka: İran’da seyirlik oyunlara verilen ad. Maskara: karagöz oyununda soytarı tipi. Matiz: Karagöz oyununda bir tiptir. Her an sızması beklenen alelâde bir mahalle sarhoşudur. Söylenen sözleri anlamakta zorluk çeker. Matrakbaz: Tahta kılıçlar ve kalkan yerine yuvarlak yastıklarla yapılan bir spor ve dans gösterisi olan matrak oyunu yapanlara verilen ad. Minyatür sanatımızın en büyük ismi Matrakçı Nasuh, bu oyundan gelen lakabıyla bilinir. Maymunbaz: Maymunları eğitip onlarla oyunlar gösterenlere verilen ad. Meddah: Öyküler anlatan ve taklitler yaparak bir olayı canlandıran sanatçı. Çoğunluk komik öyküler anlatsa da dramatik yapısı ve kurgusu olan bir biçimdir. 10 Arapça övmek, medh etmek anlamından gelir. Eskiden ayakta şiir söyleyip övgüler düzen bu kişiler daha sonra oturup anlatmaya başlarlar. Aksesuar olarak omuzlarında bir mendil, ellerinde bir baston bulunur bunlar anlatı içinde çeşitli formlarda kullanılırdı. Mestan Ağa: Karagöz oyununda ezik bir göçmen ağzıyla tane tane konuşan Rumeli tipi. Çoğu kez pehlivan, kimi kez de arabacı olur. Durmadan köyünden bıktığını söyler. Pehlivanlıktan dem vurur. Ama koftur. Kendinden zayıfına bile yenilir. Korkak değilse de yılgındır. Meşale: Karagöz perdesinin arkasına yakılan ışık. Meşale çanağı: Eski Karagözcülerin meşaleyi yaktıkları çanak ya da altlık. Meydancı: Anadolu’da oyunları yönetene verilen adlardan biri. Mezzetino: Giysisi kırmızı olan, Commedia dell’Arte türünün uşak tiplerinden biri. Mitos: Tarih öncesinden bu yana tanrıların yaşamlarını ve kahramanların maceralarını anlatan ve bir toplumun inançlarını, duygularını, eğilimlerini anlatan efsane. Esatir. Moloz: Türk tulûat tiyatrosunda figürana verilen ad. More: Arnavut’un söylediği her cümleye eklediği sözcük. Moruk: Tulûat tiyatrolarının oyunlarında yaşlı adama verilen ad. Mudhik: Eski Türk sahne oyunlarında güldüren oyuncu. Mudhike: Güldürü. Muhacır: Karagöz oyununda bir tiptir. Balkan göçmeni manasına gelir. Balkanlarda yaşayanlara Rumelili ya da anavatana göç ettiklerinde Muhacır denirdi. Muhavere: Karagöz’ün indirilmesinden ve tekerlemesinden sonra fasıl başlamadan önceki bölümdür. Burada Karagöz’ün Hacıvattan dayak yemesinden sonra yaptıkları karşılıklı konuşma yer alır. Muhavereler belli isimlerle anılırlar. ?????? bu muhaverelerde Karagöz ve Hacıvatın kişilikleri üzerine ipuçları verilir, mizaçları ortaya konur. Yanlış anlamalar üzerine kurulu bu diyaloglar toplum içindeki görgü kurallarından, şiir söyleme üzerine pek çok alanda çeşitlilik gösterir. Mukaddem: Arap gölge oyununu oynatan törenci başı; aynı zamanda gölge oyununun baş kişisi. Arap gölge oyununda Hacıvat’ın karşılığıdır. Karagöz oyununda da ilk bölüme mukaddime dendiğini biliyoruz. Mukallit: Anadolu’da oyunları düzenleyene verilen adlardan biri. Taklitçi manasına gelir. Muslu: Karagöz oyunu tipidir. Kanlı Kavak oyununda Âşık Hasan’ın oğlu. Mührebaz: Yuvarlak taşlarla göz bağcılık ve el çabukluğu gösteren oyuncu. |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
YÖNETİCİ
Üyelik tarihi: Feb 2009
Üye No: 2
Mesajlar: 1.665
Konular: 1221
Bulunduğu yer: İstanbul
|
![]()
– N –
Nakkal: İran’da hikâye anlatıcı. Nanay: Orta Anadolu’da ağır danslara verilen ad. Na’reke: Oyunun başladığının işareti olan göstermelik perdeden kaldırılırken çalınan bir çeşit düdüktür. Kamıştan yapılır. Bir ucuna zar gibi ince bir kâğıt sarılır, diğer ucundaki delikten üflenince de arı sesi gibi bir vızıltı çıkarır. Müzik konusunda yetkin olan Hayalîler na’reke ile taksim yapabilirler. Günümüzde Hayalîler tarafından gerek kullanım rahatlığı, gerek kolay bulunması dolayısıyla plastik “Kazu” kullanılmaktadır. Naş: Karagözcülerin “gitmek” anlamına kullandıkları argo söz. Natır: Karagöz oyununda bir tiptir. Kadınlar hamamında çalışan hizmetlilerin başı olan kadındır. Erkekler hamamındaki tellağın karşılığıdır. Nekre: Ortaoyununda gülünç sözlerle, çeşitli hünerli hareketlerle seyirciyi güldüren tip. Bu tip daha sonra gelişerek Kavuklu’ya dönüşmüştür. 11 Nev-icat oyun: Cumhuriyet sonrası yazılan Karagöz oyunlarına verilen ortak ad. Nevreganlamak: Deriye delikler açma işlemine verilen ad. Bu ad sonraları bu işlem için kullanılan bıçaklara ad olmuştur. Nevregan: Karagöz oyunu tasvirlerini kesmede, işlemede kullanılan ucu çok keskin çelik bıçakların ortak adı. Nümayiş: İran’da halk tiyatrosuna verilen ad. |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
YÖNETİCİ
Üyelik tarihi: Feb 2009
Üye No: 2
Mesajlar: 1.665
Konular: 1221
Bulunduğu yer: İstanbul
|
![]()
– O –
Orta: Ortaoyununun oynandığı alan. Çevresine kazıklar çakılır; bu kazıklar arasına ipler gerilerek, seyirciler oyun yerinden ayrılırdı. Yeniçeri Ortası’ndan gelme oduğu ifade edilir. Ortaoyunu: Ortada oynanan ve tulûata dayanan halk oyunu. Seyircinin dört yandan izleyebildiği, ortada oynanan oyun biçimi. Adını Yeniçeri Ortası’ndan aldığını söyleyen kaynaklar vardır. Commedia dell’Arte ile benzerlikler taşır. Ortaoyunu için Karagöz ve Hacıvat’ın perdeden ortaya inmiş hali denir. Bu oyunların iki baş kişisi Kavuklu ile Pişekâr tıpkı Karagöz ve Hacıvat’ın özelliklerini gösterir. Diğer oyun tipleri Karagöz’deki tiplerle aynıdır. Oyun konularında da bir ortaklık göze çarpar. Güldürme, onların söz oyununa, hazırcevaplılığına, yanlış anlayışa dayanan konuşmalarına ve oyunun öbür tiplerinin şive taklidlerine dayanır. Kimi oyunlarda güldürme ögesi açık saçıklığa kadar gider. Belli tipler, belli giysiler giyerler. Dekor olarak bir paravan (Yeni dünya) bir de alçak bir paravan ya da bir hasır iskemle (dükkân) vardır. Ortaoyunu kolu: Ortaoyunu oynayan topluluk. Oski: Karagöz ustalarının “altın” karşılığında kullandıkları terim. Oyun ağası: Anadolu’da oyunları düzenleyene verilen adlardan biri. Oyun babası: Anadolu’da oyunları düzenleyene verilen adlardan biri. Oyuncubaşı: Anadolu’da oyunları düzenleyene verilen adlardan biri. Oyun çıkarmak: Anadolu’da köy oyunlarını düzenleyip seyirciye sunmak. – Ö – Öncü: Anadolu’da oyunları düzenleyene verilen adlardan biri. |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
YÖNETİCİ
Üyelik tarihi: Feb 2009
Üye No: 2
Mesajlar: 1.665
Konular: 1221
Bulunduğu yer: İstanbul
|
![]()
– P –
Pabuç sektirmek: Ortaoyunu’nda Kavuklu’nun yapılması zor bir hareketi; pabucu ayağından düşürmeden sektirmek. Kavuklunun koşarken ayağından çıkarttığı pabucu arkaya atıp omzu üzerinden geçirip yere düşürmeden tekrar ayağına giymesi. Palanga: Ortaoyunu’nda oyun alanı. Orta. Panç ile Cudi: İngilizlerin geleneksel kukla oyunu. Panç (Pulçinella’nın etkisi) çirkin bir kamburdur, kocaman bir burnu ve göbeği vardır. Cudi de onun karısıdır. Günlük konuları ele alıp yeren, taşlayan bir halk kuklasıdır. Pandomima: Tanzimat ve Meşrutiyet dönemi tiyatrolarında oyunlar arasında oynanan sözsüz oyun. Panola: Ortaoyununda tefe verilen ad. Pantalone: Commedia dell’Arte türünün bön, aldatılan baba ve koca tipi. Yaşlıdır. Venedikli bir zengindir. Mesleği, çoğu kez tüccarlıktır. Arasıra da soylu kişi olarak görülür. Kendinden genç kadınlara âşık olur, ama onlardan yüz bulamaz. Giysisi önceleri kırmızı, sonraları kara bir pelerin, yarım maskedir. Ak, sivri bir keçi sakalı vardır. Papara: Ortaoyununda zurnanın adı. Pappus: Atellan komedyasının yaşlı adam tipi. Parçacı: Tulûat tiyatrosunda komiğe laf açan yaşlı oyun kişisi. Parsa: Tulûat oyunundan sonra seyirciden toplanan para. 12 Paskuyino: Commedia dell’Arte türünün ikincil uşak tiplerinden biriyken sonradan Orta Avrupa tiplerinden biri olmuştur. Pastav: Ortaoyununda Pişekâr’ın elinde bulundurduğu ve sık sık kullandığı “şak şak” diye ses veren tahtadan maşa ya da içi ayrık tahta. Pay: Ortaoyununda oyuncuların kazancı, belli oranda aralarında paylaşmaları. Oyunculara paylaşma sonunda, kazançtan düşen para. Peciz: Karagöz ve Ortaoyununda “Ev” e verilen ad. Peniz: Ortaoyununda söz. Perde: Bir oyunda konunun ana parçalarından her biri. Karagöz sahnesine verilen ad. “Perde kurmak” Karagöz oynamaya yetkin olmak. Perde Gazeli: Perdeden Göstermelik na’reke vızıltısı ve def velvelesi eşliğinde kaldırıldıktan sonra Hacıvat tarafından söylenen uyaklı manzum şiirlerdir. Oyunların tasavvufî yönlerinin ağırlıklı olarak vurgulandığı bir bölümdür. Yaratanın varlığı ve birliği övülürken insanın aciz bir kul olduğunun altı çizilir. Karagöz’ün ibret perdesi olduğu ve gösterinin bir ders niteliğinde olduğu belirtilir. Eski oyunlarda Aruz olan perde gazellerinde artık serbest vezinde kullanılmaktadır. Perde küsat etmek: Karagöz perdesini kurmak. Perendebaz: Takla atarak hüner gösteren oyuncu. Peş tahtası: Perdenin iç yanında, alt bölümde rafa benzeyen ışık tahtası. Peyk: Anadolu’da oyunları düzenleyene verilen adlardan biri. Pişbop: Beberuhi’nin Karagözcü argosundaki adı. Pişekâr: Ortaoyunu başladığı zaman ilk gözüken tip. Başında dört dilimli ve dört renkte (kırmızı, mavi, sarı, kara) bir başlık taşır. Mavi ya da sarı çuhadan kara kürkle donanmış bir cüppe, bir de çakşır giyer. Ağır ağır, güçlükle yürüyormuş gibi sahneye çıkar. Ortaoyununun götürücüsü, düzenleyicisi gibidir. Piyav: Ortaoyununda düşünce, fikir. Pulçinella: Commedia dell’Arte türünün alık uçuk tipi. Napolili, kambur ve gaga burunlu bir soytarı olan Pulçinella’nın kaynağı Latin komedyasında Makkus’a kadar gider. Pusat: Ortaoyununda giysi. – R – Rakkas: Erkek dansçı. Rakkase: Kadın dansçı. Rasgele: Karagöz oyununda bir tiptir. Söylediği her kelimeye “rasgele” ilave ederek konuşması en büyük özelliğidir. Reis: Anadolu’da oyunları düzenleyene verilen adlardan biri. Repertorio: Commedia dell’Arte’de öğüt ya da tirada dayanan sözler. Rikhim: Arap gölge oyununun kalıcı kişisi. Rismanbaz: İp üstünde yürüyerek hüner gösteren oyuncu. Roman: Ortaoyununda çingeneye verilen ad. Rubentbaz: İran’da maskeli oyuncuların gösterisi. Rum: Karagöz oyununda meyhaneci, doktor ya da terzi tipi. |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
YÖNETİCİ
Üyelik tarihi: Feb 2009
Üye No: 2
Mesajlar: 1.665
Konular: 1221
Bulunduğu yer: İstanbul
|
![]()
– S –
Sandıkkâr: Eski devirde Karagözcünün ikinci yardımcısıdır. Karagöz tasvirlerinden, oyun takımlarının bulunduğu sandıktan sorumluydu. Sekban: Karagöz oyunu tiplerinden biridir. Yeniçeri Ocağına mensup eski devir askerlerindendir. Semai: Göstermelik, Karagöz perdesinden kalktıktan sonra Hacıvatın perdeye gelirken söylediği şarkı formudur. Sipar: Ortaoyununda âşık ya da genç adam tipi. 13 Sipsi: Karagöz, Külhanbey ve Matiz tipleri tarafından kullanılan argo bir kelimedir. Tütün ve sigara manasına gelir. Skapino: Commedia dell’Arte türünün uşak tiplerinden biri; bol dökümlü giysisi, sivri uçlu bir kaması vardır. Skaramuçiyo: Commedia dell’Arte türünün asker tiplerinden biri. Kendini öven, korkak, yalancı, sarhoş bir tiptir. Sogetto: Commedia dell’Arte oyununun taslağına verilen ilk ad. Sopalama: Commedia dell’Arte’den alınma, harketli, komik sahneleri olan, kaçıp kovalamacalar, sopa vurmalar ve dayak atmalarla gelişen sahneler ya da geçişler. Türk kukla; Karagöz ve Tulûat oyunlarında da “sopalamalara” rastlarız. Soyguncu: Ortaoyunu ve seyirlik oyunlarda çengileri soyup giydiren kadınlar. Söyleşme: Ortaoyununun birinci bölümü. Kavuklu ile Pişekâr arasında geçen konuşma. Su oyunları: Şehzade düğünlerinde ve önemli günlerde Osmanlı Sultanlarınca hazırlanan eğlencelerde büyük çaptaki su oyunları. Su üstünde savaş, canavarla boğuşma gibi sahneler yer alırdı. Sûretbaz: Eski Türklerde Kukla oynatıcısı. Susamcı: Karagöz oyununda bir tiptir. Eski devirlerde hamamlarda susam helvası satan bir zenci kadındır. – Ş – Şakşak: Pişekâr’ın elinde bulunan çatal tahta; şakşak diye ses verir. Pastav. Commedia dell’Arte’de komik uşaklar da kullanılır. Şamamiko: Ustaların Karagöz tipi için kullandıkları argo söz. Şano: Tulûat tiyatrosunda sahne. Şebbaz: Karagöz oyununu oynatan usta. Hayalbâz, sûretbaz, hayalî. Şem’a: Karagöz oyununda perdedeki tasvirleri iyi gösterebilmek için perdenin arkasında yakılan ışıktır. Bu ışık eskiden bir çanak zeytin yağının ortasında yakılan bir fitilden temin edilirdi. Isınan zeytinyağını soğutmak için tabağın içine zincir sarkıtılır, belli bir süre sonra bu işlem tekrar edilirdi. Büyük İstanbul yangınlarının bir kısmının Karagöz şem’asından çıktığı bilinmektedir. Karagözün belli dönemlerde yasaklanmasının altında kontrol altına alma çabaları ile birlikte bu yangın tehlikesi de bulunmaktadır. Daha sonra perdede mum kullanılmaya başlanmıştır. Bu ışıklar titrek olduğundan perdeye ayrı bir hareket ve atmosfer kazandırırlar. Deriden yapılmış tasvirlerin renklerinin deriye daha iyi geçmesini sağlarlar. Günümüzde ise aydınlatma için elektrik lambaları kullanılmaktadır. Şeyh Küşteri: İran’ın Küşter kasabasından Bursa’ya gelerek yerleşmiş ve ilk Türk Karagöz’ünü perdeye getirmiş kişi olduğuna inanılır. Sanatın piri, kurucusu kabul edilir. Perde gazellerinde kendisine atıfta bulunularak adı daima anılır. Karagöz perdesine, Ortaoyunu sahnesine Küşteri meydanı da denir. Şık: Karagöz ve Ortaoyununda tip, zampara da denir. Şişebâz: Şişeleri dengede tutarak hüner gösteren oyuncu. Şorolo: Ortaoyununda çocuk. Şubedebâz: Gözbağcılık gösteren oyuncu. |
![]() |
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Etiketler |
karagöz, sözlüğü |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Yunan Mitolojisi Sözlüğü - Yunan Mitolojik Sözlük - Yunan Mitoloji Sözlüğü | Gökkuşağı | Mitoloji / Mitoloji Tarihi / Mitolojik Kahramanlar ve Karakterler | 0 | 24.11.12 03:51 |
Mitoloji Sözlüğü - Mitolojideki Kelimelerin Anlamları - Açıklamalı Mitoloji Sözlüğü | Gökkuşağı | Mitoloji / Mitoloji Tarihi / Mitolojik Kahramanlar ve Karakterler | 10 | 17.11.12 05:12 |
Mısır Mitolojisi Sözlüğü - Mitolojide Mısır Sözlüğü | Gökkuşağı | Mitoloji / Mitoloji Tarihi / Mitolojik Kahramanlar ve Karakterler | 0 | 10.10.12 23:28 |
Karagöz Sanat Evi Telefon ve Adresi Balıkesir - Balıkesir Karagöz Sanat Evi Telefon | 7 Renk | Sanat Galerileri | 0 | 21.01.12 02:18 |
Sanat Sözlüğü | Tualim | Sanat Terimleri Sözlüğü/Sanat Sözlüğü | 6 | 07.02.09 23:29 |