Yaşlılar Haftası Konulu Kompozisyon - Yaşlılar Haftası ile İlgili Kompozisyon
Yaşlılar Haftası Konulu Kompozisyon - Yaşlılar Haftası ile İlgili Kompozisyon - Yaşlılar Haftası Kompozisyon
Yaşlılık
Yaşlanan insanda olumlu ve olumsuz yönde ne gibi değişiklikler olur? Bazı yaşlı tipleri... Gençlerin yaşlılar hakkında bilmedikleri şeyler nelerdir? Yaşlıların en önemli psikolojik sorunu nedir? Yaşlılar ve ölüm korkusu.
Tıp dünyasında yaşanan ilerlemeler insanların yaşam sürelerini epeyce uzattı. 1700’lerde yaşlıların % 10’u 65 yaşına kadar yaşarken, 2000’li yıllarda bu oran % 75’e yaklaştı. Yaşlı nüfus çoğalınca, yaşlanmayla ilgili sorunlar da doğal olarak arttı. Yaşlanmanın ya da yaşlı olmanın psikolojisine göz attığımızda şunları söylemek mümkün olabilir: Yaşlanma, eskime, güçten düşme canlı ya da cansız bütün varlıkların karşısına çıkan bir gerçektir. Yaşlanan insanın saçları beyazlar, cildi kırışır, bedeni zayıflarken psikolojik dünyasında da birtakım değişiklikler olur. Sözgelimi, gençlik dönemindeki zeka keskinliği azalır, yeni bilgileri hafızasına alabilmesi ve o öğrenebilmesi zorlaşır. Girişim ruhu ve ataklığından eser kalmaz.
Bununla birlikte yaşlanmayla beraber bilgelik ve ağırbaşlılık artar, sağlıklı ve doğru düşünme becerisi üst noktaya varır. Muhakeme, tecrübenin verdiği rahatlıkla yerinde ve uygun yargılara çok daha kolay ulaşılır. Bilgi birikimi ve tecrübe, olgun kişilikle birleşirse mutlu ihtiyarlar ortaya çıkar. Daha tutarlı, hoşgörülü ve sabırlı olunur.
Bazı yaşlılar ‘eski’ye aşırı bağlıdırlar. Sürekli olarak eski hatıralarını anlatırlar. Çocuklukta, gençlikte ve iş hayatlarında başlarından geçmiş olayları anlata anlata bitiremezler. Sanki bugünde yaşamıyor gibidirler. Bu tip yaşlılar eski alışkanlıklarını değiştirmekten çok rahatsız olurlar. Odanın şekli, duvardaki tablo, radyonun yeri değişse huzursuz ve hırçın olurlar. Yeni şeylere karşı tepki, bazen “korku” derecesine çıkar; yeni ayakkabı, yeni elbise bile istemezler. Onlar için yeni ne varsa, çirkindir, kötüdür.
Bazı yaşlılar da sürekli gençleri eleştirir, kendi gençliklerini överler. “Küçüğün büyüğe saygısı yok, kimse haddini bilmiyor” diye tenkit ederler. Hatta haklarının yendiğini, aslında memleketin onlardan çok hizmet beklediğini, memleketi kendilerinden mahrum bırakmanın çok büyük hata olduğunu tekrarlayıp dururlar.
Gençliğini ve zevklerini kaybetme duygusu, yaşlı insanı çok etkiler. Bazı yaşlılar kırk yıllık eşlerini terk edip kendilerinden çok küçük yaştaki kişilerle evlenirler. Beklenenin tersine, yaşama sevgisi, yaşlandıkça daha çok artmaktadır. Bu nedenle yaşlı insanlar sağlıklarının ihmal edildiği, kendilerine iyi bakılmadığı duygusunu taşırlar.
Yaşlı bir insanın en önemli psikolojik sorunu yalnızlık duygusudur. Çocuklarını ve torunlarını göremeyen anne ve babanın duyguları hayat yükünü zor taşır. Huzurevine veya hastaneye bırakılan yaşlılar yalnızlık duygusuna kapıldılarsa, anî bir çöküş ve ölüm yaşayabilirler. Yaşlıların duygu dünyalarını olumlu bir noktada tutabilmeleri için ailelerinden ve yakın çevrelerinden ilgi görmeleri gerekir.
Sadece yaşlıların değil, tüm insanların en büyük korkusu, ölümdür. Ölüme yaklaşmış olmaktan dolayı, yaşlı insanların ruhlarında bir çöküntü hissi dolaşır. Yaşlı için ölümü bu konumdan çıkaran şey, iyi bir hayat felsefesidir. Ölümden sonra hayat olduğuna inanan ve yaptığı iyiliklerin karşılığını göreceğini düşünen bir ihtiyar, omzuna yüklenen bu ölüm baskısını kaldırabilir. Aksi halde yaş ilerledikçe, çaresizliğin getirdiği bir çırpınma tepkisiyle, kişilik özellikleri aşırılaşır. Sert ve aksi bir ihtiyar olup çıkar.
|