Tualim.net  

Go Back   Tualim.net > Kültür&Sanat&Edebiyat > Tiyatrolar, Tiyatro Oyunları (Skeçler ve Piyesler)
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda

Tiyatrolar, Tiyatro Oyunları (Skeçler ve Piyesler) Tiyatro çeşitleri,tiyatro tarihi,tiyatroların tanıtımı,tiyatro metinleri,tiyatrocuların hayatı eserleri,Tiyatro ile ilgili kitaplar,tiyatro oyunları

İtalya'da Rönesans Tiyatrosu

Tiyatrolar, Tiyatro Oyunları (Skeçler ve Piyesler) kategorisinde açılmış olan İtalya'da Rönesans Tiyatrosu konusu , ...



Konu Bilgileri
Konu Başlığı
İtalya'da Rönesans Tiyatrosu
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
2377

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07.06.09, 16:08   #1
Kullanıcı Profili
YÖNETİCİ
 
Tualim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Tualim.NetTualim
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2009
Üye No: 2
Mesajlar: 1.665
Konular: 1221
Bulunduğu yer: İstanbul
Standart İtalya'da Rönesans Tiyatrosu

İtalya'da Rönesans Tiyatrosu
Ortacağ tiyatrosu Roma ile Yunan Tiyatrosundan ne kadar ayri ise ,İtalyan Ronesans tiyatrosuda Ortacag tiyatrosundan o kadar ayrıdır.Öte yandan, klasik tiyatroyu büyük bir bağlılık ,hayranlıkla taklit etmek isteyen Rönesans tiyatrosu, sonunda karşımıza eskinin tekrarı olarak degil de , yepyeni ,aşagı yukarı -modern- tiyatro olarak çıkmıştır.

1450 yılından sonra dinsel tiyatronun yerini dunya işleri ile ilgili tiyatroya vermeye basladıgı gorülür.Ortacag-evler-inin yerini de dekorlu sahne alır.Böylece oyun alanı ,tiyatro yapısı degişir. İtalya'nın soylu kişileri kutsal büyükleri avlularda, geniş salonlarda klasik oyunları oynatır. Gosteriler duzenletirlerdi. Bilginler eski yazmalar arasında Latin , Yunan oyunlarını ararlar, bulduklarını ya oldugu gibi ya adapte ederek yada o günkü dile cevirerek sahneye koyarlardı.Perspektif kurallarını yeniden bulan ressamlar , Romalı mimar Vitruvius'un klasik sahne uzerine yazdıklarından yararlanarak saraylarda hayranlık uyandırıcı dekorlar çizelerdi. 1584'de soylu kişilerle bilginlerden seçilme bir topluluk Vicenza kentinde bir tiyatro yaptırdı.
Roma'nın yıkılışından sonra İtalya'da dogrudan dogruya tiyatro diye yapılan ilk yapının bu olduguna inanılıyor.


OYUNSUZ TİYATRO
İtalyan rönesans tiyatrosu yalnız bir bakımdan ortaçağ tiyatrosuna benziyor.Büyük oyunları yok. Bu yüzden de ona gerçek tiyatro denip denemeyeceğine karar vermek kolay değil.Gerçek tiyatro oyunculardan, dekordan,tiyatro yapısından daha fazla birşey. Büyük oyunların bulunmadığı yerde gercek tiyatronun varlığından söz edilemez.Dante, Petrarck,Boccaccio,Leonardo da Vinci,Michelangelo gibi yüce şairlerin,öykücülerin ,resamların yanısıra alınacak oyun yazarları yoktu İtalyan Rönesansının.Onun içinde bilginlerin sanatçıların bütün çalışmalrı saraylardaki parlak gösteriler,oyunlar,tiyatro yapıları hayranlık uyandıran dekorlar gercek tiyatronun yeniden doğuşunu sağlayamamıştı.Gerçek tiyatronun yeniden doğması için herşeyden önce oyun yazarlığının yeniden doğması gerekiyordu.


RÖNESANS
"Yeniden Doğuş" anlamına gelen rönesansın tarihsel düşünce içindeki yerini ilk kez isviçreli bilgin Jacob Burkhardt saptadı.Rönesans,insanın kendini bulması ve dolayısıyla dünyayı bulmasıydı.Ortaçağın insanı ahlaksız ve öteki dünyanın yanında bu dünyayı sefil bulan düşünce düzeyine karşı bir başkaldırıydı.Rönesans ilk kez İtalya'da başladı.O dönemin bireyi ,istem olduğu takdirde insanın herşeyi başarabileceğine inanıyordu.Bireyci dünya görüşü , bireyi bir hiyerarşi içinde değil, başlıca gerçek olarak kabul ediyordu.İnsan varlığının iki yönü olan birey olma ve evrensellik arasında bir uyum vardı.Bireyci dünya görüşü ,insanla onun insana ilişkin işlemlerinin doğal uyumunu temel alan iyimser bir düşünce düzeyi getirdi.Bu dünya görüşü liberalizmin ve burjuva sınınfının gelişmesine yaradı.Buna paralel olarak devlet düşünceside değişti.Ulusal devlet düşüncesi gelişti.Hukuk kilisenin elinden kurtarıldı.
Hümanizmayla, Bilginin Canlanmasıyla birlikte düşünce düzeyinde,bilimde,sanatta,siyasette buyuk değişikliklerin olduğu bu çağda, toplum düzeni de büyük bir değişim içine girdi.Sınıflar arasında, aynı kültüre eşit haklara sahip olma eğilimleri ve karşılıklı alışverişler başladı.Rönesansta ulusal devlet düşüncesinin de geliştirdiği bir ulusal dil kavramı da ortaya çıktı.Bu kavram doğal olarak sanat alanını da etkiledi.


ORTAÇAĞ TİYATROSUYLA BAĞLAR
Ortaçağ'ın dinsel tiayatrosu İtalyada 1454 yılına kadar sürdü.1471 yılında Politian (1454-1494) adlı 17 yaşında bir şair latince olarak yazdığı bir mystery oyununda azizleri, kutsal kitaptan alınma kişileri değilde mitolojideen alınma kişileri anlatıyordı.Bu tutum yeni bir çağın etkisini duymak diye açıklanabilir.Politianın La Favola di Orfeo'su Ortaçağın mystery oyunlarıyla rönesans İtalyasının geliştireceği iki sanat çeşidi pastoral oyunlarla opera arası bir halkadır.
Geçmiş ile ikinci bir bağ entry denilen şenliklerde görülür.Bunlar bir hükümdarın kente gelişinde yapılan karşılama törenleri.Bir fatihin gücünü halka göstermek için düzenlenen şenlikler,gösteriler,oyunlar.Bu törenlerin başlangıcı seki Roma'ya zaferle dönen generallerin karşılanmasında aranmalıdır.Ortaçağ Londra'sında da Richard I gibi, Henry III gibi tahta çıktıkları yada evlendikleri zaman, kentin bütün evleri bayraklari,pırıl pırıl ipek kumaşlarla donanırdı.1370 yılında Entryler çok zenginleşmiş, süslü geçit arabaları ,taglar ,kuleler tablo sahneleriyle tiyatro özellikleri göstermeye başlamıştı. 1443 ile 1598 yılları arasında İtalya'da 25, Fransa'da 100 ,İngiltere ile Flanders'de 50'den fazla entry şenliği yapılmıştır.
Kimi zaman yabancı yada sevilmeyen bir hükümdar süslü arabalar,zengin giysilerle gösterişli bir alay hazırlatıp sokaklarda dolaştırır,kimi zamanda sevilen kendisini karşılamak için donanmış kente bir sezirci gibi giderdi.Hükümdarın hoşuna gitsin diye kurulan taglar arasında bir yada daha fazla sahnesi bulunan yapılarda bulunurdu.Bazen bir düzlükte iki sahne yanyana dururdu,bazen bir sahne üstde bir sahne altta dururdu.Sahneler hareketsiz ve belli yerlerde dururken,seyirciler hareketli ve dolaşırdı.
Bu sahneşlerde önceleri dumb-show'lar(konuşmasız oyun)-yada tableaux vivants (canlı tablo)- yer alırdı.Tabloların cansız modellerle yapıldığı gibi otuncularlada yapıldığı olurdu.Sözsüz sahneleri kimi zamana küçük yazılar açıklardı.Sonraları İngiltere'de oyun yazarları bu sahneler için karşılama şiirleri kısa konuşmalar yazdılar.Ortaçağda dinsel konular canlandırılırken rönesansta hükümdarları mitolojik kişileri karşılamaya başladı.
Entry sahnelerinde makineler kullanılır ,sahne hilelerinden bol bol yararlanılırdı."Perde" İtalyan tiyatrosundan önce bu sahnelerde görülmüştür.Öte yandan karşılama törenleri rönesans saray tiyatrolarını da içine alırdı.Şenlik,geçitler,eğlenceler çoğu zaman hükümdarın sarayında büyük bir gösteri ile sona erer,şölen sırasında danslar,otunlar seyredilirdi.
Rönesans tiyatrosunun ortaçağla üçüncü bir bağıda Latin komedileridir.Sezar'ın çöken imparatorluğu Avrupa'ya uluslararası bir dil bırakmıştı;Latince.Onun iöinde Roma komedilerini-yeniden bulmak-güç olmadı.Plautus ile Terence zaten Ortaçağ boyunca da kimi din adamlarının igisini çekmişlerdi.Oyunları günün havasına uydurularak oynanırdı zaman zaman.Hroswitha adlı bir alman rahibinin kişilerini Hristiyan tarihinden alarak Terence tarzında altı Latince oyun yazdığı biliniyor.Rönesans kilisesi ise Plautus ile Terence'nin oyunlarını ahlak dışı görmüyor,oynanmalarına karşı durmuyordu.Papa Pius II papalığa yükselmede önce kendiside Roma tarzında bir komedi yaymıştı.Papazlar Plautus'un açık saçık oyunlarını kahkahalarla seyrederlerdi.Latin komedileri Rönesansın ilk yaygın oyunları olmuştur.


İLK TİYATRO YAPISI İLK DEKOR
Rönesansta ilk tiyatroyu kim kurdu, nerde kurdu? İlk dekor ne zaman yapıldı? Tiyatroya ilk para yatıran kimdi-bir kilise büyüğü mü yoksa bir devlet büyüğü mü? Bu soruların kesin karşılıkları yok.Çeşitli yazılardan birbirini tutmaz bilgiler geliyor.
Örnekse bir yazar şöyle diyor: "Alberti 1452'de Vatikan'da Nicholas V için yapılan saraya bir theatrum eklemişti,ama orada oyunlar oynandığını bildiren bir belge yok"Peki bu bilgiyi doğrulayan bir belge var mı? Belli değil.Bakıyorsunuz bir başka yazar theatrum sözcüğünü tiyatro diye almış .Acaba doğru mu? Nicholas V için yapılan theatrum bizim anladığımız anlamda bir tiyatro mu? Bir üçüncü yazar 1486'da Dük Ercole d'Este'in Vitrivius'dan gelen bilgilerden yararlanarak bir tiyatro yaptırdığını ileri sürüyor.Bir dördüncüsü bu tiyatronun 1532 şair-oyun yazarı Ariosto (1474-1533) için yaptırıldığını ertesi yılda yandığını söyleyiveriyor. Kesinlikle bilinen gerçek şu: Birçok soylu kişi ayrıca kilise ileri gelenleri büyük salonlarının zaman zaman tiyatro biçimine sokup oyunlar oynatıyor, eğlenceler düzenletiyorlar-gösteriler sona erince sahne de kaldırılıyor.Onun için ilk tiyatroyu kimin, nerde kurduğunu bulup çıkarmak olanaksız.
İlk dekorun nerede, ne zaman kullanıldığı,nasıl birşey olduğu karışık.Bir rönesans yazarı 1484 ile 1486 yılları arasında düzenlenen bir açık hava oyununda ilk boyalı dekoru yaptırdığı için Kardinal Riario'yu övüyor.Ama acaba bu gerçeketen bu oyun ile ilgili bir resim ,bir-dekor- muydu?Çünkü saray gösterimlerinde kimi ünlü ressamların arka görünüş olarak oyunlarla hiçbir ilgisi olmayan resimler yaptıklarını biliyoruz.Ama çeşitli kaynaklardan gelen bilgiler birleitirilerek şöyle denilebilir: 1480'lerde dekora değer verilmeye başlanmıştır.


AKADEMİLİLERİN TİYATROCULUĞU
Gene onbeşinci yüzyıl onlarına doğru Roma akademisi latin komedilerini ,arada sırada da Seneca'nın trajedilerini oynatma işine girişmişti.Çok geçmeden başka kentlerde de akademilerin kurulduğu, Roma oyunlarının oynatıldığı görüldü.Yüzyıl sonraysa bilginler ve soylu kişilerin biraraya gelmesiyle ortaya çıkan bir topluluk olimpia akademisi adını alarak klasik örneklere uygun bir tiyatro yaptırdı.
Rönesans akademileri çok önemli kurumlardı.Akademi adı Eflatun'un academiasından (Atina yakınlarda Eflatun ile öğrencilerinin buluştukları koru) geliyordu.Akademilerin çevresinde toplanan bilginler hümanizmanın,bilginin canlamsının önderleri olmuşlardır.Klasik sanat,edebiyat,mimarlık alanındaki araştırmaları buluşları ile hem killiseyi hemde soylu kişileri etkiliyorlardı.Düşüncelerinin bütün Avrupa'ya yayılmasını ise baskı makinesi büyük bir hızla sağlıyordu.
Ne yazık ki bu İtalyan bilginler kendi dillerini küçük gördüler.Dante'nin Petrark'ın kullandığı İtalyan'cıyı bırakıp aralarında latince konuştular, kitaplarını latince olarak yazdılar.Kendi adlarını bile latinceye uydurdular.Roma akademisinin başkanı Giulio Pomponio Leto, Julius Pomponius Laetus oldu örnekse.Bu latince tutkusunun etkileri günümüze kadar ulaşmıştır.
Akademililerin tiyatroya yakınlık göstermeleri birçok soylu kişiyi, kilise büyüklerini oyun sanatına çekmiştir.Roma oyunlarının Rönesansta nasıl oynandığı ,sahnenin nasıl düzenlendiği de kesinlikle bilinmiyor.Vitrivius'un yapıtını İtalyanlay 1414 de bulmuş,1486'da latince olarak bastırmışlardı ama kitapta sahne düzenleyicilerine yetecek bilgi yoktu ; anlatılan dekorların evlerin sahneye nasıl yerleştirileceği belirtilmemişti.O yüzden de sahne düzenleyicileri kendilerine gore cözümler bulmak zorunda kaldılar.Başlangıçta entrylardeki sahnelerden yararlanmak yoluna sapıldığı anlaşılıyor.


İTALYA'NIN İLK TİYATRO YAPILARI
1532 yılında Ferrara'da yaoılan Ariesto tiyatrosu üzerine herhangibir bilgimiz yok.Ondan sonra Vicenza'daki gibi Teatro Olimpico geliyor.Seçkin mimarlardan Andrea Palladio'nun Olimpia akademisi için çizdiği bu tiyatronun yapılmasına 1580'de başlanmıştı.Roma tiyatrolarına benzemesi isteniyordu ama önemli değişiklikleride vardı.Seyircinin oturacağı 13 sıra yarım çember biçiminde değil ,daha yayık, yarım elips şeklinde yapılmıştı.Böylece orkestra daralmış oluyorduçSahnenin arkasındaki uzun duvarda üç büyük kapı iki yanında ise birer küçük kapı vardı.Arka duvardaki kapıların en genişi olan orta kapının üstü kemerliydi Romalıların zafer tagları gibi. Palladio herhalde bu kapıları perdeler le örtecek belkide arkalarına periaktoi'lar yerleştirilecekti ama ömrü yetmedi,yapımı başladığı yıl öldü.Tiyatroyu tamamlama işi kendisine verilen Vicenzo Scamozzi adlı bir mimarsa değişiklik bir yenilik yaptı.Beş kapının arkasınada derinliğine kısa sokaklar ekledi ,yanlardaki dört kapıya birer sokak ortadaki büyük kapıya üç sokak üç boyutlu süsler sütunlar heykellerle bir yunan kentinin sokakları taklit edilmiştir.Teatro Olimpico 1584'de tamamlandı.Ertesi yıl Sophokles'in Oedipus Rex adlı oyunuyla açıldı.İtalyanca oynana oyunda 108 kişi sahneye çıktı ayrıca bu oyun için özel bir müzik hazırlatıldı.Çok tatlı,sıcak,samimi bir havası olan Teatro Olimpico'da bugün bile zaman zaman klasikler oynanıyor.
Küçük Sabbioneta kasabasında Vicenzo Scamozzi daha da aşırı bir denemeye girişti.Bu modern tiyatroya doğru atılmış önemli bir adımdı.1580 yılı sonunda , Sabbioneta kasabasına daha önce minik bir darphane ile gene bir basımevi, bir de küçük saray yaptırmış olan Dük Vespaziano Gonzago,Academia dei Confidenti için ufak bir tiyatro yaptırmaya karar verdi.İki yüz elli kişilik küçük bir tiyaroya (Olimpico 1000 kişilikti) beş kapılı geniş bir sahne yerleştirmek kolay iş değildi,uygun da düşmeyecekti.Scamozzi beş kapıya açılan yedi sokak yerine,sahnenin ortasına bir tek geniş derinlik yaptı.
Sabbioneta'daki küçük tiyatronun, otuz iki kilometre ötedeki Parma kentinde Teatro Farnese'i yapan Giambattista Aleotti'yi etkilemiş olduğu düşünülebilir.Teatro Farnese'in 3500 kişilik seyirci yeri geleneklere uygundu:at nalı biçimindeydi.Seyirci yeriyle sahne arasında geniş bir orkestra vardı.Bu alanda gösteriler yapılırdı,istenirse içine su doldurulup gemiler bile yüzdürülebilirdi.Sahne ise günümüzün sahnelerine benzemekteydi.Geniş bir proscenium'u,arkasında da derin bir sahnesi vardı.Teatro Fearnese açıldığı zaman perdesizdi.Oysa Ariosto,ta 1519 yılında ,Vatikan'da I Suppositi adlı oyununu oynatırken perde kullanmıştı.
Teatro Farnese İkinci Dünya savaşında bombalardan büyük zarar gördü,ama Vicenza ile Sabbioneta'daki iki tiyatro Rönesans sanatçılarının ,bilginlerinin ,devlet adamlarının , kilise önderlerinin klasik tiyatroyu canlandırma yolunda nasıl canla başla çalıştıklarını gösteren örnekler olarak bugünde ayakta.Ne var ki bu çalışma amacına ulaşmadı da ,başka bir yönde gelişti.İtalya Rönesansı'nın öbür yaratıcıları gibi ,tiyatro adamları da klasik sanatı kendilerine örnek aldılar,eskiye benzemek istediler,ama çoğu zaman yarattıkları yapıtlar apayrı,yeni,orjinal şeyler oldu.Teatro Olimpico geçmişin akla yakın bir taklidiydi; yola böyle çıkılmıştı;ama sonunda Teatro Farnese gibi geleceğe yönelen bir yapıya ulaşılamadı.


RÖNESANS GÖSTERİLERİ
Akademililerle Ercole d'Este gibi soylu kişiler , Plautus'un ,Terence'nin, Seneca'nın oyunlarını canlandırmak isterlerken ,Serlio,Sabbatini ,daha başka sahne düzenleyicileri de Vitrivius'tan yararlanarak klasik sahneyi yeniden kurmaya çalışıyorlardı.Ama Rönesansın olağanüstü dekorları makineleri latin ,Yunan yada İtalyan oyunlarından çok gösterilere yarıyordu.Bir evlenme,önemli bir konuğun gelişi gibi olaylara bağlanarak düzenlenen büyük saray eğlencelerinde mitoloji yada alegory kişilerini konu olarak alan pandomimler danslar şarkılar şiirler geçitler yer alırdı.Gösterinin bir latin trajedisinin yada komedisinin perde aralarına da konulduğu olurdu.Bu araya giren gözkamaştırıcı gösterileri intermezzi yada intermedii deniyordu. Sarayda soylu kişiler için düzenlenen intermezzilerde öbür gösterilerde masraftan hiç kaçınılmazdı.Serlio sahne düzenleyicilerine öğüt verirken ,"kaça çıkacağını hiç düşünmeyin " der.Saraylarda her yıl üç yada dört eğlence düzenlerdi.Her eğlencede büyük salona sahne yeniden kurulur,gösteriler sona erince kaldırılırdı.Danslar çoğu zaman sahneden taşar ,dans edenler salonun ortasına ilerlerlerdi.Bu davranışta klasik tiyatroya benzeme isteği diye açıklanabilir.(Yunanlılar orkestrada dans ederlerdi)


PASTORAL'LER ile OPERA
Rönesansın sahne gösterileri iki yeni eğlence çeşidinde yerini buldu.Sonradan ortaya çıkan bu iki eğlence çeşidi, gösterileri salonun ortasından yükseltilmiş sahneye çekti;ressamları, düzenleyicileri sahne ile ön sahne arasında kalmaya zorladı.
Pastorellre konularını kır yaşamından alan şiirli oyunlardır.Bu oyunların 1471'de genç Politian'ın Ercole d'Este için yazdığı konusunun mitolojiden alan oyunundan geliştiğini söylemek işe yüzeyden bakmak olur.Pastorel yeni bir oyun çeşididir.Ortaçağ mzstery oyunlarının gerçek örgüsüne karşılık, pastorallerin daha sıkı ,sahneye daha yatkın bir yapısı vardır.Yunan mitolojisinin kahramanları bu oyunlarda yerlerini erkek , kadın çobanları, nymphlere (doğanın uzak köşelerinde yaşayan güzel tanrıçalar,periler) , faunlara (yarı keçi yarı insan tanrılar) bırakmışlardıçDekorlarda kırları aşaölıkları yada arcadiayı( eski yunan'da çobanlar ülkesi)canlandırır, saraylar yerine küçük kulübeler çizilirdi.Pastoreller onaltıncı yüzyılda soylu kişilerin bahçelerini süsleyen çitlerden yapılma bahçe tiyatrolarında da oynandı. Saray çevrelerinde çok sevilen bu oyunlarda soylu bayanlar bile yer alır , çoban yada kır perisi rollerrine çıkarlardı.Torquato Tasso 'nun (1544-1595) 1573'te yazılıp oynanna Aminta'sı ve Battista Guarinin (1537-1612) Pastor Fido'su (Sadık Çoban) bu türün en başarılı en beğenilen oyunları olmuştur.Aminta'nın o çağda Fransızcaya yirmi kere İngilizceye dokuz kere çevrildiğini biliyoruz.Onyedinci yüzyılda hem bir gezgin hemde bir sanatçı olan Inigo Rones İtalyan pastorellerini geliştirirek Elizabeth I ile Rames I'in pek sevdikleri saray masquelerini türetmiştir.
İtalya'da ortaya çıkan ikinci bir oyun çeşidi ise operaydı.Bu türdeki ilk örneklerin Politian'nın Orfeasından ,pastorellerden ,intermezzilerden doğduğu düşünülebilir;çünkü hepsinde şarkılar söyleniyor,müzikten yararlanılıyordu.Ama tiyatro tarihçileri operanın bir gelişme sonunda değilde rastgele doğduğunu ileri sürüyorlar.1595'te bilginlerle müzikçilerden kurulu Camerata adlı bir topluluk ,Floransa'da Yunan trajedisini taklit etmek isteği ile mitolojiden alınma bir öyküyü şiirli konuşma biçiminde oynadılar.Oyunu müzikle şarkılarla ördüler.Dafne adlı bu oyun Yunan trajedesini canlandırmak isterken yeni bir sanat türünün başlangıcı oldu.1637 yılında Venedik'te ilk genel tiyatro açılınca operanın çok beğenilen yaygın bir sanat haline geldiği görüldü.1700'de yalnız Venedikte onbir opera daha yapılmış,360 opera oyunu yazılıp oynanmıştı.Fransa'ya,Avusturya'ya,Almanya'ya ,İngiltere'ye de atlayan bu yeni sanat çeşidi 300 yıldan fazla bir zaman İtalya'nın en sevdiği tiyatro türü olarak kaldı.


Derleyen : Evrim AYDINLI
Açıkça - 2003
__________________
TUALİM
Tualim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
rönesans, tiyatrosu, İtalyada


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Rönesans Sanat Galerisi Telefon ve Adresi İstanbul - İstanbul Rönesans Sanat Galerisi 7 Renk Sanat Galerileri 0 31.12.11 22:56
Enka Rönesans Galeri Bar Telefon ve Adresi İstanbul - İstanbul Enka Rönesans Galeri B 7 Renk Sanat Galerileri 0 28.12.11 16:02
Colosseum,İtalya,Dünyanın 7 Harikası Bilgi ve Resimleri Renklerin Dansı Tarihi Eserler-Tarihi Kentler 0 24.05.10 22:21
Modern Türk Tiyatrosu , Tanzimat Dönemi Tiyatrosu Tualim Tiyatrolar, Tiyatro Oyunları (Skeçler ve Piyesler) 0 07.06.09 16:34
Rönesans Resim Sanatı Tualim Ortaçağ ve Rönesans Sanatı 0 19.04.09 23:41


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:39.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.