01.11.12, 04:01
#1
Kullanıcı Profili
Moderator
Tualim.Net Gökkuşağı
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Oct 2009
Yaş: 42
Üye No: 375
Mesajlar: 1.927
Konular: 1568
Bulunduğu yer: Ankara
Doğu ve Batı Mitolojisinde Kuşlar - Mitolojide Kuşlar - Mitolojilerde Kuşlar
Doğu ve Batı Mitolojisinde Kuşlar - Mitolojide Kuşlar - Mitolojilerde Kuşlar
İnsanlar çok yaygın bir inanışla, çeşitli kuşlara tapıp onları totem olarak kabul etmişlerdir. Totemlerine tapınılan kuşların tüyleri de kutsal kabul edilir ve giysilere takılır. Hititlerde tanrıların istek ve arzularının, kuşların davranışları, nasıl uçup nasıl kondukları ve gagalarını nasıl tuttuklarına bakılarak anlaşılabilecegine inanılır. Eski Romalılarda da kuşların yem yemelerinden çıkartılan anlama “signa ex tripudiis” ve uçuşlarından çıkartılan anlama ise “signa ex avibus” adları verilir. Kuş falı olarak adlandırılan bu inanışlar Hititlerde ve Eski Roma’da çok önemsenmiştir. Roma İmparatorlugunda kuşların davranışlarına bakılıp, bunlar incelenmeden hiçbir devlet işine karar verilip başlanmaz. Kuşa bakma (Oionoskopia) ya da kuş falı, Antikçağ Yunanlılarca da paylaşılan bir inanıştır.
Buna göre, Zeus’un kuşu olduguna inanılan kartal, Apollon’un kuşu oldugu düşünülen atmaca ve Athena’nın kuşu olan baykuşun uçuşları dikkatle incelenir ve bunlardan anlamlar çıkartılarak kehanetlerde bulunulmaya çalışılır. Gözlemci kişi yüzünü kuzeye döndügünde, dogu yönünden uçan kuş (Deksios ornis) ugurlu, batı yönünden uçan kuş (Ep’aristera petomenos) ise ugursuz sayılır. İskandinav mitolojisinde de kuş diline daha dogrusu kuşların ötüşürken konuştuklarına inanılır. Pasifik Okyanusu’nda Papua ve Yeni Gine yerlilerinin yaptıkları bazı heykellerin yüzleri bir kuşu andırır. Bazılarının başı üzerinde ise bir kuş vardır. Bu durum, ölen birinin ruhunun öte dünyaya gidişine bir kuşun eşlik ettigi ya da ruhun kuşa göçtügü şeklindeki bir inançla açıklanır. Nuh Tufanı’na benzer bir inanışa Sümer mitolojisinde de rastlanılır ve yine burada bir kuş başrolü oynar.
Karga:
Genel olarak Yunan mitolojisinde ugursuz olarak kabul edilir. Nedeni de; tanrı Apollon’a kötü bir haber getirmesidir. Apollon da bu habere çok kızmış ve kargayı lanetlemiştir. O zamana degin beyaz renk olan karga, lanetlendikten sonra sonsuza degin siyah bir kuş haline gelmiştir. Tibet’de kargaların tanrılardan insanlara mesajlar taşıyan elçiler olduklarına inanılır. İskandinav mitolojisinde kargalara tanrısal nitelikler yüklenir. İskandinav tanrı Votan yanında daima iki karga gezdirir ve onlardan hiç ayrılmaz Ayrıca Keltlerin bazı kollarında kargaya tapılır. Alaska’daki Eskimoların inancına göre ise ilk canlı yaratık kargadır. Karanlıkta duran bu karga, bir gün kendi bilincine varır ve ardından agaçlar dikip insanı yaratır.
Güvercin:
Günahsız insanların ruhu olduguna inanılır Beyaz renginden dolayı aşkın ve barışın sembolüdür. Antik Mısır’da güvercinlerin dört bir yana dogru salınmasının ülkeye ve tanrılara iyi haberler getirecegine inanılmıştır. Halk güvercinlere saygı duymuş ve sevmiştir. Güvercin tanrıça Venüs’e adanmış olup, Venüs’ün Kythere’de bir tapınağı bulunmasından ötürü “Kythere Kuşu” adı verilir.
Kartal:
Mısır ve İran geleneklerinde güneş tanrısı bir kartal olarak betimlenir. Kartallar şans sembolü olarak görülürler ve Zeus’a kurban edilirler. Kartal bazı durumlarda Zeus’un simgesidir; onun gücünü, zekasını ve kutsallıgını simgeler. Romalılar kartallara “fırtına taşıyıcıları” adını vermiştir. Roma İmparatorlugunda hükümdarlar kartalı, güç ve otoritelerinin bir sembolü olarak görmüşlerdir. Bir imparator öldügünde, rahip, onun ruhunun ölüm sonrasında yeniden dogdugunu sembolize etmek için bir kartalı salıverir. Navaho kızılderilileri, bu hayvanı en güçlü ve bilge yaratık olarak görür ve en yüksek ideallerinin bir sembolü ve köylerinin koruyucusu olarak kabul ederlerdi. İskandinav mitolojisinde tanrılar tanrısı Votan, bir yerden çıkmak için hemen kartala dönüşür. Yine aynı mitolojiden kuzey gögünün egemeni dev Hrasvelg bir kartal olarak tasarlanır ve fırtınalar onun uçarken kanatlarını çırpmasından meydana gelir. Eski Türklerin dini olan Şamanizm’de de kartal kutsallaştırılır ve ayrıca Yakut Türklerince kartala tapılır. İlk şamanın bir kartal olduguna inanılır. Aynu’larda kartal yaratıcı tanrı olarak kabul edilmiştir. İlkel toplulukların çogunda kartal güneşin yaratıcısı ya da güneşin kendisidir ve onların ölenlerin ruhlarını öbür dünyaya götürdüklerine inanılır. Kartalın gelecekten haber verdigi de düşünülmüştür. Genel olarak kartal, gögün ve kozmolojik güçlerin simgesi sayılmış, yönetici üstün güçlerle insanlar arasında arabuluculuk yaptıgı varsayılmıştır. Bu nedenlerden ötürü gelişmiş kültürlerde de genellikle kartalı öldürmek günah sayılmıştır.
Atmaca:
Güneşi simgeleyen tanrı Horus, gökyüzünde burçlar üzerinde görülür ve bir atmaca şeklindedir. Bu kuş göklerde uçar ve tanrı Horus’u temsil eder.
Tavus Kuşu:
Tanrıça, Hera tavus kuşunu hiç yanından ayırmaz. Gözlerini oydugu bir canavarın renkli gözbebeklerini bu kuşun kuyruguna serpiştirir. Latin mitolojisinde tavus kuşu savaş tanrısı Juno’ya adanır.
Şahin:
Mısır tapınaklarında, Ra bazen şahin başlı olarak tasvir edilmiştir. Yunan ve Roma’da kuşun hızı, kutsama bilgisinin bir taşıyıcısı olarak Apollo ve Merkür ile ilişkilendirilmiştir. Benzer olarak Hindistan’da, şahinin cennetten kutsal ve iyileştirici özelligi olan, ölümsüzlügü sağlayan “soma”yı getirdigine inanılmaktadır.
Baykuş:
Bilgelik tanrıçası Atena, resimlerde ona eşlik eden bir baykuşla tasvir edilir. Bundan dolayı baykuşun zekayla güçlü bir ilişkisi olduguna inanılır ve tanrıların bir elçisi olarak kabul edilir. Yunan mitolojisinde Demeter’e kurban edilir, kutsal bir varlıktır. Yunan - Roma döneminde baykuş, Minerva’nın kuşu olarak tanınır.
Leylek:
Mısırlılar, leyleklerin çoçuklara ilişkin sorumlulukların bir sembolü olduguna ve yaşlılıkla ilgili olduguna inanırlar. Yine leylegi adalet getirici olarak kabul ederler. Yunan gizemcileri onu sadakat dolu ana tanrıça olarak görürler.
Kuğu:
Kuğu aynı zamanda müzik tanrısı olan Apolla’ya atfedilir. Kuğuların öldükleri zaman ona özel bir şarkı söylediklerine inanılır. Antik İskandinav efsanesinde, Odin’in on üç kızının kuğu şekline girebildigi anlatılır. Kuşun beyaz rengiyle birlikte oldugunda bu, ay ve ay büyüleriyle güçlü bir ilişki oluşturur.
Kaz:
Evrenin oluşumunda tanrı Ra’nın ilk biçimidir. Evren ilkin Nil nehrinin çamurlarından oluşmuş bir durumdadır. Bir süre sonra bu çamurlu su azalıp kurumaya başlar ve sonuçta ortaya bir ada çıkar. Adanın üstündeyse bir yumurta vardır. Bir süre sonra bu yumurta çatlar ve içinden bir kaz çıkar. Hemen uçmaya başlayan bu kaz tanrı Ra’dır. Onun uçması karanlıgı yok ederek adada canlı yaşamı başlatır. Tanrı Ra sırasıyla bitkileri, hayvanları ve insanları yaratır. Yine Eski Mısır’da Firavun Keops’un 110 yaşındaki mitolojik büyücüsü Dedi, birçok kehanetlerde bulundugu gibi bir kazı önce ikiye ayırır sonra yapıştırarak canlandırabilirmiş. Eski Romalılar da Capitolium’u kazların kurtardıgına inanırlar. Hitit kaya kabartmalarında kaz - ördek türünden evcil hayvanların evlerde yetiştirildikleri görülür. Bunların etleri, Mısır ve Hititlerde özellikle din adamlarınca tüketilir. Aynı şekilde Eski Türklerce de kaz ve ördek eti, daha çok at eti tüketemeyen halk tarafından besin kaynagı olarak kullanılmıştır.
__________________
G ö k k u ş a ğ ı