![]() |
Şair
Şair
Gözyaşım katmerlenir avucumda Bir gül açar delimtrak Kalbim göğsümdeki payanda Bu gece sarılıp yanyana yatsak Yalnızlığı suvaran şu sokaklar Tekil ayakseslerinin çoğul sessizliği Ülkenin damarlarına ekmişler Bir ölçek korku, bir ölçek ölü gözü Ve Türkiye'de şair olmak Her ahval ve şeraitte gülünç bir şeydir Çünkü vatanın bütün kaleleri zapt olunmuş Ve bütün tersanelerine girilmiştir Yağmurum kalakalır kapımda Yarımyamalak bir hüzün rakıyla çiftleşir Salas meyhanelerde yüzler morarınca Yalnızlığım aklanır, süt gibi olur. Ve Türkiye'de şair olmak Gerçekten gülünç bir şeydir: Kutuplarda yangın! Kalbim, bugün başka biriyle çıkma Kötüyüm dalsızım duraksızım... 1991 Kaynak: Deniz, Unutma Adını Ahmet Erhan |
Şair Olmak Zarar Ömüre
Şair Olmak Zarar Ömüre
Şiirler yazdım, türküler söyledim En çok birilerini sevdim, en çok Aynalara sürdüm yüzümü olur olmaz yerde Dişimi çiçeklerle biledim Yorgunum diyorsam da inanma, değilim Yaşarım daha yıllar yıllar Ellerim hep böyle yaramın üstünde Acının tarihini düşerim Işık karanlıktır nice Ayırabilirsen ayır elin erdiğince Ben bildiğimi söylerim Şair olmak zarar ömüre... Ahmet Erhan |
Şair, Dünya Sana Küsmüş Diyorlar
Şair, Dünya Sana Küsmüş Diyorlar
Şair, dünya sana küsmüş diyorlar Sen barışamazken kendinle bile Her varlık beyninin bir uzantısı olsa, neye yarar Çığrından çıkmış bu evrende? Doğanın bir anlık dalgınlığından doğdun Suyun, toprağın yalnızlığından Hep kendi içinde yürür durursun Tanrıların gücenik kalması bundan Kumdan kaleler yapıp, bozmakta üstüne yoktur Beş duyunu yüzle çarptığın görülmüştür Şimdilik yirmidört bilinmeyenli bir denklem yaşamın Bir gün elbet aylara, günlere de bölünür Şair, dünya sana küsmüş diyorlar Enlemleri, boylamları birbirine karıştırdığın için Bizimle uzlaşmadı, diye bağırıyor dinibütün olanlar Sonun kötüye varacak, bildiririm... Ahmet Erhan |
Türkü
Türkü
Uyandım, dağlarda duman Ovada sabahın tütsüsü Deniz ürperiyor uzaktan Koynunda güneşin gülü Kanat kanat dağılsam Unutmam kendi göğümü Gelirsin bana sulardan Yüzünde yosunların tülü Yaşamak, seni seviyorum Demenin başka türlüsü... Ahmet Erhan |
Uçurum
Uçurum
Aklımda kayalar kopuyor, duvarlar yıkılıyor Yüreğimde, kuruyan bir ırmağın yatağındaki boşluk Ayak izlerimi bırakmaya çalışıyorum taşların üstünde Kimsenin arayıp bulamayacağı bir adresim var artık. Dostlar da çekilip gidiyorlar hayatımdan Yürüdükleri yollarda arıyorum anları, Sevdikleri kıyıların gözlerinde Kendi sularınca boğulan bir denizim ben Kendi taşlarınca zapt edilen bir kale Başımı avuçlarıma alıp sıksam ne olur Çıkarabilir miyim beynimdeki o kara suyu? Bir çiçek tarlasına dönüştürebilir miyim? Ahmet Erhan |
Umut
Umut
Usul usul geceleyin Sirenler duyarsan derin Kapını gökyüzüne dayayıp da bekle Yolunu şaşırmış bir yıldız düşer belki üstüne Başını yastığa göm Yüreğini ayışığına ayarla Yorganına sıkıca sarın Derin bir nefes al Ve sakın ağlama... Ahmet Erhan |
Uykusuz Leyli
Uykusuz Leyli
Leyli okudum ölümün okulunu Beştaş oynayarak yıllarla Yüzümde mecburi hizmet solgunluğu Uçkuru düşük bir acının ayazında Leyli okudum... aklım karışık, bıyıklarım gürdü Ömrünü parselleyip, alkole imar izni çıkartmakla uğraşan Bir memur, dayardı yüzüme yüzünü uzun uzun içerdik her akşam Leyli okudum ölümün okulunu Ben çalışkanıydım intiharların - ip, ilaç ya da sınıfta kaldım, okşadım diye oğlumu Tayinim çıktı hayatın doğusuna... Ahmet Erhan |
Veda
Veda
Yitirdim cebimdeki bütün adresleri Yağmurlar, yağmurlar ortasında kaldım Aklımı boğacak o selleri Ben kendi damarlarımda yarattım Artık ne bir satır yazı, ne de bir selam Tek kişilik bu oyunda rol alabilir Gitti bütün seyirciler, boşaldı salon Geride kalan yalnızca, yalnızca maskelerdir Eli naylon güllü o dostlukların Bir tek anısı ve sızısı yok içimde Yitirdim cebimdeki bütün adresleri Kendimi kazandım bir başka biçimde... Ahmet Erhan |
Yağmur, Ağıt Yak Arkamdan
Yağmur, Ağıt Yak Arkamdan
Yağmur, ağıt yak ardımdan Karanlık sokaklar boyunca Ben yurdumun özoğluyum Kimseler yanmıyor bana Yaprak yaprak içimde yalnızlık Onun dalları dünyadır Kendi göğümde bu sürgünlük Bedenimdir ona tek sınır Kimsenin bir şey söyleyeceği yok Ben susarsam, konuşmazsam Acı bile sustu artık Yağmur, ağıt yak ardımdan... Ahmet Erhan |
Yağmurda Ölürüm
Yağmurda Ölürüm
Yağmurda ölürüm, su çeker bedenim Bir yeraltı ırmağı olur gömülünce Ben bu dünyada bir tek hayat’ı Sevdim Karşılıksız aşkların lümpenliğince Yağmurda öleyim, su çeksin bedenim Sokağın ortasında serseri bir ağaç gibi Anlasan, sen anlardın kalbim Göğün toprağa akıttığı o şehveti Yağmurda ölürüm, kağıda yine zam gelir Ben uzun uzun üşürüm ıslaklığımdan Su ve kan! Görüp göreceğim budur Rivayet olunur kim, suyun kanı yıkadığından Yağmurda öleyim, su çeksin bedenim Kan! En dayanıklı tüketim malımızdır, onu kimse yıkamaz Dolar, Mark, İMKB, Altın, Hisse Senedi... Kalbim, kanla yıkananlar bir daha onmaz... Ahmet Erhan |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 21:41. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.