![]() |
Şükran Kurdakul Şiirleri
Ağaçlar
Bilinmez biçimler çiziyor Havada sesi.. Kimi çiçeğe durdu, Güzellendi kimisi. Çağları emziren toprak Çöllenirken acıdan Kimi kurudu kaldı. Ölümü yendi kimisi... Şükran Kurdakul |
Şükran Kurdakul Şiirleri
Şükran Kurdakul Şiirleri
Benden Sor Bunca acının çiçeği içimde büyüdü Mahpushane saksılarındaki baharı benden sor... Kulak ver gecenin sessizliğinde ağan sese, Ölümcünün böldüğü uykuları benden sor. Silahlar doğanın yüreğini arıyor durmadan, Bu kan kokusunun ürettiği soruları benden sor... Gördük ki, türkülerin sonu yok dilimizde, Kopup geldikleri dağları benden sor... Şükran Kurdakul |
Şükran Kurdakul Şiirleri
Şükran Kurdakul Şiirleri
Biz miydik? Dudakları gitmiş yontular gibi Eski bir şairin esinlerinden kalan Bergamalı çağrışımlar gelini. Onlar mıydı omuzlarında şarap testileri Biz miydik sarhoşluğun tadına bakan Sıçrayıp geçenler kum saatlerini. Onlar mıydı şaşarak yıldızlara Ellerinde merakın fenerleri Geceyi gündüzü kendilerine soran. Biz miydik Homer'den en gencimize değin Kilidine umut tohumları bırakan Şakaklarındaki kelepçelerin... Şükran Kurdakul |
Şükran Kurdakul Şiirleri
Şükran Kurdakul Şiirleri
Diyorum Durdum baktım, içlenmekse herkesler içleniyor Durdum baktım, herkes ince, herkes kırık Nöbet gecelerinde saatler sabahlamak bilmiyor Ampul sönük, yürek garip, tavan basık Beri yanda bir sıra iplik çıkar Bir sıra iplik girer Beri yanda ayakta durmamak ister artık Bütün tezgâh başındakiler. Durdum baktım, içlenmekse herkesler içleniyor Bir diyorum, göz kapaklarına yazık Bir diyorum diz kapaklarına Düşüversem evimin sokaklarına bir Bir diyorum Asiyemin sıtma iğnesi Bir diyorum yoksulluğun buncası Bir diyorum onca dokumanın parası Elimize binde kaçı verilir Durdum baktım, içlenmekse herkesler içleniyor Ampul sönük, yürek garip, tavan basık Hikâyeler gazetede aynen devam ediyor Dinmemiş göz yaşları Ferdane teyzenin Postacının çantasına merak boşuna Radyolara boşuna kulak veriyor Bir diyorum, göz kapaklarına yazık Bir diyorum Asiyemin sıtma iğnesi Bir diyorum yoksulluğun buncası Diyorum yetmeli artık... Şükran Kurdakul |
Şükran Kurdakul Şiirleri
Şükran Kurdakul Şiirleri
Elinde Senin Gecenin karanlığında bir yol bul Sokağımı ara, yokuşumdan in Gölgemi görürsen penceremi vur Anıların feneri elinde senin. Bezginlik mi saran kentimi, Burama kadar dayandı işte... Mağaralara kapanmış gördüm kendimi Haramiler arasında bütün gece. Neyi bildik acılarla gelen, Kapattı kapımı, penceremi... Işığını söndürdü, tuttu elimden, Sayrılıksa bu, n'apacağı belli mi? Gecenin karanlığında bir yol bul Sokağımı ara, yokuşumdan in. Gölgemi görürsen penceremi vur, Umarların feneri elinde senin... Şükran Kurdakul |
Şükran Kurdakul Şiirleri
Şükran Kurdakul Şiirleri
Kalan Biziz Beraberinde düşlerini getir Sabaha en yakın saatlerdeki Unutulmaz resimler gibi belirgin Renkleri gözlerinde biriktir. Bir nehir gibi denizini görene değin Doğaya meydan okumalı bildiğim sesin. Kalan biziz...içinde sezgileri Barındıran sığınak. Vazgeçilmez çatı Yitik saatlerin getirip bıraktığı Hoyrat zaman belleğimde çınlıyor sanki. Kalan biziz...yontularda ürperen yankı Ölmezliği sözcüklerimde çoğaldı... Şükran Kurdakul |
Şükran Kurdakul Şiirleri
Şükran Kurdakul Şiirleri
Kırık Değirmen Bir içimin alacakaranlığında dayanmak meselesi, Bir bu fena İstanbul akşamını yaşamak Nice odaların kapanmış penceresi Gene bana iniyor yalnızlığıma sığınmak. Gene benim, şimdi tek başına, sonra beraber. Bir yanım mağrur sağlam, bir yanım gücüme gider. Bir yanımda karşı koyma, bir yanımda ezilmeler. İkili tutkular gibi canıma okuyacak. Her şeyler devam eder bu bildiğim gidişte. Evli evine giderken yolcu yoluna. Ne rüzgârlar yapacağını yapmış ki bana Kırık değirmenler gibiyim, dönemiyorum işte... Şükran Kurdakul |
Şükran Kurdakul Şiirleri
Şükran Kurdakul Şiirleri
Masalımsı Onlar bu denizlerin son melekleriydiler Kaç yıl mavilere karışmamı beklediler Geldim..yelkenimde kadırgaların görkemi En belalı dalga bile tutamazdı beni. Ne külhanbey bıçağı, ne jandarma süngüsü Göğsümde gizlediğim yüzgörümlüğü. Evrenin boynunda yanıp sönene değin Hamlet'i Ofelya'sına götüreceğim. Benim, sabır kapısındaki ilk çilehan Su içer gibi geçtim şeytan sofralarından. Duyarlığı kendinde gelişen öykü Haram sözcük nedir bilmedi çünkü. Onlar bu denizlerin son melekleriydiler Kaç yıl mavilere karışmamı beklediler... Şükran Kurdakul |
Şükran Kurdakul Şiirleri
Şükran Kurdakul Şiirleri
Neden Sonra Yaşam gölgesidir sabrımdaki gerçeğin Yorgun damarlarımı sevindiren. Düğümlerin gizini çözmeye geldim, Cinnet orduları geçti bahçemden. Yaşasam, bende kalan doğanın görkemini Çiçeklerle koklaşsam, kuşlarla söyleşsem. Esinlerin dalgasına bıraksam kendimi, Sarhoşluğun bordasına vurdukça evren... Şükran Kurdakul |
Şükran Kurdakul Şiirleri
Şükran Kurdakul Şiirleri
Sevgi Ormanı Bu sevgi ormanında Ağaçlar gözlerimin içine güldüler Soluğumda yeşiller çiçeklendi. Bunca yıl özümsediğim güzel şeyler Kirlenmiş suları arıttı denizlerimde Garipliğimin gökyüzüne yeni maviler geldi. Ve acıdan çatlayan damarlarıma inat Yeni soluk yatakları yarattı yüreğimde Sevecenliğin yarattığı hayat... Şükran Kurdakul |
Şükran Kurdakul Şiirleri
Şükran Kurdakul Şiirleri
Yirmi İki Yıl Sonra Unutulmaya kalkan bir trenin Eski bir istasyona bakan penceresinde Bir yolcuyu sorar gibi arayan Jandarmalar, ellerimin garip nöbetçileri Daha ilk kampana bile vurmadan Yalnızlığın kelepçesini taktı içime. Şehir arkada kaldı, geçtiğim son caddeden Ne yasakların gölgesini alnında gördüğüm Işığı kilitleyen karanlık kafeslerinde Bu sonsuz özgürlüğe ne zaman varmışım ben Dünyanın duygusunu gözlerinde içeren İçimdeki adam, kabına sığmıyor gene. Kaç akşam geçirdiğim Birinci Şubeden, Bir tünelden kopar gibi çıkıyor trenimiz... Jandarmalar, ellerimin garip nöbetçileri. Hangi yalnızlığa gittiğimizi söyler mi? Şükran Kurdakul |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:17. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.