![]() |
Asaf Halet Çelebi Şiirleri
Adımı Unuttum
adımı unuttum adı olmayan yerlerde ne in ne cin ne benî adem zamanlar içinde kuşlar uçuyor kervanlar geçiyor bir iğne deliğinden çarşılar kuruluyor sarayları oyuncak insanları karınca şehirler zamanları gördün mü bir iğne deliğinden adımı unuttum adı olmayan yerlerde geçip gidenlere bakarak... Asaf Halet Çelebi |
Adımlar
Adımlar
bir adım attığım yerde ne vardı ki gitmemle kayboldu her adımımda sonsuz ben'leri koyuyorum boşluğa ve yine ben dolmuyorum geçip gittiğim yerlerden iç içe öne ve arkaya bakan bir sürü ben ler koymuşumdur eskileri çocuk şimdikiler ihtiyar... Asaf Halet Çelebi |
Asuri Şiiri
Asuri Şiiri
gövdesinden kopmamış kelle yukarı bakıyor ağaçta düşüncesi var gibi gövdesinden kopmuş kelle hiç bir yere bakmıyor hiç bir düşüncesi yok gibi ağacın gövdesi var kellenin gövdesi yok sallanıyor yemiş gibi sarılmış ağaca saçlarından kesilmiş insan başı da oluyor kesilmiş manda başı olduğu gibi ağaçta düşüncesi olan o yemişi ağaç vermedi sen taktın sonradan kelle avcısı kellenin pastırma eti yemiş değil yiyemezsin kellenin pıhtı kanı şarap değil içemezsin ıstırap kesilmemiş kellede olur kesilmişinde değil öç alamazsın... Asaf Halet Çelebi |
Ayna
Ayna
bana aynadan bir suret göründü benden başkası bilmem memleket-i çînden midir ya mâçînden mi sordum kimsin diye bir kahkaha atıp ben çîn padişahının kızı çoktandır âşıkınım dedi dedim çık o aynadan hayalimi çalan hayalim olmazsa olmasın yalnız var olduğuna inanmak için ellerim sana dokunsun bana çîn padişahının kızı gelemem dedi ancak bir gün hayalin gibi seni de bu aynanın içine alıp kaybolacağım... Asaf Halet Çelebi |
Ayna I
Ayna I
aynadan bakan benim küçük gotamacık duvarlardan karşına çıkan aynalardan hayalini çalan mahabbet olup vücudunu saran küçük câriyen nigâr-i çîn nigâr-i çîn bin bir aynada oynar ayna ayna içindedir nigâr-i çîn nigâr-i çînin içinde ve zaman zamanın dışında uzat ellerini küçük gotamacık hayal hayal içinde dünya bir hayal dolabıdır aynalardan geçer küçük gotamacık çok sürmeden hayallerimiz aynaların arkasından geçer aynaya bakan benim hayal annemin oğlu bodhista gotama dünyada en güzel şey seni buldum artık hiç bir şey istemem küçük câriyem nigâr-i çîn uzat ellerini aynaların dışına çıkalım... Asaf Halet Çelebi |
Beddua
Beddua
kendi göklerimden indim kendi duvarlarıma konduğum duvarlar yıkılsın bahtiyâaar havuzlarımda birkaç damla su içip ağaçlarımın çiçekli dallarına uçtum konduğum dallar kurusun bahtiyâaar seni bahçelerimde uyuttum seni duvarlarımda sakladım havuzlarıma güneşler vurduğu zaman gözlerini açıp bana gülerdi bahtiyâaar yazık sana verdiğim emeklere... Asaf Halet Çelebi |
Biber
Biber
sümüklüböcek yuvasına kaç akşamüstüdür şimdi kocakarı masayla kovalar seni kıvılcımlar sıçrar ve ateşin üstündeki boru devrilir sümüklüböcek yuvasına kaç tuzluğun bir gözünde biber kokusu var hafız hanımın sesi bu kokuya benzer beni kurtar hafız hanım kıvılcımlar sıçradığı zaman kocakarı insanı kovalar akşamları... Asaf Halet Çelebi |
Camlı Odalardan
Camlı Odalardan
üsküdarda üsküpüler dokusa gerek kumrular camları parıldıyor üsküdar evlerinin akşamüstleri camlı odalarda ne olsa gerek istanbula bakıp da beni görmeyen çocuklar camlı odalarda... Asaf Halet Çelebi |
Cep
Cep
seni rüyalarımda buldum ve çok beğendiğim için oradan çıkmak istemedim şimdi derinlikte ve genişlikteyiz ve bizzat rüya ben'im kendi kendimi görüyorum ve kendi içimde seyretmekteyim bir cebim var ki karanlıktır oradan oyuncak güneşler bahçeler ve denizler çıkar ve bıkınca onları başka bir cebime atarım en güzel oyuncağım sen bahçelerimin beni eğlendirmediği zaman gel ve beni avut... Asaf Halet Çelebi |
Cüneyd
Cüneyd
bakanlar bana gövdemi görürler ben başka yerdeyim gömenler beni gövdemi gömerler ben başka yerdeyim aç cübbeni cüneyd ne görüyorsun görünmeyeni cüneyd nerede cüneyd ne oldu sana bana olan ona da oldu kendi cübbesi altında cüneyd yok oldu... Asaf Halet Çelebi |
Çingenelerim
Çingenelerim
deniz kenarına inen çingenelerim sulara içmeden bakarlar o sular tuzludur balıklar içer yeşil otların içine gömülen çingenelerim otları yemezler o otlar tatsızdır katırlar yer çiçekli şalvar seven çingenelerim çiçeği sevmezler kalem parmaklı çingenelerim kalem tutmazlar falıma bakarlar da yüzüme bakmazlar elime bakarlar da ayağıma bakmazlar paramı isterler de beni istemezler yüzlerini güneşle yıkayan çingene kızlarım kibarım diye bana gönül vermezler... Asaf Halet Çelebi |
Doğduğum Evin Penceresi
Doğduğum Evin Penceresi
bir çam vardı önünde doğduğum odanın çöpten yapraklarında güneşi rüzgârla sallayıp kafesten içeri dolduran bir çam sedirinde iskambilden kuleler yıkılmış odada loş ve sessiz ikindilerin acısıydı sızan gözlerim dalardı kafesten duvara ve duvardan kafese seyretmeyi güneşi yüz bir güneşti kafesin her deliğinden giren susmuş bir çocukla şaka eden yüz ikindi güneşi... Asaf Halet Çelebi |
Fransa İçin Şiir
Fransa İçin Şiir
çocukluk arkadaşım petit-poucet yamyam devin kilerindedir küçük kızkardeşi ormanda ağlıyor tin tin eder kabâcık beni bırakıp giden babâcık ormanlardan güneşli tarlalara koşan çizmeli kedi ne olur kurtar benim marquis de carabasse'imi yanan paris'in çocuklarını öperek ağlamak istiyorum belki masallarımla uyurlar... 1940 Asaf Halet Çelebi |
Galt's'ray
Galt's'ray
içim açılıyor pilav kokan koridorlarda grand-courr'a çıkınca içim kapanıyor ebedî vakansta çocuk olamayacaksın artık allâsmarladık neuf-cent-dix-neuf... Asaf Halet Çelebi |
Gözlerim Kimi Gördüler
Gözlerim Kimi Gördüler
odalarda oturdum odaları kapladım sokaklara çıktım sokakları doldurdum görünen her şey ben oldum ve her şey beni gören göz oldu ve ben görünmez oldum... Asaf Halet Çelebi |
Güneşin Işığı
Güneşin Işığı
her şey güneşi seviyor hattâ denizler bile denizlerde nefes alan sen bile ve biz güneşi değil ışığını seven insanlarız güneş içime vuruyor güneşin ışığı var güneş yok güneşin ışığını kim anlatabilecek pazar pazar gezmek dağ dağ dolaşmak ve ormanlarda kalmak güneşin ışığını anlatabilecek olanı arıyorum güneş içime vuruyor... Asaf Halet Çelebi |
Halayıklarım
Halayıklarım
iki taşı birbirine vurup acayip âleminden çıkardın ağzı var dili yok halayıklarımı zebercetten sarayımdaki halayıklarım saz benizli badem gözlüdürler saçları salkım salkım omuzlarındadır ve yaptıkları işi sessiz yaparlar zabarcatten sarayımda hamamlar yaptırdım tepe camları zümrütten ve akîki yemâniden ve kurnası var necef taşından... Asaf Halet Çelebi |
Harput
Harput
harpût kulaklarını sarkıt eski korkutlar çıkıyor karanlıklardan bacadan düşen harpût görmek istemiyorum gözümden ye beni duymak istemiyorum kulağımdan ye beni düşünmek istemiyorum kafamdan beni yût harpût... Asaf Halet Çelebi |
He
He
vurma kazmayı ferhâaad he'nin iki gözü iki çeşme âaahhh dağın içinde ne var ki güm güm öter ya senin içinde ne var ferhâaad ejderha bakışlı he'nin iki gözü iki çeşme ve ayaklar altında yamyassı kasrında şirin de böyle ağlıyor ferhâaad... Asaf Halet Çelebi |
Hırsız
Hırsız
pencereden giren mehtap bu evde hırsız var mehtapta pencerede oturmuş beni görüyorum kapıyı çalsam içerden ben çıkacağım içerden çıkacak beni ne kadar görmek istiyorum penceredeki beni uyandırmalıyım içerde hırsız var içerdeki hırsızın ben olacağımdan korkuyurum... Asaf Halet Çelebi |
İbrahim
İbrahim
ibrâhim içimdeki putları devir elindeki baltayla kırılan putların yerine yenilerini koyan kim güneş buzdan evimi yıktı koca buzlar düştü putların boyunları kırıldı ibrâhim güneşi evime sokan kim asma bahçelerinde dolaşan güzelleri buhtunnasır put yaptı ben ki zamansız bahçeleri kucakladım güzeller bende kaldı ibrâhim gönlümü put sanıp kıran kim... Asaf Halet Çelebi |
İkinci Pencere
İkinci Pencere
yeşil yapraklar yeşil havuz yeşil yaprakların düştüğü havuz koyu yeşil ve rüyamda fıskiyenin üstünde fırıl fırıl dönen insan kırılmış merdivenlerde malta taşlarının altındaki tesbih böcekleri ve yerin altından çıkan solucanlar büyük bademin altında sohbet ederler giderler gelirler aralığın görünmeyen yerinde ve ben limonluğun içindeki kırmızı toz dolu sandığı düşünüyorum pencerede... Asaf Halet Çelebi |
İnsanlar
İnsanlar
yeryüzünde olmuşlar kafaları kafama benziyor elleri ayakları var benim de var su istiyorum su veriyorlar meramımı anlıyorlar ağzımın kımıldanışından dokununca gövdelerine kaçmıyorlar soruyorum kim olduklarını insanız diyorlar... Asaf Halet Çelebi |
İstanbul'umun Dili
İstanbul'umun Dili
annemin dili babamın dili İstanbulumun dili İstanbullumun dili İstanbulumun efendisi hanımefendisi sokaklarımın bekçisi yoğurtçusu, balıkçısı can dilimi konuşanım canım benim ninnilerimi bu dil söyledi masallarımı bu dil bu dille duydum türkülerimi bu dille okudum şairlerimi "zalim beni söyletme derunumda neler var" Asaf Halet Çelebi |
Kadıncığım
Kadıncığım
oyluk kemiğimi çıkarıp kendime bir kadıncık yaptım ve bir şamar vurup rafa oturttum ben evden çıkınca kadıncığım yemeklerimi pişirdi söküklerimi dikti ve akşam olunca korkusundan çıkıp rafa oturdu geceleri kadıncığımın dizlerine korum başımı ve üç kıl koparınca uyurum... Asaf Halet Çelebi |
Kahkaha
Kahkaha
billûr sarayında çengi dilârâ bahçede bin kaplumbağa ve inci ile donanmış fil gidince açıldı kapılar ne iç oğlanları var ne cariyeler kimse yalnız bir kahkaha bütün odalarda her boş odaya girişimde bir kahkaha ve çıkışımda bir kahkaha... Asaf Halet Çelebi |
Kilise
Kilise
evlôim ni i vasilîya tu patrôs bütün resimler bizi gözetliyor tahtalardan kanı serâp eti ekmek îsus ve müselles içindeki başsız göz kîrya elêison güneş açıldı buhur yandıktan sonra meryem anaya mum yakıyorum başsız gözden korkarak ayios o teos ayiosis hiros z ayios atânatos eleision imâs... Asaf Halet Çelebi |
Kitaplar
Kitaplar
kargacık burgacık yazılar yazılar dolu kitaplar kitaplar dolu yazılar tüylü tüysüz kargalar yazılar yazılar dolusu mürekkep mürekkepten şekiller F H Z U D, W yarısı kopmuş sicim yarısı kopmuş kitap ciltli kitap ciltsiz kitap sahifelerdeki yazılar beynimde beynimdeki yazılar havada ve harfler muallâkta yazıların dili yok benim dilimle söylüyor yazılar yazılarin dili yok gotik yazılarda ıhlamur çincelerde çam hiyeroglifte baykuş ayak ve ince adam mehtapta sarhoş ahûlar ve yandan bakan göz ta'lik yazılarda ve sahifeler bomboş... Kaynak: Om Mani Padme Hum (1953) Asaf Halet Çelebi |
Kunâla
Kunâla
vakit geldi kunâla dünyayı göreli çok oldu tam kırk yılda seni buldum kunâla bu can tenden geçmeden bu dünyadan göçmeden bir kerecik sevmek çok değil simsiyah saçların var kunâla kemiklerine yapışık etlerin var bir gün dökülecek kunâla kuşu gibi gözlerin var bir gün sönecek kunâla bu etlerin arkasında güzelliklerin var benden başka kimse bilmeyecek bu can içimde kuştur kunâla seni görünce titrer bu can gözümde muhabbettir kunâla seni görünce yanar bu can burnumda soluk olur kunâla uçar gider bu can benden geçmeden bu dünyadan göçmeden bir tek seni sevmek çok değil... Asaf Halet Çelebi |
Kuşa Görünme
Kuşa Görünme
her sabah nafakamı getirir bir kuş nereye kaçayım o kuşun elinden kuyulara saklansam kuyulara girer tavan aralarına kaçsam tavan aralarını bilir tabutlukta yatsam gelir beni bulur sabahları gel kız tabutluğa gir benimle memelerin kan içinde bacakların yaralı nafakamı beraber yiyelim ve paçavraların işitmiyor diye bana sokul gel kız tabutluğun içinde yat benimle yalnız kuşa görünme sabahları... Kaynak: Om Mani Padme Hum (1953) Asaf Halet Çelebi |
Mağara
Mağara
içimdeki mağarada kurumuş ölüler yatar zehirle gülen zümrüt ve yakut yatak içinde bir zaman beni uğurlamaya gelen haramîler içimdeki mağarada bir yığın kitap var bakınca yakından tasvirlerin gözleri oynar ve konuşur hepsinin yüzleri benim yüzüm gibi ve gözleri benim gözüm gibi... Asaf Halet Çelebi |
Mansur
Mansur
renkler güneşten çıktılar renkler güneşe girdiler renkler güneşsiz öldüler ne renk gerek bana ne renksizlik güneşler bir yerden çıktılar güneşler bir yere girdiler güneşler onsuz öldüler ne aydınlık gerek bana ne karanlık şekiller bir yerden geldiler şekiller bir yere gittiler şekiller görünmez oldular büyük köşe vur bütün sesler bir seste boğuldu mansûr mansûuur... Asaf Halet Çelebi |
Mara
Mara
bilmemek bilmekten iyidir düşünmeden yaşayalım mâra günü ve saatleri ne yapacaksın senelerin bile ehemmiyeti yoktur seni ne tanıdığım günleri hatırlarım ne seneleri yalnız seni hatırlarım ki benim gibi bir insansın tanımamak tanımaktan iyidir seni bir kere tanıdıktan sonra yaşamak acısını da tanıdım bu acıyı beraber tadalım mâra başım omzunda iken sayıkladığıma bakma beni istediğin yere götür ikimiz de ne uykudayız ne uyanık... Asaf Halet Çelebi |
Mısrı Kadim
Mısrı Kadim
acaba ot gibi yerden mi bittim acaba denizlerde mi şaşırdım ve zamanı nasıl unutmaktayım zaman unutulunca mısri kadîm yaşanabiliyor kendimi unutunca seni yaşıyorum yaşamak bu ânı yaşamaktır ammon râ' hotep veya tafnit kim olduğumu bilmek istemiyorum yalnız etrafında nefes almalıyım dut bu â'ru ünnek pahper kama pet kama tâ mısır metinlerinde okuduğum cümleler seninle okuduklarımsa büsbütün başka şeylerdi seninle bir bahçedeyiz geliyor bana orada hem var hem yok gibiyim daha doğrusu bütün bir bahçe oluyorum insanlığımdan çıkarak kama pet kama tâ... Asaf Halet Çelebi |
Nedircik Yavruları
Nedircik Yavruları
kilimimde namaz kılmaya gelen ayaklar ve en çok küçük parmakları beni görmeden üstüme basarlar şaşarım beni işleyene kilimimin nakışları nedircik yavrularına benzer ki çocukluğumdan beri çok uğraşırım nedircik yavrularıyla... Asaf Halet Çelebi |
Nigarı Cin
Nigarı Cin
çîn-ü-mâçîndeki nigâr gezer bendeki diyârda güler bende nigâr içim boştur ve ayna kaplı o aynalarda bir gamzesi var kimisi sefine kimisi deryâ deryâ-yı-nâz kimsi bulut kimisi bağ o diyar ki onda acayipler olur ve ordaki nigâri kimse bilmez... Asaf Halet Çelebi |
Nirvana
Nirvana
karanlığa geçelim karanlığı geçelim ne uyku ne ölüm hem uyku hem ölüm düş içime uyu ve sonsuz büyü unut renkleri ve şekilleri hepi ve hiçi beni ve seni ve geceyi yuttu nirvana... Asaf Halet Çelebi |
Nûrusiyâh
Nûrusiyâh
bir vardım bir yoktum ben doğdum selim-i salisin köşkünde sebepsiz hüzün hocamdı loş odalar mektebinde harem ağaları lalaydı kara sevdâma uyudum büyüdüm ve nûrusiyâha ağladım nûrusiyâha ağladığım zaman annem süzudilâra idi ve babam bir tambur annem süstü babam küstü ama ben niçin hâlâ nûrusiyâha ağlarım nûrusiyâaah nûrusiyâaahhh... Asaf Halet Çelebi |
Romantik Gençliğim
Romantik Gençliğim
ejderhalar çıkarıyorum duvar kovuklarından alevler çıkarıyorum yağmur karaltılarında hazîn yürüyorum uzattım ellerimi çok uzaklara gitmiş yıldızlar düşürmüş gelirken yıldızsız kalınca gece uyunur tavanı yok siyah gök sırt üstü yere yattım tavansız göğe düşüyorum... Asaf Halet Çelebi |
Samandıra Baba
Samandıra Baba
yaramaz kız bahçeye gelecek benimle oynayacak samandıra babacığım ona bütün oyuncaklarımı versem ve bütün nedirciklerimi kertenkeleler kaçacak ve biz güneşten saklanacağız çok yaprakların altına samandıra babacığım çok uslu oturacağım yaramaz kız gelecek diye... Asaf Halet Çelebi |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 20:35. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.