![]() |
Giotto di Bondone Biyografisi,Giotto di Bondone Hayatı,Giotto di Bondone Kimdir?
Giotto di Bondone Biyografisi Giotto di Bondone (1266-1336) Floransalı sanatçı genellikle dini konulu kalabalık figürlü kompozisyonlar çalışmıştır. İsa'ya Ağıt adlı eserinde figürlerin yüzlerinde duyguları belirtmiş, elbise kıvrımları ağırlıklı ve hacimli bir görünüm kazanmıştır. Resim sanatında ışık ve gölge ile plastik görünümü verebilen Rönesans resim anlayışının öncüsüdür. Sanatçı çok sayıda klise ve şapelin freskolarını yapmıştır. Bunlar Assisi, Bardi ve Perruzzi Şapelleridir. Giotto di Bondone (1266-1337), İtalyan ressamve mimardır. Floransa yakınlarında doğdu. On yaşlarındayken kırlarda ailesinin sürülerini otlatırdı. Anlatıldığına göre bir gün kırlarda dolaşan ünlü ressam Cimabue, düz bir taşın üzerine bir koyun resmi çizmekte olan Giotto'yu görmüş, bu genç sanatçının ustalığına hayran kalmış ve öğrenci olarak onu yanına almıştır. Giotto, 1297 yıllarına doğru, Assisi Bazilikası'nda, "Aziz Francesco'nun Hikâyeleri" adlı büyük fresk bütününü yaptı. Bu fresklerde sanatçı, bütün ömrünü insan ve doğa sevgisine adamış olan azizin yüceliğini ustaca belirtmiştir. El ve vücut hareketleri, yüzlerdeki ifade, kişilerin duygularını ve şefkatini dile getirir. Fresklerin zemini, o çağın gelenekleri dışına çıkarak soyut ve yaldızlı bir zemin olmaktan uzaklaşmış, yerini çoğu zaman, bir perspektif anlayışının, bir mekân, bir üçüncü boyut kavramının hissedildiği mimari bir dekora bırakmıştır. Giotto'nun kişileri, o çağın resminde olduğu gibi donmuş, kişiliksiz biçimler değildir artık; duygulan, heyecanları ve kişilikleriyle yaşayan insanlardır. Bu, XIII. yy. resim sanatıyla kıyaslandığında büyük bir yeniliktir ve gotik üslûbu yenileyen Giotto, ilk modern ressam sayılır. Giotto di Bondone, aynı zamanda ünlü bir mimardır. Bazı Eserleri
Mourning Christ Kiss of Judas |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:18. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.