![]() |
Yaşanan
Yaşanan
Bir süredir kuşlar da yok Kentin bulanık göğünde Dumanlı bir uğultu Uzayıp dururken sokaklarda Ürküttü bütün kuşları da Öfkeyi kollayarak sakin Kalabilmenin zamanıdır Biliriz ki bizimledir doğanın Ve sevdanın gülümseyen sevinci Ve onlar sahip çıkacaktır bize Biz ki acılarla olgunlaştık Biliriz kederi, kahrı ve zulmü Aşkı ve hicranı da biliriz Nice onmaz denilen yarayı Acılarla sargılamadık mı Ve ölesiye bağlıyızdır Sevdamızı paylaşan Uzak ve yakın dostlara Ki ahde vefa denilen şey Bizimle girmiştir kitaplara Ama neler getireceğini yarının Ve neler alacağını bizden Hesaplamanın zamanıdır Bel bağlayamayız çünkü Feleğin ve zalimin insafına... Ahmet Telli |
Yeniden Yaşanacaktır
Yeniden Yaşanacaktır
Bir kent nasıl öldürülür göz göre göre ben inanmıyorum, kim ne derse desin Sodom ve gomore efsanelerde kaldı yaşanan bir başka tarih şimdi şöyle bir dokunsak toprağa yalınayak duyacağız belki tarihin akışını Bahar da gecikebilir unutmayalım böyle okuduk hayatın kitaplarından Hele vakt erişsin, sevda dal versin uzanacağız bir sabah çiçekli bir ağaca Unutmayalım aşkın sımsıcaklığını suskun bekleyişlerini varoşların Kitapları, fabrikaları unutmayalım Unutmayalım dağların öyküsünü Zincirlerini kırmasını bilir bir kent Aurora'yı unutmayalım Kışlık saray ne kadar dayanabilir hayatı kollamasını bilenlere... Ahmet Telli |
Yenildik
Yenildik
Yenildik; Şimdi kim bilebilir zakkumun O kekre tadını bizim kadar Tenimize sinmiş sülfür kokusunu Soluğumuzdaki cıvayı kim duyar İntikamcıydı bilim, sezgimizse Gölgesi sulara vuran bir ceylan Neyi yaşamışsak ömrümüz diye Derimize yazdı o vak’anüvis Kehribar saplı bir hançerle Kehânet kuyularında sınandık Terkettiğimiz her şehir yakıldı Anıtlar dikildi kahhar ve kutsal Zamansa bir karadeliğe dönüştü Belleğimizin oksitlenen çöllerinde Çöl ve moraran cesetler, rüya Kâbusa dönüyor cinnet saatidir Coğrafyanın bu yakasında bir halk Kendi oğullarını boğazlıyor artık Kûfi bir cesaret oluyor cinnet Biz keder diyorduk, tarihmiş Dilimizde işte o kil ve kül tadı Şimdi kim bilebilir yenilginin O kekre kokusunu bizim kadar Soluğumuzdaki cıvayı kim duyabilir... Kaynak: Çocuksun Sen Ahmet Telli |
Yolcu
Yolcu
I Gün ağarmadan yola çık sislenmeden bütün dağ taş Dönüp dönüp bakma artık bir ozan gibi ayrılığa düş Dehşetli bir acıdır belki uçurum, orman ve rüzgar ve ağzında kuş tüyleri taşıyarak geçen bulutlar Neyi bırakmışsan geride bir kül yığınıdır şimdiden ömrün gibi savrulup gider işte Ama ıslığını unutma sakın bir türküdür yine de yolcuya en çok yakışan II Dağın eteklerine vardığında şöyle bir dur ve soluklan sonra meşeliklerin orada sırtüstü uzan gün batarken Dinle bir an ormanı ve suyu başlayacaktır az sonra doğanın yabanıl konçertosu hışırtılar içinde kalacak ova Kayıp giderken bulutlar usulca sokulacak yüreğinin gizli geçitlerine bir rüzgar Buğulu türküler duyacaksın ve aşk çılgınlıklar bekleyecektir yolları uçurumla kesilenlerden III Dizginlerinden boşanmış bir at gibi soluk soluğayken doğa soluğun yetiyorsa yaylanıp tut yelesini ve katıl rüzgara Unutma ki yalnız değilsin yüreklendiriyor seni aşk ve birdenbire boşanan bu çılgın sağanak Aşk ile sağanak hep aynı kokuyu taşıyacak hangi kentte bir koklasan Yolculuklar özetleyecek ömrünü Gülüşü ve hüznü sürükleyen büyü elinde bir gül olacak sevdiğinin... Ahmet Telli |
Zaman Kekemeydi
Zaman Kekemeydi
Gün bitti, elindeki güller de soldu anımsanacak neler kaldı bugünden paylaşılmış olan nelerdi sımsıcak belki bir türkü söyleriz geceye karşı saçlarını tarazlayan bir şafak olur Zaman kekemeydi ve tarihe sızan soytarılar gördük genç ömrümüzde ölüm peşimize düşende bir göçebeydik suretimiz ağardı kurulan darağaçlarına bütün sığınaklar uçurumlara açılırdı Rüzgâr suyu soğutsun şu terli bedenlerimizi ve aşkı düşünelim biz, destan yalnızlıkları konuşursak akşam olur ve yine yağmur yağar gidersek gülüşler azalır buralarda kim bulur kayıp adresteki dostları Bir karanlığa bakıyorum bir de zamana ay büyüyüp bir gül oluyor ellerinde senin ve ancak yeni bir yorumu oluyor aşkın saçlarından sızan bu karanlık yağmur ayın çağıltısıyla tutuşuyor begonyalar Saçlarındı diye düşünüyorum ömrümüzü çözdükçe savrulan rüzgârdı saçların ve ikide bir aklıma düşüyor aynı soru - Aşkı bilmiyorsam nasıl değiştiririm kendimi, seni ve bütün dünyayı... Kaynak: Belki Yine Gelirim Ahmet Telli |
Zulme Direnmektir Hayat
Zulme Direnmektir Hayat
On beşine bastımı dudaklarında bir türkü elinde bayrak kavga sokaktaki oyuna benzer artık çocukluğu benzemez çocukluğa Deniz okşayabilir mi sarışın bir dağın rüzgarlı saçlarını uzanarak yelesine hayatın tutuklayabilir mi zindanlar onun vuruşkan sevdasını Açar da acının rüzgarına hüznün solgun yelkenini ne zindan karanlığı ne zulüm ne işkence indiremez dudaklarındaki gülümsemenin bayrağını... Ahmet Telli |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 16:15. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.