Görsel Sanatlar Dersi 7.Sınıf Etkinlik Örneği
GÖRSEL SANATLAR DERSİ 7.SINIF ETKİNLİK ÖRNEĞİ
DERS:GÖRSEL SANATLAR
SINIF:7-A/B/C/D
SÜRE:40’
SAAT:1 SAAT
KONU:İZLENİMLER
KAZANIMLAR:
1-Doğanın sanat eserlerinin oluşumundaki rolünü örnekler vererek açıklar.
2- Duygu, düşünce ve izlenimlerini çeşitli görsel sanat tekniğiyle ifade eder.
3- Yaptığı çalışmaları sergilemekten ve çevresindekiler ile paylaşmaktan haz alır.
ARAÇ-GEREÇLER: Projeksiyon veya tv,cd,ressamların hayatını ve sanat akımlarını anlatan kaynaklar.
ETKİNLİKLER:
1-Empresyonizm akımının sanatçılarına ait eser kopyaları sınıfa getirilir.
2-Öğretmen tarafından akım hakkında genel bilgiler verilir.
EMPRESYONİZM(İZLENİMCİLİK):
1-Fransa'da başlamış daha sonra diğer ülkelere yayılmıştır. Kuralları boşvererek kendi kişisel izlenimlerine göre nesneleri resmetmeyi amaçlamışlardır. Bu amaç doğrultusunda açık havada çalışmış, ışığın gün içindeki değişkenliğini ve nesneler üzerindeki etkisini araştırmışlardır. Empresyonistler için herşeyden önemlisi doğaya sadık kalmaktır. Çalışmaları süresince nesneleri yalnızca biçim olarak algılayıp betimlemenin değil, nesnelerin ışık karşısında takınacakları tavrı resmetmenin önemini savunmuşlardır.
2-Dönemin en ünlü ressamları öğretmen tarafından söylendi ve tahtaya yazıldı. Aşağıda verilen ressamlar hakkında kısa bilgiler verildi ve çalışmalarının örnekleri görsel sunum ortamında cd , net ve projeksiyon yardımı ile öğrencilere kısaca anlatıldı.
Edouart Manet
Claude Monet
Camile Pissaro
Alfred Sisley
Pierre Auguste Renoir
Edgar Degas
EDOUART MANET: 23 ocak 1832 paris doğumludur. geçmiş dönemlerin sanat anlayışının umurunda olmadığını resimleriyle belirten, klasik resimden uzak durmanın mücadelesini veren ve bu yüzden de çok eleştirilen, dönemin büyük salonlarından kovulan ama herşeye rağmen kendine özgü sanat anlayışından ödün vermeyen kelimenin tam anlamıyla "sanatçı" kişiliktir. manet'e göre sanat bilim gibi gerçekleri tüm çarpıcılığı ile yansıtmak, insanları oldukları gibi resmetmektir. ona göre sanat hayata ayna tutmaktır. ressamlık hayatı boyunca, insanın özünde önüne geçilemez bir "şiddet" duygusunun ve en doğalından "çıplaklığın" olduğunu savunmuş, bunu anlatmaya çabalamıştır. örneğin en ünlü resimlerinden biri olan " çimler üzerinde öğle yemeği"nde ( le dejeuner sur l'herbe ) iki giysili erkeğin yanında bir çıplak kadın oturmaktadır. bu noktada erkeklerin giyinik, kadının ise çıplak oluşu (ayrıca bu çıplak kadın victorine meurent isimli hayat kadınıdır, ressama hayranlık duyduğu için yüzü yanındaki erkeklere değil, ressama dönüktür) 19. yüzyıl insanlarını sarsmış, ahlaki değerlerin ele alınmasına neden olmuştur. manet 30 nisan 1883'te ölmüştür.
CLAUDE MONET: Fransız ressamı (1840-1926).
Paris'te doğan Monet, Gleyre'in atölyesine girdi ve orada Renoir, Sisley ve Bazille ile dostluk kurdu. Monet başlangıçta çok güçlük çek*ti. Resmi Salon'dan geri çevrilen tab*lolarının çoğu (Kırda Öğle Yemeği, Le Havre'da Teras), alıcı bulamadı. Birkaç yıl sonra, insan resimleri çizmekten vazgeçti ve yeteneği manza*ra resimlerinde gelişti.
Özellikle Sen Irmağı kıyılarında (Bougival, Argenteuil) resim yapma*yı seviyordu. Tablolarında, suyun sü*rekli hareketini, üzerinde oynaşan göğün kararsız yansımalarını yakalamağa çabalıyordu. Işığın etkilerini daha iyi verebilmek için yeni teknik*lere başvurdu. Renkleri analiz etme*ğe, çeşitli nüanslara ayırmağa çalıştı, bunları tuvalinde birbiri ardından fır*ça darbeleriyle üst üste getiriyordu. Yansıtmağa çalıştığı, biçimden çok, renkli izlenimlerdi.
CAMİLE PİSSARO : Danimarka'nın Hint adaları 1830-Paris 1903 )
Pissaro'nun babası Portekiz kökenli bir Fransız Musevisiydi.1841yılında Camille Batı Hint adalarını terkederek Paris'e geldi ve dogadan esinlenen çizimlerin öğretildiği Pension Savary'ye öğrenci olaarak girdi.
Pisaro inançlı bir sosyalistttir.Bu nedenle köylü figürleri kullanmış,pazr yeri sahneleri işlemiştir. Bagımsızlığı ve siyasal eylemleri,onun guruptaki diğer arkadaşları arasında ayrı bir kişiliğe sahip olmasına yol açmiştır..Emperyonist "devrim""in ateşli bir destekleyicisi olarak 1847den 1886'ya kadar açılan sekiz emperyonist serginin tümüne katılan biricik sanatçı,Pissaro'dur.Köy konularını vekırsal yaşamı seçmesinde Millet'i anımsatan bir şeyler vardır;bununla birlikte resimlerinde,parçalı ve birbirinden ayrı fırça vurşlarıyla tipik emperyonist tekniğini kullanmıştır.Monet ,Sisley,Renoir ve arkadaşlarının arasında bulunan diğerleri sehpalarını hoşlandıkalrı herhangi bir yere kurmakta özgür davranmışlar;görüntüden yada ışık etkilerinden hoşlandıkları herhangi bir yerin resmini oracıkta yapmakta sakınca görmemişlerdir.
ALFRED SİSLEY: Fransız okuluna bağlı ingiliz ressam. Paris‘e yerleşmiş bir tüccarın oğluydu. Babası onu 13 yıl Londra‘ya göndererek ticaret işlerine ilgi duymasını sağlamaya çalıştı. Ancak Sisley 1862‘de Gleyre‘nin atelyesine girdi. Orada Bazile, Monet, Renoir ile tanıştı. Bu sanatçılarla birlikte çalıştı. Artık yaşamını resimleriyle kazanmak zorunda olan Sisley‘i Monet Durand Royal ile tanıştırdı. Bir kaç istisnanın dışında Sisley‘in yapıtlarının tümü manzara resmidir. Sanatçı izlenimcili akımının en katkısız öncüsü sayılır. Üslubu hemen hemen hiç değişmemiştir. Sanatı yaşadığı yerlere göre çeşitli dönemlere ayrılır.
George Petit bir Sisley Retrospektifi düzenledi; ancak Tavernier‘in coşkulu makalelerine rağmen sergi tam bir başarısızlıkla sanuçlandı. Bununla birlikte 1899‘da atelyesini sattıktan sonra sanatçının tablolarını fiyatı yükselmeye başladı ve ertesi yıl Camondo Su Baskını‘nı alarak Louvre‘a Hibe etti.
PİERRE AUGUSTE RENOİR :1841 limoges* doğumludur. bir dönem kendisi gibi yoksul bir hayat süren claude monet ile birlikte seine ırmağı'nın kıyısında çalışmalar yapmıştır. fırça darbeleleri, ışığı yansıtma şekilleri, ara renklerdeki seçimleri birbirine o kadar çok benzemektedir ki monet bile yıllar sonra birlikte çalıştıkları dönemin resimlerine baktığında hangisinin kendisine, hangisinin renoir'e ait olduğunu anlayamamıştır. renoir ilk başarısını "ateşin çevresinde geyiği ile danseden esmeralda" isimli resminin 1864'te fransa'nın resmi sergi sarayında* sergilenmesi ile elde etmiştir. 1881'de bir tüccarın resimlerini düzenli olarak almaya başlamasına kadar resimlerini yemek ve erzağa karşılık değiş-tokuş yapmak zorunda kalmış, gerçekten yokluklar içinde bir hayat sürdürmüştür. hayatının son dönemlerinde romatizma rahatsızlığının ağırlaşması ile resim yapamayacak hale gelmiş, buna rağmen fırçayı parmaklarına bağlayarak azimle resim yapmaya devam etmiştir. 1919'da ölmüştür. ölmeden bir gün önce bile öğrenmesi gereken çok şey olduğunu, henüz ilerlemekte olduğunu söylemiştir.
EDGAR DEGAS:Eserlerinde hareket eden insan figürünü büyük bir ustalıkla işleyen Empresyonist Fransız sanatçı 1834'te Paris'te doğdu.1859 yılında aile ve arkadaşlarının portrelerini ve bazı tarihsel konuları klasik ve romantik stille birleştirerek resimledi.1870'lerin başında 'balerinler' resimlerinde kullandığı başlıca tema oldu. Degas, dansçıları, temsil öncesi provalarında, temsil sırasında sahnedeyken, sahneye çıkarken, dinlenirken, kendi dans sıralarının gelmesini beklerken simultane olarak kendi bakış açısıyla resimlerdi.
DEĞERLENDİRME:
Konu öğrenciye de verilerek, görsel paylaşıma sunulmuş, net ortamından yaralanılarak birçok resim temin edilmiş ve dijital ortamda sınıfa sunularak tek tek resimlerin açıklamalarıyla işlenerek konunun anlaşılması sağlanmıştır.
NOT:HER RESSAMIN HAYATININ ALTINDA BİRER YAPTIĞI RESMİ BULUNMAKTAYDI AMA FORUMDA RESİMLER ÇIKMADI..BİRER TANE RESİM EKLEMEYİ UNUTMA...UMARIM İŞİNE YARAR...
Kaynak:eskizdefteri.net
__________________
TUALİM.NET
|
30.12.09, 23:38
Benzer Konular
Normal
