Tualim.net  

Go Back   Tualim.net > Kültür&Sanat&Edebiyat > Sinema
Kayıt ol Yardım Topluluk Ajanda

Sinema Sinema tarihi,Sinema filmleri tanıtımı,sinema hakkında dökümanlar...

Türk Sinema Tarihi 1914-1930

Sinema kategorisinde açılmış olan Türk Sinema Tarihi 1914-1930 konusu , ...



Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Türk Sinema Tarihi 1914-1930
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
2365

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 26.09.09, 10:25   #1
Kullanıcı Profili
Moderator
 
Sinema Renk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Tualim.NetSinema Renk
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Sep 2009
Yaş: 38
Üye No: 221
Mesajlar: 44
Konular: 44
Bulunduğu yer: Bursa
Standart Türk Sinema Tarihi 1914-1930

Türk Sinema Tarihi 1914-1930




1908 yıllarından başlayarak çeşitli kentlerde halka açılan sinema salonları, gösterilerini yabancı uyruklu ve Türkiye'de ki azınlıkların egemenliğinde sürdürürken devreye Cevat Boyer'le Murat Bey'ler girer. Ve Şehzadebaşı'nda Milli Sinema adı verilen "ilk Türk sineması" açılır (19 Mart). Ardından, İstanbul Sultanisi'nde film gösterileri düzenleyen Şakir Seden'le Fuat Uzkınay, Sirkeci'de lokantacılık yapan Ali Efendi'yi (Öztuna) ikna ederek ikinci Türk sinemasının açılmasını sağlarlar (6 Temmuz). Ve sinemaya Ali Efendi adı verilir. Çünkü Ali Efendi, bu kuruluşun asıl büyük hissedarları olup, Şakir ve Kemal Seden kardeşlerin de amcalarıdır.

I.Dünya Savaşı'nın başladığı günlerde yedek subaylığını yapan Fuat Uzkınay, Türk sinema tarihinin ilk filmini çeker. Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı adını taşıyan ve tarihi anısı olan bu film, 150 metre uzunluğunda bir belgeseldir. Ve işte 14 Kasım 1914'le Türk sinemasının gerçek doğum tarihi gerçekleşir.

Bir yıl sonra (1915) Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın emriyle Merkez Ordu Sinema Dairesi kurulunca, Türkiye'de sinemayı tanıtma konusunda büyük katkıları olan Sigmund Weinberg de bu kurumun başına getirilir. Yardımcısı da Fuat Uzkınay'dır. Weinberg, savaşla ilgili ve Türkiye'yi ziyarete gelen imparatorların gezi belgesellerini çekerken, bu ara Enver Paşa'yı ikna edip öykülü uzun film denemesine de girişecekti.

Dönemin en çok tutulan tiyatro oyunu Leblebici Horhor'u çekmeye başladıktan bir süre sonra, oyuncularından birinin ölmesiyle film yarım kaldı. İkinci öykülü filmi olan Himmet Ağanın İzdivacı'nın ise oyuncuları Çanakkale Savaşı nedeniyle askere alınınca, bu denemesi de ilkinin akıbetine uğradı. Ancak, Ordu Sinema Dairesi Başkanlığı'na getirilen Fuat Uzkınay, yarım kalan Himmet Ağanın İzdivacı'nı savaştan sonra (1918) tamamladı.

1917

Müdafaa-i Milliye Cemiyeti, sinemanın ilk yıllarındaki askeri nitelik taşıyan ikinci kuruluşuydu. Belge filmi yönetmeni olarak kurumun başına getirilen Fuat Uzkınay bu yönde çalışmalarını sürdürürken cemiyet, ilk kez öykülü filmlere de el atar. Ve öykülü filmlerin çekimi, o yıllarda 20 yaşlarında bir gazeteci olan Sedat Simavi'nin çabalarıyla gerçekleşir. Genç Simavi'nin yönetmenliğini yaptığı Pençe'yle Casus, Türk sinemasında yarım kalmadan çekilen ilk öykülü filmlerdir.

1919

Bu yıl yalnızca iki öykülü film çekildi. Mürebbiye ile Binnaz. Her iki filmin yönetmeni, Türk tiyatrosunun kuruluşunda büyük katkıları olan 62 yaşındaki Ahmet Fehim'di. Ve oyuncuları da Raşit Rıza Samako, Behzat Butak, Hüseyin Kemal Gürmen gibi tiyatro sanatçılarından oluşuyordu. Kadın oyuncuları ise Mm. Kalitea, Eliza Binemeciyan ve Bayzar Fasulyeciyan'dı.

1921

Dönemin ün yapmış güldürü sanatçısı olan tiyatrocu Şadi Fikret Karagözoğlu, Bican Efendi Vekilharç adlı 22 dakikalık kısa filmiyle Türk sinemasında ilk güldürü tipini yaratır. Bican Efendi Mektep Hocası ve Bican Efendinin Rüyası ise giderek bir diziyi oluşturur. Bu, konulu üç kısa filmin yönetmen ve baş oyuncusu ise Karagözoğlu'dur.

Ali Efendi, yeğenleri Şakir ve Kemal Seden kardeşlerle yeni bir "aile ortaklığı" girişiminde bulunup, "Sinema İşçileri Şirketi"ni kurarlar. Yabancı filmleri yurda ithal etmek amacıyla kurulan şirket, çalışmalarını 1928'li yıllara kadar sürdürür.

1922

1916 yılından beri Almanya'da oyuncu ve yönetmen olarak film çalışmalarını sürdüren tiyatrocu Muhsin Ertuğrul'un yurda dönüşü ve ilk özel yapımevi olan Kemal Film şirketinin kuruluşuyla Türk sinemasında yeni bir dönem başlar. Kemal Film şirketini ve Eyüp'teki Feshane Fabrikası'nın bir bölümünde (dikimevi atölyesi) Kemal Film Stüdyosu'nu kuran Kemal ve Şakir Seden kardeşlerdir. Sinema ile ilgili ilk deneyimlerini yurt dışında gerçekleştiren Muhsin Ertuğrul; Kemal ve Şakir Seden kardeşlerle yaptığı işbirliği sonucu bu özel yapımevi adına iki film çeker; İstanbul'da Bir Facia-i Aşk (Şişli Güzeli Mediha Hanımın Facia-i Katli) ve Boğaziçi Esrarı (Nur Baba). İkincisi olaylı bir filmdir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun romanından sinemaya uyarlanan Nur Baba'nın çekimi sırasında Bektaşiler, film setini basarlar. Olaylar çıkar. Bektaşiler filmin aleyhlerine çekildiği yanıltmacasıyla kışkırtılmışlardır. Ancak polisin olaya el koyması sonucunda çalışmalara devam edilir.

1923

Muhsin Ertuğrul, tek adam olarak Türk sinemasında kurduğu egemenliğinin başlangıç yıllarındadır. Ve birbiri ardına üç film çeker. İlki Halide Edip Adıvar'dan uyarladığı Ateşten Gömlek'tir. Kurtuluş Savaşı'nı konu alan bir ilk filmdir. Türk sineması adına bir diğer özelliği de Ateşten Gömlek'te ilk kez Türk kadınlarının oynamasıdır. Ve böylece Cumhuriyet'in ilanının (1923) Müslüman Türk kadınlarına çalışma özgürlüğü tanıması sonucu, Bedia Muvahhit ve Neyyire Neyir'le yeni bir dönem açılır. Leblebici Horhor ve Kız Kulesinde Bir Facia, Ertuğrul'un 1923 yılında çevirdiği diğer iki filmdir.

1924

Muhsin Ertuğrul, bu kez bir filmle yetinir. Peyami Safa'nın aynı ismi taşıyan romanından uyarladığı Sözde Kızlar'ı çektikten bir yıl sonra (1925) Rusya'ya gidip film çalışmalarına orada devam eder.

1928

1924 yılında sinema işletmeciliğine başlayan İpekçe Kardeşler, bu kez film yapımı için bir şirket kurarlar. Adı İpek Film olan kurum, Türk sinemasının ikinci özel yapımevidir. Yurtdışından dönen Muhsin Ertuğrul, bu yeni şirketin ilk filmi olan Ankara Postası'nın çekimine başlarsa da, filmi bazı nedenlerle ancak bir yıl sonra (1929) bitirir. Aynı yıl çekime başladığı Kaçakçılar'a geçirdikleri bir kaza sonucu oyunculardan birinin hayatını yitirmesiyle ara verilir. Ve film de gene ertesi yıl (1929) tamamlanır.
__________________
Sinema Renk
Sinema Renk isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
sinema, tarihi, türk


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Türk Sinema Tarihi1981-1990 Sinema Renk Sinema 0 26.09.09 23:56
Türk Sinema Tarihi 1971-1980 Sinema Renk Sinema 0 26.09.09 23:54
Türk Sinema Tarihi 1961-1970 Sinema Renk Sinema 0 26.09.09 23:52
Türk Sinema Tarihi 1951-1960 Sinema Renk Sinema 0 26.09.09 23:50
Türk Sinema Tarihi 1931-1950 Sinema Renk Sinema 0 26.09.09 23:48


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:52.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.