![]() |
Fermanım Mı Var
Fermanım Mı Var
Ben de şu dünyanın nesini sevem Orada savrulan harmanım mı var. Çıkıp seyran edem hangi yaylayı Ha deyip kalkacak dermanım mı var. Anlanmaz da garip gönlüm anlanmaz Mazlum öldürünce yiğit şanlanmaz Ağardı saçlarım sözüm dinlenmez Benim padişahtan fermanım mı var. Pare pare etti hekim yaramı Şaşırdım dünyamı ak mı kara mı Der Mahzuni neyim alacak haramı Benim soyucak kervanım mı var |
Gardaş
Gardaş
İki gardaş gördüm dost pazarında Bilmem elendi mi gardaş olurken. Hey erenler gardaş kolay bulunmaz Gardaş bilindi mi gardaş olurken. Gardaş güneş olur gardaş bir aydır Gardaşın okunda gardaş bir yaydır Bu bir meseledir gardaşa paydır Göğüs delindi mi gardaş olurken. Mahzuni Şerifim gardaş değildir Özü sözü vardır yoldaş değildir Özü çürük kaya bir taş değildir Hak'ta elendi mi gardaş olurken |
Geçen Günler
Geçen Günler
Bir dövende harman sürdüğüm zaman Nice gözlerime toz geldi gitti. Anamdan babamdan doğduğum zaman Baharı görmeden yaz gelip gitti. Belirsizdir gardaş benim durağım Aldı hep başımı böyle merağım Ağustos başında yanmış yüreğim Şubat ayında da buz gelip gitti. Şu dünyanın ömrü yarımdır yarım Benim cahillerle yoktur pazarım Beni çekemeyen zalim dostlarım Mahzuni dul ama kız gelip gitti |
Gel Gönül
Gel Gönül
Gel gönül aleme sırrını deme Bir sözü bin söze sakla hele dur. Her daim başında hayatın kışı Felek ne gösterir bekle hele dur. Acele bir işe şeytan karışır Saburla oturan Hak'ka kavuşur Felek biziminen hemen savaşır Şimdilik gücünü ekle hele dur. Sinemde saplı zalim bıçağı Nasıhatcı olmuş Hak'kın köpeği Gel Mahzuni soldurma bu çiçeği Şimdilik meyvesin kokla hele dur |
Gelme Deli
Gelme Deli
Sizin göçler bu illerden Gitti artık gelme deli, deli... Çadır yerinizde otlar Bitti artık gelme deli, deli... Bulunmaz kahrını çeken Bulunmaz yüzüne bakan Bülbül başka dalda mekân Tuttu artık gelme deli, deli... Berçenek uzun yazılar Orada rüzgâr sızılar Mor koyunlar dört kuzular Gitti artık gelme deli, deli... Bulunmaz Mahzuni sesi Yoktur yalanda hevesi Son yolda ümit gemisi Battı artık gelme deli, deli |
Güllere Sitem
Güllere Sitem
Doğar doğmaz bu dünyanın çamuru Niye gördün kör olası gözlerim Doluya çevrilmiş bahar yağmuru Niye baktın kör olası gözlerim? Katil kulaklarım yardımcı sana Bakarsın güzelden kötüden yana Arslanın elinde kalmış ceylana Niye baktın kör olası gözlerim? Şu yıldızdır, şu güneştir der iken Çok çekerim bende bu göz varıken Bir balina bir ton balık yeriken Niye gördün kör olası gözlerim? Mahzuni dünyaya doysam olmuyor Yalanı doğruya koysam olmuyor Seni ellerimnen oysam olmuyor Niye baktın kör olası gözlerim? |
Gülyüzlü
Gülyüzlü
Gülyiizlüm bu nazın bu kadar fazla Hergün aramızda kavga mı olsun? Eşiğine gelmişidim niyaza Terlemiş gömleğin soyka mı olsun? Küfür bilmez idim küfür ettirdin Döğüş bilmez idim ite çattırdın Bir gün sayıp beş gün zehir yutturdun Hele bu sabahın akşamı olsun? Benim ağladığım üzmez mi seni Nereden öğrendin buğuzu kini Bu kadar hor görme sultanım beni Bin yıllık bir sarhoş softa mı olsun? Hazreti Hüseyin şahitim ise Suçumu gösterir bütün herkese Mahzuni'yi tanı sese gel sese Bütün ikrarların lafta mı olsun? |
Gümüşhacıköyü
Gümüşhacıköyü
Ayrılık zuhretti gene sultanım Var git gayri zaman neler getirir. Bir sürüye zeval düşmeyiversin Belalar kuzuyu meler getirir. Selâm söyle Gümüşhacıköy'üne Kölesine, ağasına, beyine Karlı dağlar düzün mor eteğine Şubat aylarını siler getirir. Kimse bilmez şu ormanın kurdunu Kara kartal yüksek oyar yurdunu Mahzuni Şerifin gönül derdini Ağlayı ağlayı güler getirir |
Güzel Şey
Güzel Şey
Gel ha gönül yüksekten uçma Türabın üstünde durması güzel... Dev diye birşey yok yalan dünyada Hırsa zincirleri vurması güzel... Kâmil meclisinde derin ol derin Seni değiştirmez bir tek aferin Başın kesilse de serin ol serin «İkrar» alıp «ikrar» vermesi güzel... Dostum dostum diye akmalı kanın Hiç sarayı yoktur bir Süleyman'ın Dini özü kara yarım softanın Gerçekler peşinden ürmesi güzel... Neresi yalandır erenler bunun Hiç faydası yoktur yarım kaygunun Sabırlar şehrinde garip yolcunun Mahzuni Şerifi sorması güzel... |
Hacı Bektaş Veli
Hacı Bektaş Veli
Gel dinim imanım canım efendim Adı güzel Hacı Bektaş Veli dost. Ben aşkın şarabına vuruldum yandım Adı güzel Hacı Bektaş Veli dost. Bir kıvılcım verdin Taptuk Emre'ye Hazırlandı Yunus canın vermiye Her can lâyık değil seni sevmeye Adı güzel Hacı Bektaş Veli dost. Kurtar bizi sarıların dilinden Münkir olan gitmez senin yolundan Ben usandım şu yobazın elinden Adı güzel Hacı Bektaş Veli dost. Kemter Mahzuni'yim bende neyleyim İnliyerek dergahında öleyim Kul eyle kapında kurban olayım Adı güzel Hacı Bektaş Veli dost. |
Hz. Ali Gerçeği
Hz. Ali Gerçeği
Ey harici! bilemezsin sen Ali'nin sırrını Oku rahledeki Enam-ı inan mümteha yazar Dünü günü figân etsem yetmez «ulu Abaya» Çünkü benim gönlümde şehit şüheda yazar. Haymegâhı Hüseyin'i utanmadan bastınız Evladı Ali'ye acımayıp yavrusunu kestiniz Hangi rüzgarda bu adet böyle cahil estiniz Gelin görün gönlümüze böyle bir saba yazar Der Mahzuni inan der imanı irfanımda Gücenme yok ey selam inan merhaba yazar «Seçerim Horosan» ile «müneccimim berhuda» Ne yazarsa cüzdanımda inan «Murtaza» yazar. Şah Hüseyin mazlumların şahısın Gönüllerin hünkânsın güzellerin manisin Kerbelâ'ya düşenlerin ezeli ervahısın Merdan Ali yadigar evliyasın dost Hüseyin. Mustafa'nın gözü şuru Fatıma'nın canları Ey kanlar içinde uyuyan ulular sultanları... |
İhsan Aktaş'a
İhsan Aktaş'a
İhsan baba Hacıköy'e gidersen N'olur beni soranlara selam et. Tuz ekmek yediğim bütün dostlara Hizmetimi görenlere selam et. Geçti benim ömrüm yamadır yama Benim sabahlarım benzer akşama Yolun uğrar İse eğer çorum'a Düğün kivre'lerime selam et. Hacıköy dağları gülleri acı, İçimden gitmiyor bir ince sancı Hizmetin gördüğüm Habibe bacı Bize divan duranlara selâm et. Bu kadar gösterdim ben bu çabayı Güzel sevdim çünkü «Ali-Aba»yı Sakın ha unutma «Tellâl Baba»yı Bize karşı duranlara selâm et. Bizim çeşme aktı aktı kurudu Felek bana ordusuynan yürüdü Kara beniz Tilki Hoca varıdı Hatırımı kıranlara selâm et. Mahzuni Şerifim kolay gülemem Gülemem nedendir onu bilemem Belki mukadderdir daha gelemem Yani bizi soranlara selâm et. |
İlk Plak
İlk Plak
İşte geldim, gidiyorum Elveda dostlar elveda! Bilmem kime ne diyorum Elveda dostlar elveda! Koyun postundaki kurtlar Söylemekle bitmez dertler Böyle işgal olmuş yurtlar Elveda dostlar elveda! Dost yoluna kurban canım Ne vezirim ne sultanım Beni bekler çevre yanım Elveda dostlar elveda! Mahzuni'yim gide gide Dost lokmasın yuda yuda Ne hocayım ne de dede Elveda canlar elveda! |
İntizar
İntizar
Her sabah her sabah, her gün her gece Ağlanır mı gözlerini sevdiğim? Bir fındık içinde bir poyraz yeli Eğlenir mi gözlerini sevdiğim? Ne güzel bir aydır yaz bahar ayı Akıyor gözümden kanların çayı Bir saçın telinde bir Ceyhun suyu Eğlenir mi gözlerini sevdiğim? Kalmadı gönlümün takati hâli, Zehrettin ömrümü neyleyim balı Zincirler içinde Mahzuni teli Bağlanır mı gözlerini sevdiğim? |
İntizar Ve Sevda
İntizar Ve Sevda
Ben de bir insanım senin gibiyim Ne kaçarsın benden dön geri geri Ben öldükten sonra şefaat etme Gelme mezarıma çık geri geri. Fadime anaya Ali yakışır Bu ilde Ali'ye Veli yakışır Güzellere bülbül dili yakışır Gel benim bahçemde öt bari bari. Mahzuni Şerifim ismi ezeldir Her ezel yaprağın sonu gazeldir Gün olur sevdiğim zarar güzeldir Hatır için olsun sat kâri kâri. |
İşin Doğrusu
İşin Doğrusu
İki yüzlü ile dost olman dostlar İyi günde Tanrı gibi laf eder. Kara gün içinde uzaktan sesler Bir yüzünü Şeytan birin saf eder. İki yüzlü ile dost olam dersen Serden haberin yok sersemsin sersem Mukadderat icabında düşersen Dize vurur acır gibi tuh eder. Yüzüne gelince canı gözüsün Yüzünden gidince ala tazısın Şeytan gibi hilaf yazar yazısın İki yüzlü Peygamber'e küfreder. Neler çektim iki yüzlü dilinden Yüzbin çeşit toz kaldırır yolundan Kul Mahzuni iki yüzlü elinden Döner gelir acır gider tuh eder |
İtiraf
İtiraf
Dostlar ben Allah'ı inkar etmedim Bu şekilde hayvan kalana çattım Şeriat'ı sevdim, yere yatmadım Gösterişe namaz kılana çattım. Arapça değildir Allah'ın dili Allah evi yapmaz Allah'ın kulu Camiden geçer mi cennetin yolu Burda cehennemlik olana çattım. Ne sakal ne bıyık dosta yetirir Ne dua ne telkin canlar bitirir Ne muska ne divit Hak'ka götürür Ben canlı içinde yalana çattım. Mahzuni'yim daha ötesi var mı İbrişim elliler çelik büker mi Ben bir canım diyen can yakar mı Böyle bir görünmez plana çattım |
Kahpe Felek
Kahpe Felek
Kahpe felek ben neyine karıştım Ağlar garip garip ikrar verenler. Karlı dağlar gibi dumanlı başım Bahar görünmedi gözüme benim. Şu bizim yayladan göçmüş erenler, Ağlar garip garip ikrar verenler. Hanı nerde kaldı bizim yarenler Küller ekmeğime tuzuma benim. Der Mahzuni sam yelleri esildi Yağmurlar yağmadı yerler küsüldü Koyunum ağladı koçum kesildi Canavar dadandı kuzuma benim |
Karoğlan
Karoğlan
Sevgili kardeşim canım Karoğlan Bizim yüzümüze güleceksen gel. Asık surat göbeklerden usandık Adamca bakmayı bileceksen gel. Bilirsin ki bizim köyün yolu yok Hökümete ulaşacak kolu yok Bizim derdimizin sağı solu yok Açlığa çare bulacaksan gel. Rey dediniz oy dediniz al verdik Yüz yıllardır gözü bağlı yalvardık Tarla tarla diken kırdık bel verdik Yoksulluğa tırpan çalacaksan gel. Hiç benzeme senden evvel gelene Çünkü kanımız tok böyle yalana Hiç sözüm yok milletini sevene Yoksulluğa tırpan çalacaksan gel. Mahzuni Hak ile beraber olur Haksızın hakkından haklılar gelir Millet verdiğini geri de alır Kara bahta «ak gün» saracaksan gel |
Katip
Katip
Kalemine kurban olduğum kâtip Yaz şikâyet defterine yaz beni Boynuma musallat tokunu takıp Elet götür divanına diz beni. Ferhat misaliyim dağlar delerim Sevinirim derdim ile gülerim Yaralı kuzuyum ayrı melerim Anam öldü kabul etmez yoz beni. Mahzuni Şerifim sarardım soldum Derdimin içinde dermanı buldum Artık ben zevkimden dünyadan kaldım Ne tatlı belaya saldı dost beni. |
Kerim Ağa
Kerim Ağa
Ta dedemden yedi dönüm kalmıştı Kerim Ağa niye sürdün tarlayı? Hökümet vermişti benim olmuştu Kerim Ağa niye sürdün tarlayı? Bu nasıl adalet, nasıl terazi Sürdüğünün mezalıktı birazı Yetmez mi onbeş dönüm arazi Kerim Ağa niye sürdün tarlayı? Merkebi ineği çift ettim koştum Eliminen diken yoldum ot biçtim Hendekler kazdım da kuyula deştim Kerim Ağa niye sürdün tarlayı? İki yorganımın birini sattım Bir buçuk yatakta beş nüfus yattım Üç oğlumu bir tüfekle donattım Kerim Ağa niye sürdün tarlayı? Mahzuni der yok mu benim gururum Yıllar yılı gurbet elde çürüdüm Yemin ettim billah seni vururum Kerim Ağa niye sürdün tarlayı? |
Kıbrıs'ta Bir Şehit
Kıbrıs'ta Bir Şehit
Hele bakın şu yiğidin göğsüne Zalımdan bir kurşun yemiş geliyor. «Albayrak» tabutuna sarılmış Bu toprak benimdir demiş geliyor. Kundakta yavrular diri yakılmış Çoluk çocuk hendeklere dökülmüş Gebe kadınlara süngü sokulmuş Kıbrıs'ı bir duman almış geliyor. Bir papazın seri, dünyayı sardı Akdeniz'i kana, yaktı kavurdu Kurtaran yok mu, şu yavru yurdu Bir Mustafa Kemâl doğmuş gelir. Ne güzel yakışmış bayrağın rengi Bir vatan uğruna eylemiş cengi Var mı ulan dünyada Mehmet'in dengi Mahzuni soyunu övmüş geliyor |
Kızılırmak
Kızılırmak
Yürü bire Kızılırmak Bu akışın nere böyle? Buna can dayanır mı Çok yıkılır dere böyle? Şubat gelince çağlarsın Niye yolcuyu bağlarsın Dertli misin çok ağlarsın Kaderin mi kara böyle? Bunca yiğitleri nettin Kıvrılarak aktın gittin Yüzbeş asır hizmet ettin Bizim ağalara böyle? Kızılırmak deniz dibin Ya kimdir senin sahibin Sanki rengin gibi, rengin gibi Niye rengin kara böyle? Mahzuni Hak'kı bulası Dönüp saçını yolası Birleşip baraj olası Bizi sürme nere böyle? |
Kim Neye Güvenir
Kim Neye Güvenir
Haydar'ı Kerrar'ı sevmeyen adem Yüzbin hac eylese boşa güvenir. Ehli-beyte gönül vermeyen adem Ne yazık ki dört duvar taşa güvenir. Sofular duaya, soysuzlar sere Pirler mürşitlere, talipler pir'e Sadıklar arife, ahmaklar köre Aşıklar gözünde yaşa güvenir. Evliyası bitmez Anadolu'nun Derdi mi tükenir derviş yolunun Kırar kanadmı Hak'kın kulunun Cahil cennetteki kuşa güvenir. Gerçekler gerçeği gerçekçe över Pişman binamazlar bağrını döver Dünyada ademin kuluna söver Ahrette mübarek naşa güvenir. Der Mahzuni Şerif, gördüğüm yurtlar Gezip dolaştığım ovalar sırtlar Yaz gününde kuzu koymayan kurtlar Gizlenirim diye kışa güvenir. |
Londra Geceleri
Londra Geceleri
Sanki ömrüm bir bilmece Bitmez tükenmez geceler. Uzun ince yollar gibi Bitmez tükenmez geceler. Yağmur yağar hışım hışım Aman ne belâlı başım Ne hayalim ne de düşüm Bitmez tükenmez geceler. Bir evim, bir eşiğim yok Bir lamba bir ışığım yok Yorganım yok döşeğim yok Bitmez tükenmez geceler. Bir kar yağar bir de yağmur Geldi geçti bunca ömür Mahzuni'nin ömrü demir Bitmez tükenmez geceler. |
Mapus Sonrası
Mapus Sonrası
Kolay değil şu dünyanın âlemi Kuru lafla sürülmez ki süreyim. Tutupta nefsime idam kararı Vicdan vardır verilmez ki vereyim. İçime akıyor gözümün yaşı Ne kadar zor olur ahbabın taşı Erciyes Dağı'nda uçan bir kuşu Kör gözünen vurulmaz ki vurayım. Kalmadı dizimin gayrı dermanı Ekin ektim yapamadım harmanı Suçum yokken beyler vermiş fermanı Dost Mahzuni verilmez ki vereyim |
Medet Aramak
Medet Aramak
Ey erenler, ey gaziler sultanı! Bizim demimize girenden medet. Akıp giden böyle bir ırmak gördüm Irmağa bu hızı verenden medet. Ah ile vah ile «kırklar»a varıp Yüzüğün sırrını danışıp sorup Fazlı'nın borcuna emanet durup Terazi gözüne girenden medet. İnan ki sultanım değil Irak'ta İkilik olamaz böyle bir farkta Arş yüzüne gidip kelam-ı Hak'ta Muhammet'e yüzük verenden medet. Der Mahzuni Şerif hu deyi deyi Mudukap eylemiş ulu «Kabe»yi Horasan'dan alıp yetim yavruyu Kıraç Berçenek'e sürenden medet |
Milli Arzu
Milli Arzu
Edirne'den Kars'a efendim Bu memleket takım takım bizim be... Bizi bölemezsin behey serseri Toprak gibi büküm büküm bizim be... Bizdeki yürekler başka yürekler Günümüz dayanır tuzlu çörekler Senin sofrandaki ballar börekler Ömür boyu zehir zıkkım bizim be... Kara sapan, kuru tezek, kel çarık Toprak tezek, toprak susuz, çok yarık Biz senin gözünde güya barbarık Hayat denen şeyden bıktık bizim be... Edirne'den Kars'a bir yol uzanır Dumanlı dumanlı oy bizim eller... Yeşil ormanları bulut kazanır Dumanlı dumanlı oy bizim eller |
Ne Güzel
Ne Güzel
Alakarda gelir bahar ayları Selden sele karışması ne güzel Selamdan selama sarı sümbüller Uçtan uca varışıması ne güzel. Ayrı kişi ölü ile diriler Yaşlar gider yollar yarı yarılar Sonbaharda birleşirken sürüler Koyun kuzu karışması ne güzel. Bu günden bellidir efendim yarın Bu günün yüzüdür yarından derin Kadehten kadehe dost aşıkların Mızrapları vuruşması ne güzel. Aşıkları bıraksalar halında Neler gelir geçer onun telinde Mahzuni'nin üçbin beşyüz yılında Sorulupta sorulması ne güzel. |
Ne Güzel Uymuş
Ne Güzel Uymuş
Ta ezelden böyle yakışıklıdır Şu dağlara kale ne güzel uymuş Bir ah çekse bin dereyi sel alır Aşıklara çile ne güzel uymuş. Kırmızıya beyaz, karaya sarı Bataklığa sinek, çiçeğe arı Yaz gününe güzü, kışa baharı Kuru toprak sele ne güzel uymuş. İnsanlar insana, hayvanlar soya Sular enginlere, selvi ovaya Güzele kalem kaş, çirkine boya Sivri tırnak kele ne güzel uymuş. Arsıza ahlâksız, hırsıza tasa Canbaza enayi, bankaya kasa Mazluma kol-kanat, suçluya ceza Namussuza hile ne güzel uymuş. Dünyada pay olmuş tavşana tazı Arslana çarçakal, kurtlara kuzu Mahzuni'ye derdi, Şerife sazı Parmakları tele ne güzel uymuş |
Nedir
Nedir
Biz bu aşkın belasına, nimet-i hak demişiz Biz yanarız nar-ı aşka, ya cenneti âla nedir? Âşık olmak için cennette, ol buğday yemişiz? Sorun hele bir softaya Mecnun'u Leyla nedir? Cennet'in derdü belasın Hazreti Adem bilir Cavidan-ı kâmil anlar ya cahil nerden bilir Mustafa'nın kim olduğun Mirac'a giden bilir Ben bugün doğdum bugün varım ya Kalubelâ nedir? Kaşlarında okumuşum Sidret-ül Münteha'yı Gözlerinde yazılıdır yasin-i vedduha'yı Doğdu, Âdem nida etti çağırdı ki ya ahi Havva'yı ruhu zemindir bilmem bu belâ nedir? Gel ey zahit ver benim şu gıyasımın cevabın Pençe-i ruhu âlâda kim giydi Ali libasın Azmi Küfe olmak her cana kolaydır bil hunin Sorarım bir softaya Hüseyin kim Kerbelâ nedir? Ben nice alim görmüşüm kalemine hak diyor Nice arifan seyrettim benden gayrı yok diyor Sorun hele Nesimi'ye neden "enel hak" diyor Neden yüzdüler derisini bu zalım bela nedir? Ali boşa okumadı "la feta" suresini Bir kağıt yaprağı sanma o surey-i Yasini Ahmak sofu diz çöker de okuyup ihlas'ını Secde etmez çölü dilaraya Mecnun'u Leyla nedir? Ey Mahzuni Mustafa'nın sırrı sübhan olduğun Bilemezsin bu dünyaya çeşit çeşit geldiğin Vallahi ben gibi yüzbin olsa bilemez Aşıkların bildiğin Sorun hele bir gün Sübhayı Âla nedir Vücutu aksa nedir? |
Nerdesin
Nerdesin
Gene gam bürüdü garip gönlümü Neredesin kumru dilim nerdesin... Ah ile geçirdim bunca günümü Yüce dağlar hep mi bana perdesin... Sevdalı başımı ezdirdin durdun Beni benden bile bezdirdin durdun Başı boş dağlarda gezdirdin durdun Merhametsiz sen de içerlerdesin... Yüreğim denizli gözlerim selli Kaderim yavaşlı ıstırap yelli Ne pazarım belli ne kârım belli Mahzuni Şerifim ara yerdesin. |
Olmuyor
Olmuyor
Benim de canımı Allah yarattı Yaradanı inkar etsem olmuyor Hiçbir varlık kendi kendin yaratmaz Yaradanımı unutsam olmuyor Yok sağımış, yok solumuş bilemem Ben kimseye eli bağlı kalamam Dualı, divitli toprak olamam Bilenin hakkını yutsam olmuyor. Mahzuni damlayıdı bir sel ettiler Seli coşa coşa bir göl ettiler Bilmediğim bağda bülbül ettiler Gayrı karga gibi ötsem olmuyor. |
Ortaklık
Ortaklık
Öyle bir zalımla ortaklık ettik Dolu ona düştü, boş bana düştü. Bir ulu defterde hesaplar tuttum Beşbin ona düştü beş bana düştü. Bir deryaya girdik daldık dolaştık Ulu bir mecliste güldük gülüştük Vücudumu parça parça bölüştük Gözüm ona düştü yaş bana düştü. Mahzuni denizle açtık arayı Arayı arayı buldum karayı Beraber çalıştık yaptık sarayı Saray ona düştü iş bana düştü. |
Osmanlı Ve Türkler
Osmanlı Ve Türkler
Bin yıllık bir hasta inler şurada Ne doktor bulunur, ne çıban biter Dört mevsim boş geçer bu güzel kırda Ne çiçek ekilir, ne fidan biter. Vicdan adaleti kurulmadıkça Haksız, Hak yolunda görülmedikçe Mebus köylü gibi yorulmadıkça Ne adalet bakar ne vicdan biter Marangoz çalışır, kapısı yoktur Berberin sakalı herkesten çoktur Çalışan aç gezer soyanlar toktur Ne adavet kalkar ne düzen biter. Size derim size duyun insanlar! İnsanı asıpta zevkeden canlar... Dört yanımdan hücum etti hayvanlar Ne Mahzuni korkar ne sözü biter. |
Öğretmenim
Öğretmenim
Bütün karanlığın ulu güneşi Her gece gönlüme dol öğretmenim Kim ki çıkmak ister ömür dağına Ancak senden başlar yol öğretmenim. Hep çürüsün sana küfreden diller Kökten kopsun sana taş atan eller Senden küçük güzellikler güzeller Sendeki bir başka hal öğretmenim. Satır satır düşüncemde kanımsın Kanımın içinde başka canımsın Yaradandan sonra küçük tanrımsın Sende hikmet kudret bol öğretmenim Adaletin A harfini sen yazdın Zorluklaları sen öğrettin sen çözdün Hesabı keşfettin atomu ezdin Sana tüm engeller kul öğretmenim. Sen ağlarken ya ben nasıl güleyim Rehbersiz menzili nasıl bulayım Eline gönlüne kurban olayım İşte bir canım var al öğretmenim. Mahzuni sızlanır övgüm az diye Bana neler çektin oku yaz diye Gene yatır dizlerine saz diye Beni ölene dek çal öğretmenim. |
Öğüt
Öğüt
Sana diyeceğim var eren yolcu Çürük köprülerden geçme ha geçme. Mertlere haramdır namerdin suyu Derde derman olsa içme ha içme. İnsan dükkân düdükkân şehre misaldir Kemâlet ehlinin keremi boldur Senden sana gitmek bir uzun yoldur Kendini bilmeden göçme ha göçme. Mürşit olmayınca müşkül çözülmez Dibi görülmeyen gölde yüzülmez Hak'kın pazarında iki gezilmez Aman beni senden seçme ha seçme. Mahzuni Şerife bir gün elveda Verdiğini alır Cenab-ı Hûda Hey yolcu ektiğin kalır dünyada Mevsimi dolmadan biçme ha biçme. |
Öze Dönüş
Öze Dönüş
Bir doktora gittim yaram sarmağa Sen kendi yâreni sar dedi bana. Bir mürşide gittim adam olmağa Senin adam olman zor dedi bana. Birgün pire vardım adamım deyi Pir öğretti bana şehiri köyü Anasız doğurttum ulu bebeği Öyleyse gözlerin kör dedi bana. Her çiçekten almışıdış rengimi Yıllardır sorarım bulmam dengimi Birgün aramıya çıktım kendimi Gidip Mahzuni'den sor dedi bana. |
Özeleştiri
Özeleştiri
Ahmak gönlüm ne gezersin yabanda, «Şu iki cihanı» sen sende ara. Boşa Tur Dağı'nı gezip dolaşma «Musa'yı çobanı» sen sende ara. Kötü kişi yoktur dünya yüzünde Herkesin merteği kendi gözünde Herkesin Yezit'i kendi özünde «Ol Şah-ı merdanı» sen sende ara. Bundan sana nedir erenler ermiş Ermiyen dünyada yani ne görmüş Dinle Hacı Bektaş Veli ne demiş «Derdine dermanı» sen sende ara. Mahzuni Şerifim Hak'ka gel hele Hak'ka gelmiyenler düşer mi yola Damlayınan düşek bir ulu göle «Ummanı», «deryayı» sen sende ara. |
Pişman Oldum
Pişman Oldum
Selam verdim selamımı almadı Düşman m'oldun gözlerini sevdiğim Sen beni severdin ezel ezeli Pişman m'oldun gözlerini sevdiğim? Beni Mecnun ettin deliler gibi Ferhat Şirin'deki çalılar gibi Biat eder idin Ali'ler gibi Osman m'oldun gözlerini sevdiğim? Ayandır çöllere Mecnun'un hali Eğilmiş kırılmış güllerin dali Adem'i kovduran Havva misali Şeytan m'oldun gözlerini sevdiğim? Uçma gökyüzünde Cebrail gibi Can alıcı olma Azrail gibi Mahzuni Şerife İsmail gibi Kurban m'oldun gözlerini sevdiğim? |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 21:47. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.