|
Belirli Günler ve Haftalar Konulu Şiirler Belirli Günler ve Haftalar Konulu Şiirler - Belirli Günler ve Haftalar ile İlgili Şiirler |
Belirli Günler ve Haftalar Konulu Şiirler kategorisinde açılmış olan Çanakkale Konulu Şiirler - Çanakkale ile İlgili Şiirler - Çanakkale Şiirleri konusu , ...
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
17.11.10, 01:05 | #1 |
17.11.10, 01:06 | #2 |
Moderator
Üyelik tarihi: Nov 2010
Yaş: 54
Üye No: 1870
Mesajlar: 3.371
Konular: 727
Bulunduğu yer: İstanbul
|
Yüreğinde yaşatan anlar
YÜREĞİNDE YAŞATAN ANLAR
Kalbinizin atışları titretiyordu toprakları Kulakları çınlatıyordu.Allah Allah sesleri "Saolsun Vatanım" oldu hepsinin son nefesleri Unutmak mümkün mü?Çanakkale'de Şehitleri. Her karış toprakta var ayak iziniz Canınızı feda ettiniz,kurtuldu vatanımız Ne toptan ne tüfekten korkmadı hiç gözünüz Düşmana en büyük silah iman gücünüz. Elinde bir süngü dikkatle bakıyor denize Altmış üç askerle düşmanı getirdi dize Çanakkale'deki binlerce şehit gibi Yahya Çavuş seni de gömdük kalbimize. Hedef almış askerler,yürüyor denize doğru Kimsenin aklına gelmiyor,ne kızı nede oğlu Biliyor gittiği yol cennete doğru Ölümden korkmuyor,çünkü o Türk oğlu. El sürmesin kimse kutsaldır bu topraklar Hep süzülsün göklerde,inmesin hiç bayraklar Çanakkale'yi anlatmaya yetmez sayfalar Seni ancak yüreğinde yaşatan anlar. Edibe AYDIN |
17.11.10, 01:06 | #3 |
Moderator
Üyelik tarihi: Nov 2010
Yaş: 54
Üye No: 1870
Mesajlar: 3.371
Konular: 727
Bulunduğu yer: İstanbul
|
Bir başkadır çanakkale’m
BİR BAŞKADIR ÇANAKKALE’M
Bir başkadır Çanakkale'min toprakları Nesillerin sıcaklığı sinmiş üstüne Bayrak rengi bir sel almış böğrüne, Sel toprağa tutkun mahcup,toprak hazin yele bunun için esintilidir,inler Çanakkale Bir başkadır Çanakkale'min mevsimleri, Yazı bahar gibidir,baharı kış misali Hele boğazının görülmeye değer hali hele sislendiği zaman hele, Rüyalar katından iner Çanakkale Bir başkadır Çanakkale'min Eylülleri, Hırçın rüzgarı diner,ağaçlar yarı şekerlemede Anıları müzelere çekilir kendi halinde Her yıl bu ay cıvıldaşan öğrencileriyle Çimenlikten,Atatürk'ü seyreder Çanakkale. Bir başkadır Çanakkale'min türküleri, Bazıları bağrımızı delen kurşun sanki, Bazıları hastayı bile oynatır inan ki Gazileri geçmişiyle tutuşur elele Nağmelerde destanlaşır gider,Çanakkale. Bir başkadır Çanakkale'min Mart ayları, Bu ayda fetih için kırk yiğit sallardadır, Bu ayda Türk gücü yine masallardadır; Onsekiz Mart gibi destan yansıyınca istikbale Gözlerde pınardır çağlar,sel sel iner Çanakkale Bir başkadır Çanakkale'min akarsuları, Menderes'in elmalarda yansıyor güzellikleri; Kocabaş'ta savaşırken izlemişler İskender'i Bir göz soğuk, bir göz sıcak akan dereleriyle Mavilikler dünyasında dans eder Çanakkale. Bir başkadır Çanakkale'min denizleri, Kıyıları bir gerdanlık gibidir,emre hazır Dalgaları tarihi mırıldanır satır satır, Karanlık limandaki nurdan alevleriyle "Mağribiakşamlar"a seferdedir,Çanakkale. Bir başkadır Çanakkale'min yer şekilleri, Dağları tepe haline gelir,tepeleri dağlaşır birden Kazdağı'ndan Sarıkız su alırken körfezden Kocaçimen Kemal ile gelir erişilmez hale İşte burdan tüm dünyaya kükrer Çanakkale. Ahmet KAŞIKÇI |
17.11.10, 01:07 | #4 |
Moderator
Üyelik tarihi: Nov 2010
Yaş: 54
Üye No: 1870
Mesajlar: 3.371
Konular: 727
Bulunduğu yer: İstanbul
|
Bir yolcuya
BİR YOLCUYA
( Bu şiir Gelibolu yamaçlarında yazıldı.) Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın, Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda, Gördüğüm bu tümsek, Anadolu’nda, İstiklal uğrunda, namus yolunda, Can veren Mehmed’in yattığı yerdir. Bu tümsek, koparken büyük zelzele, Son vatan parçası geçerken ele, Mehmed’in düşmanı boğuldu sele, Mübarek kanını kattığı yerdir. Düşün ki, hasrolan kan, kemik, etin Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin, Bir harbin sonunda, bütün milletin, Hürriyet zevkini tattığı yerdir. NECMETTİN HALİL ONAN |
17.11.10, 01:07 | #5 |
Moderator
Üyelik tarihi: Nov 2010
Yaş: 54
Üye No: 1870
Mesajlar: 3.371
Konular: 727
Bulunduğu yer: İstanbul
|
çanakkale geçilmez
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ
Gürleyen top sesleri Mehmetçiğin sesidir. Çanakkale ulusun bütünleştiği yerdir. Denizde Nusrat'ımız,karada bataryalar, Hamidiye atışta,birde Mesudiye var. Düşmana yok verecek bir karış toprağımız, Anadolu bizimdir dalgalan bayrağımız. Conkbayırı, Kilitbahir, hele Anafartalar, Tarih sayfalarına yeni bir destan yazar. Korkumuz yok,birleşsin gelsin yeni ordular, Atatürk'ün izinde yenilmez Mehmetçik var... Düşmana yok verecek bir karış toprağımız, Anadolu bizimdir dalgalan bayrağımız. Çanakkale köpürür düşmana geçit vermez. Bu toprağın üstüne başka bayrak dikilmez. Öyle bir zafer ki bu asırlarca silinmez. Haykırır tüm ulusum ÇANAKKALE GEÇİLMEZ. |
17.11.10, 01:07 | #6 |
Moderator
Üyelik tarihi: Nov 2010
Yaş: 54
Üye No: 1870
Mesajlar: 3.371
Konular: 727
Bulunduğu yer: İstanbul
|
çanakkale
ÇANAKKALE
Övün, ey Çanakkale, cihan durdukça övün! Ömründe göstermedin bin düşmana bir düğün. Sen bir büyük milletin savaşa girdiği gün, Başına yüz milletin üşüştüğü yersin. Nice tüysüz yiğitler yılmadı cenk devinden, Koştu senin koynuna çıkar çıkmaz evinden. Sen onların açtığı bayrağı alevinden, Kaç bayrağın tutuşup yere düştüğü yersin! Sen savaşa girince mızrakla, okla, yayla, Karşına çıktı düşman çelikten bir alayla. Sen topun donanmayla, tüfeğin bataryayla, Neferin ordularla boy ölçüştüğü yersin. Bir destana benziyor senin bugünkü halin. Okurken duyuyorum sesini ihtilalin. Övün, ey Çanakkale ki sen Mustafa Kemal’in Yüz milletle yüz yüze ilk görüştüğü yersin! Faruk Nafiz ÇAMLIBEL |
17.11.10, 01:08 | #7 |
Moderator
Üyelik tarihi: Nov 2010
Yaş: 54
Üye No: 1870
Mesajlar: 3.371
Konular: 727
Bulunduğu yer: İstanbul
|
18 Mart Çanakkale
18 Mart Çanakkale
Bulutlar sarmıştı her yanı, Kapkara bir geceydi, Yağmur,bardaktan boşalırcasına, Sağnak gibi yağıyordu, Yedi düvelin gemilerinden yükselen, Top,tüfek sesleri, Her yanı inletiyordu, Mustafa Kemalin askerleri, Aslanlar gibi dövüşüyordu, Ve Çanakkale kahramanca, Düşmana selam veriyordu, Kükrüyordu tepeden, Mustafa Kemal, Vatanıma ayak basacaksa düşman, Yaşamanın ne gereği var, En son nefer ölünceye kadar, Dövüşeceksiniz aslanlar, Görecek bütün dünya, Ne aslanlar doğururmuş, Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar. Ali Osman Yılmaz |
17.11.10, 01:08 | #8 |
Moderator
Üyelik tarihi: Nov 2010
Yaş: 54
Üye No: 1870
Mesajlar: 3.371
Konular: 727
Bulunduğu yer: İstanbul
|
Çanakkale
Çanakkale
"Söyle Arkadaşım" dedi Anadolulu Mehmet yanıbaşındaki Anzak erine "nereden kopup gelmişsin, neden çökmüş bu mahsunluk üzerine?" "DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDAN" dedi gencecik Anzak "Öyle yazmışlar mezar taşıma. doğduğum yerler öylesine uzak, örtündüğüm topraksa gurbet bana." "Dert edinme arkadaşım"dedi Mehmet "değil mi ki bizlerle birleşti kaderin, değil mi ki yurdumuzun koynundasın ilelebet, sende artık bizdensin, sende bencileyin bir Mehmet" Çanakkale'de toprağının üstü cennet altı mezar kavga bitmiş mezarlarda kaynaş olmuş yiten canlar. "ya sen dedi Mehmet oyun çağındaki İngiliz erine, "yaşın ne senin kardeş böylesine erken buralarda işin ne?" "yaşım sonsuza dek onbeş" dedi ufak tefek İngiliz eri. "köyümde askercilik oynar coştururdum trampetimle bizimkileri derken kendimi cephede buldum oyun muydu, gerçek miydi anlamadan, bir sahici kurşunla vuruldum. Sustu boynumdaki trampet, son verildi böylece oyundan bozma işime Gelibolu'da bana da bir mezar kazıldı mezar taşıma "ON BEŞİNDE TRAMPETÇİ" yazıldı. Öyküm de künyem de bundan ibaret. Yağmur yağıyordu usul usul toprağa gözyaşları düşerek üstüne sanki damla damla ağlıyordu uzaktan uzağa sahibini yitiren bir trampet. "ya sizler" dedi Mehmet dünyanın dört kıtasından mezarlar dolusu erlere, "hangi rüzgar savurdu sizleri bu bilmediğiniz yerlere" kimi İngilizdi, kimi İskoç kimi Fransızdı, kimi Senegalli kimi Hintli kimi Nepalli kimi Avustralya'dan kimi yeni Zelanda'dan Anzak gemiler dolusu asker her biri niye geldiğinden habersiz Gelibolu'nun oya gibi koylarından şizarak tırmanmışlardı dağa bayıra siper siper yara gibi yarılan toprak mezar olmuştu savaş ardından onlara. Kiminin BURADA YATTIĞI SANILIR Kiminin ADI BİLİNSE DE MEZARI BİLİNMEZ kiminin de mezar taşında on altı on yedi on sekiz yaşında EBEDİ İSTİRAHATE ÇEKİLDİĞİ yazılı. Çanakkale topraklarında, her birinin erken biten yaşam öyküsü eski yazıtlar gibi taşlara böyle kazılı. "Anlamaz mıyım" dedi "halinizden kardeşler" adına yazılı taşı bile olmayan asker Anadolulu Mehmet "ben de yüzyıllarca yaban ellerde neyin uğruna bilmeden can vermişim kendi yurdum uğruna can vermenin tadına ilk kez Çanakkale'de ermişim. Uğrunda can verdikçe vatandı ancak ekip biçtiğim padişah mülkü toprak değil mi ki sizler alamasanız bile bu topraklar almış sizi sizleri basmış bağrına sizlere de vatan sayılır artık Çanakkale. Çanakkale'de toprağının üstü cennet altı mezar kavga bitmiş mezarlarda kaynaş olmuş yiten canlar. Bir garip savaştı Çanakkale savaşı kızıştıkça kızgınlığı dindiren ara verildikçe ateşe düşmanı kardeşe döndüren bir savaştı. Kıyasıya bir savaştı ama saygı üreten bir savaş yaklaştıkça birbirine karşılıklı siperler gönüller de yakınlaştı düştükçe vuruşanlar toprağa dostlar gibi kaynaştı. Savaş bitti. Ölenler kaldı sağlar gitti köylü köyune döndü evli evine kır çiçekleri geldiler akın akın çekilen askerlerin yerine yaban gülleri, dağ laleleri, papatyalar, kilim kilim yayıldılar toprağa. Siper siper toprağın savaş yaralarını örttüler koyunlar koruganları yuva yaptı kendine kuşlar döndü gökyüzüne kurşunların yerine. Çiçeğiyle yemişiyle yeşiliyle silah yerine saban tutan elleriyle geri aldı savaş alanlarını doğa can geldi toprağa silindikçe kan izleri. Yeryüzünde cennet oldu öylece o cehennem savaş yeri şimdi Çanakkale Gelibolu bahçe bahçe, ülke ülke mezar dolu. Üstü cennet altı mezar Çanakkale toprağının kavga bitmiş mezarlarda kaynaş olmuş yiten canlar. Huzur içinde uyusun vuruştukları toprakta kavgadan kinden uzakta yanyan dostça yatanlar. Bilent Ecevit |
17.11.10, 01:09 | #9 |
Moderator
Üyelik tarihi: Nov 2010
Yaş: 54
Üye No: 1870
Mesajlar: 3.371
Konular: 727
Bulunduğu yer: İstanbul
|
Çanakkale
Çanakkale
Övün ey çanakkale, cihan durdukça övün! Ömründe göstermedin bin düşmana bir gün. Sen bir büyük milletin savaşa girdiği gün, Başına yüz milletin birden üştüğü yersin! Sen savaşa girince mızrakla, okla, yayla. Karşına çıktı düşman çelikten bir alayla. Sen topun donanmayla, tüfeğin bataryayla, Neferin ordularla boy ölçtüğü yersin! Nice tüysüz yiğitler yılmadı cenk devinden, Koştu senin koynundan çıkar çıkmaz evinden. Sen onların açtığı bayrağın alevinden, Kaç bayrağın tutuşup yere düştüğü yersin! Toprağından fazladır sende yatan adamlar, Irmağın kanla çağlar, yağmurun kanla damlar. O cenkten armağandır sana kızıl akşamlar, Sen silahın inançla son sövüştüğü yersin! Bir destana benziyor senin bugünkü halin. Okurken duyuyorum sesini ihtilalin. Övün ey çanakkale, ki sen mustafa kemal'in, Yüz milletle yüz yüze ilk görüştüğü yersin! Faruk Nafiz Çamlıbel |
17.11.10, 01:09 | #10 |
Moderator
Üyelik tarihi: Nov 2010
Yaş: 54
Üye No: 1870
Mesajlar: 3.371
Konular: 727
Bulunduğu yer: İstanbul
|
Çanakkale Şehidlerine
Çanakkale Şehidlerine
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi, - Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya, Ne hayasızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle "bu: bir Avrupalı" Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi! Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer Kaynıyor kum gibi, tufan gibi, mahşer mahşer Yedi iklimi cihanın duruyor karşında, Osrtralya'yla beraber bakıyorsun; Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk. Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk. Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela... Hani tauna da zuldür bu rezil istila.. Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil, Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrarı! hayasızcasına, Maske yırtılmasa hali bize affetti o yüz.. Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz. Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbab, Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab. Öteden saikalar parçalıyor afakı; Beriden zelzeleler kaldırıyor a'makı; Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin. Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam, Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer.. Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de o namerd eller, Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller. Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız tayyare. Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler... Kahraman o orduyu seyret ki, bu tehdide güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman? Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram? Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkam. Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer; Bu göğüslerse Huda'nın ebedi serhaddi; "O benim sun'-i bediim, onu çiğnetme" dedi. Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek. Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i... Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmeyecek makber'i kimler kazsın? "Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın. Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab... Seni ancak ebediyetler eder istiab. "Bu, taşındır" diyerek Ka'be'yi diksem başına; Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle; Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle; Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan; Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsan oradan; Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına; Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına, Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem; Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem; Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana... Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına. Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini, Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin'i, Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran... Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın; Sen ki, a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat, Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat... Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber Mehmet Akif Ersoy |
Bookmarks |
Etiketler |
Çanakkale, çanakkale ile ilgili şiirler, çanakkale konulu şiirler, çanakkale şiirleri, ile, konulu, İlgili, Şiirler, Şiirleri |
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Çanakkale Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Telefon ve Adresi Çanakkale - Çanakkale | 7 Renk | Sanat Galerileri | 1 | 20.10.20 17:19 |
Çanakkale Şehrinin Adı - Çanakkale Şehrinin Mitolojik Hikayesi - Mitolojide Çanakkale | Gökkuşağı | Mitoloji / Mitoloji Tarihi / Mitolojik Kahramanlar ve Karakterler | 0 | 14.12.12 22:03 |
Çanakkale Zaferi Konulu Şiirler - Çanakkale Zaferi ile İlgili Şiirler - Çanakkale | Belirli Gunler | Belirli Günler ve Haftalar Konulu Şiirler | 17 | 18.03.11 03:51 |
Çanakkale Zaferi Konulu Resimler - Çanakkale Zaferi ile İlgili Resimler | Belirli Gunler | Belirli Günler ve Haftalar Konulu Resimler | 1 | 18.03.11 03:45 |
Çanakkale Zaferi ile İlgili Kompozisyon - Çanakkale Zaferi Konulu Kompozisyon | Belirli Gunler | Belirli Günler ve Haftalar Konulu Kompozisyonlar | 1 | 18.03.11 03:45 |