Gittin
GİTTİN
Buradan bir nice acıyla, özlemle gittin,
Sonra yalvardın yakardın amma
Eline düşmüştün bir kere kaderin,
Ne fayda sevgili, ne fayda.
Her yanda çareler aradın kendine,
Olmadık şeyler yaptın her yanda.
Bulamadın bir çare, sonunda gittin,
Ne fayda sevgili, ne fayda.
Kucağın güllerle doluydu senin,
Ayın öndördü bir yüzün vardı .
Kopup halkasından dostlar meclisinin,
O aşağılık, o bayağı yere sen,
O karıncaların, yılanların yanına
Ne oldu, nasıl oldu da gittin?
Nerde hani o cânım sözlerin şimdi?
Nerde hani o sırları çözen akıl?
Nerde hani gül bahçesine giden ayak?
Elimizi tutan el nerde hani?
Hoştun, güzeldin, eşin yoktu senin,
İnsanları hemen elde ederdin.
Ama kalktın çıktın bir uzun yolculuğa,
İnsanları yiyen toprağa gittin.
Ağlaya inleye sen gittin ama,
Gökler de arkandan durmadı ağladı.
Parça parça etti yüzünü ay.
Gönlüm arkandan kan bağladı.
Şimdi ne edeyim, kime sorayım seni?
İyi insanlar arasında mısın orda?
Yani dostlar meclisinde mi?
Yoksa bir kenarda boynun bükük mü kaldın?
Öyle bir yere gittin ki bu sefer,
İzinin tozu bile belli değil.
Ne kadar da kanlıymış gittiğin yol!
Mevlana Celaleddin Rumi
|