![]() |
İbrahim Zeki Burdurlu Şiirleri
Ege
Tepelerden değil bulutlardan Bulutlardan değil, mavilikten Değil... Değil, ondan da değil Düşünemediğim uçsuz gök denizlerinden Sana iniyorum, Sana geliyorum. Bir küçük renksiz insanım ben İniyorum sana Tanrısal güzelliklerden Karışıyorum cümbüşüne ses, ışık, renk Renk, ışık, ses, Işık, ses, renk Senin de bunlarla mutlu olduğunu hiç bilmeyerek. Varıyorum Ege, bak güzelliğime Bir gözüm sen dolu, bir gözüm gökyüzlerini taşıyor Bir elim, İzmir salkımla vatan Bir elim, bağbozumu tadımda Dianizos Sonsuz yanaklarım benim, Efesler yankılıyor. Gör Ege'm sensizliğimi Uçuyorum desem, anlatamam Eriyorum, bambaşka gök yellerle Seni özlüyorum ama Bırakmıyor, yeşille can olan yeşilsiz insanlığım Yüreğimi çekiyor ötelere hiç bırakmıyor Ben mavi derken, o yemek istiyor. Tepelerden değil, gerçeklerden İmgeleri bozdum değil mi Ege? Sen, bu akşam tüm güzelliğini soyun da Balık ol, bir tek doyuran balık ol Gel bizim gecekonduya Gel ha!.. Gel de soğan ekmek yiyelim. Kaynak: İzmir'in Mor Atları, s.48-49 İbrahim Zeki Burdurlu |
İbrahim Zeki Burdurlu Şiirleri - Ege Parmaklar
İbrahim Zeki Burdurlu Şiirleri
Ege Parmaklar Deniz parmaklaşıyor Sülünleşiyor Çalıyor, çalıyor toprağın ses tellerini Bir ses... Şaşırıyor insan, parmaklar mı tel Yoksa yeşil teller mi parmak. Dupduru, pırıl pırıl bir mavimsi Mavi bir el, ipince parmaklar Dokunsan güzelleşirsin Ölmezleşirsin öpsen o parmakları Öylesine derin mavi o Öylesine ılık baygınlık. Foça'nın Ege'sinde parmaktı mavi el Ama değil hiç değil insan parmakları Renk musikisiyle Yürüyor insan gözlerine Bakıyor, sarkıyor insan bakışlarından Habersiz ama hepsi gözlerindeki Ege'den. Okşadım denizin parmaklarını Ölümsüzlüktü, yaşatan Yeşillerden de bakmak isteğindeydi Değiştirecekti çiçeklerin tüm renklerini Ama ne yazık ki Yüreklerindeki Ege'yi bulamayan kör insan parmaklar Onun yeşillikteki ruhunu öldürmek için Tüm kıyılarda yeşillik bekliyordu. Kaynak: İzmir'in Mor Atları, s.57 İbrahim Zeki Burdurlu |
İbrahim Zeki Burdurlu Şiirleri - Gezdiğim Şehirler
İbrahim Zeki Burdurlu Şiirleri
Gezdiğim Şehirler Sivas'ta kağnılar gıcır gıcır der, Çay akar Sivas'ın içinden bacım. Lahanalar durulur baş olur güzüm, Gesi bağlarına şaklar kırbacım, Talas'ta hası var kara üzümün. Kara taştır Kayseri'nin evleri, Erciyes kararır, ak ak bakışır. Afyon'da bir dağ var, kızların dağı, Seyhan, Ceyhan Adana'da akışır. Gavur dağı bizim yazların dağı. Çadırlar kurulur Çukurova'da. Tıpkı İzmir'deki bağ evleridir. Karacaoğlan düzen eder sazını. Kara toprak ancak bire kırk verir, Getir Isparta'nın al kirazını. Bursa'da Çelik var banyosu hoştur. Geçtim Urla'dan, Çeşme'den bu yaz, Değişmem Bursa'ya yedi tepeyi, Olmaz İstanbul'suz memleket olmaz, Aç, Boğaz'a doğru her pencereyi. Ne derseniz deyin Burdur başkadır. Gölü var, gülü var, al halısı var. Benim kara gözlüm, uzun saçlım var. Anlat beni yaz, kış ve uçuk ballar. Vatan burdan başlar, uzar Burdur'a kadar. Kaynak: Türkiye Şiirleri İbrahim Zeki Burdurlu |
İbrahim Zeki Burdurlu Şiirleri - Karaya Vuran Çarık
İbrahim Zeki Burdurlu Şiirleri
Karaya Vuran Çarık Bir çarık, yorgun, umutsuz Dertli, duygulu bir çarık Bir şehri kıyı sanmış ta Vurmuş yollara kendini. Yırtık mı yırtık bir çarık Kovulmuş dokuzuncu köyden Bulmuş gibi onuncusunu Atmış kollara kendini. Giyilmiş,, sevilmemiş Dövülmüş, övülmemiş Sebil etmiş ayak ayak Hep hep ellere kendini. Şehri kucaklasa vermezler El açsa canlara görmezler Kahrından dert açmış da Sunmuş kullara kendini. Şu sokak, bu cadde, o han... Yeni çıkmış bir balık sudan Neylesin, netsin...Şaşkın Vermiş sellere kendini. Az gitmiş, uz gitmiş çarık Yıllar yılı adı hep "çarık" Korkuluğa çıkmış da adı Asmış dallara kendini... İbrahim Zeki Burdurlu |
İbrahim Zeki Burdurlu Şiirleri - Mutlu Sevi
İbrahim Zeki Burdurlu Şiirleri
Mutlu Sevi Tam eşref saatindeydi Ege Daha da maviydi her maviden Renklerin oğlu Paris Çalıverdi mavi bir kapıyı Uçuk mavi bir kız Koştu Paris'e yapayalnız Kucaklaştılar. Ege bir yaylandı, güldü Bir açıldı uzak çağlara Paris'le deniz kızı Yaprak kadehlerle yandılar Baküs'ten Evrenleri tüm seviye Şölenleri yaşamlarca bambaşka Dudaklaştılar. İzmir yanıyordu artık Şakımıştı tepeler al al Dönmedi Paris Venüs'e Onun gözleri olmuştu deniz kızı Daha da güzelleşince sevi Bıraktılar sevisiz herşeyi Yapraklaştılar. Ballı üzüm şerbetleriydi Doydular incir şırasından Dağ dağ, kaynak kaynak içtiler Duymadılar bir tek insan özlemi Ege yelkenleşince de Tadın sevi enginliğinde Uzaklaştılar. Dönmediler bir daha Dillerde, yellerde görünmediler Şimdi sevi tadı onlar mı Yoksa seviye özlem mi? İkisi de hala sevi altında Tekleşerek saltanatlarında Berraklaştılar. Kaynak: İzmir'in Mor Atları, s. 34-35 İbrahim Zeki Burdurlu |
İbrahim Zeki Burdurlu Şiirleri - Spikere
İbrahim Zeki Burdurlu Şiirleri
Spikere Spiker, canım spiker Bir daha söyle, Söyle, söyle bir daha: "Burası Türkiye, Türkiye, Türkiye, Türkiye." Söyle Ankara'nın taşını; Sil sil gözlerimim yaşını; İstanbul, ne alemde, Bursa'dan geç, Dur, efece, İzmir'de. Van'dan ne haber!.. Günaydın! Ey doğu yaylalar!.. Erciyes'ten Ağrı'ya çek bir tel Çal bu teli Kemah'tan, Sivas'tan Çal, kalksın Anadolu halaya. Öp kelimelerle alnından Gaziantep'in, Adana'nın; Karacaoğlan, Karacaoğlan Gel Mevlana'ya, Konya'ya Bekle, bir kalb cenneti selamımdan. Söyle, canım kardeşim Haber ver haberlerin içinden. Giydir hasretimi sözlerinle; Ben de gezeyim şehir şehir, Bitmesin haberler n'olur spiker. İn, bir hızda güneye Burdur'a Gül topla ordan bana bir yumak; Bir halı çiçeği de yeter. Yalnız ikisi de al olmalı, kan gibi al Burda bana her al, büyük bir bayrak... Kaynak: Türkiye Şiirleri İbrahim Zeki Burdurlu |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 20:11. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.