![]() |
Fra Angelico Biyografisi,Fra Angelico Hayatı,Fra Angelico Kimdir?
Fra Angelico
Fra Angelico (1400-1455) adıyla bilinen Guido di Pietro, erken Rönesans dönemi İtalyan ressamlarındandır. 20 yaşlarındayken Dominiken keşişi olan Guido di Pietro, Fra (Peder) Giovanni adını aldı. Bir ermişe yaraşır biçimde sürdürdüğü yaşamı ve resimlerindeki saflıktan dolayı ölümünden sonra Fra Angelico (Melek Peder) adıyla anıldı. 1428'den önce çok güzel duvar resimleri yapmış olan Fra Angelico, daha sonraları kiliselere mihrap resimleri, dinsel resimler ve minyatürler yaptı. 14. yüzyıl ustalarından Giotto'nun duvar resimlerindeki sağlam, doğalcı üsluptan esinlenen Fra Angelico basit, açık ve özlü bir anlatım geliştirdi. Yapıtlarındaki görsel uyumu ve bütünselliği bozmadan kullandığı perspektif resimlerindeki derinliği güçlendirdi. 1436'da, Dominiken keşişlerine devredilen Floransa’daki San Marco Manastırı'nda resim çalışmalarını sürdüren Fra Angelico, insanları sessizce dua etmeye özendirmek için bir dizi duvar resmi (fresk) yaptı. Sanatçı rahiplerin yaşadığı ve dua ettiği hücrelerin duvarlarına yaptığı resimlerde, Tann'ya olan sevgisini ve güvenini son derece yalın ve özlü bir anlatımla sergiler. Bu fresklerden en ünlüsü Meryem'e Müjde adlı yapıtıdır. Yaklaşık 1445'te Papa IV. Eugenius'ün Roma'ya çağırdığı Fra Angelico, Vatikan'daki Ayinler Şapeli'ne Hz. İsa'nın yaşamını konu alan freskler yaptı. Daha sonra bu freskler Papa III. Paulus tarafından parçalandı. Yaklaşık 1449'da, San Domenico Manastırı'nın baş rahipliğine atanan Fra Angelico Floransa yakınlarındaki Fiesole'ye döndü. Fra Angelico Rönesans döneminde, doğanın verdiği sevinci yapıtlarına yansıtan ilk ressamlardan biriydi. Döneminin ünlü ressamlarından biri olmasına karşın, gösterişten uzak ve dingin bir yaşam sürdü. Yapıtlarının büyük bir bölümü Floransa'daki San Marco Müzesi'ndedir. Yapıtları
|
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 13:35. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.