Tualim.net

Tualim.net (http://www.tualim.net/)
-   Türk Şairlerin Şiirleri (http://www.tualim.net/turk-sairlerin-siirleri/)
-   -   Ahmet Erhan Şiirleri (http://www.tualim.net/turk-sairlerin-siirleri/2191-ahmet-erhan-siirleri.html)

7 Renk 23.02.11 21:45

Kalıt
 
Kalıt

Acım, beni bir gün boğabilir
Kalırsa bir çığlık benden kardeşler
Koruyun, saklayın onu ne olur.

Her insanın kendince bir tarihi vardır
Bir seyir defteri, ağaca atılan çentik belki
Hani bir gün dönülür de bir şeyler anımsanır.

Kimsesizim, dalsızım, duraksızım şimdi
Yaşamla aramda çözülmedik ne kaldı?
Bütün köPage Rankingüler atılmış, yollar yokluğa çıkmıştır.

Yaralarımı sağaltacak söz nerde?
Bazı kitapların altı çizili yerlerinde mi?
Şimdi her çizgiye bir kan yolu yürümüştür.

Tanımlara sığmayan sözlerim varsa da
Bir gün, kendini deşen hançerden öte
Bir şey olmadığım nasılsa anlaşılır.

Şaire ölmek yaraşır, filiz sürerken şiirleri
Tufanların alıp götürdüğü bu toprakta bitek
Birkaç sözcük mutlak kalacaktır.

Acım, beni bir gün, beni bir gün boğabilir
Kalırsa bir çığlık benden kardeşler
Koruyun, saklayın onu ne olur...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 21:45

Kokteyl
 
Kokteyl

Evlerde, güneşin kapadığı evlerde
Bir çocuğun güzel günler düşündüğü
Molotof kokteyl yaptığı
Bir ölçü cin, votka, nane likörü, soda
Ve sonra birbirine bir güzel karıştırdığı
Bir ölçü ölüm, hayat, acı, mutkluluk
Go home amerika! Go home amerika!
-Altıncı filo büyük bir törenle karşılandı
On-onbeş kişilik bir topluluk
Sol yumruğunu gökyüzüne doğru kaldırdı
Dostlarımız gücenmedi bile

Babam o günlerden beri bir gül tutar elinde
Büyütür de sular kendisi sanatoryumda yatsa da
Go home amerika! Go home amerika!
Heybeliada'ya her gidişimde dünyaya ne oldu diye sorar
Mersin'de gün geç doğar, erken batar
O çocuğun gözleri yedinci filodur akdeniz'de
Cemal Abdül-Nasır'a selam götürür
en olur olmadık yerde gökyüzüne bakan çocuk
Güneş, ay, bulut, merih, uranüs, satürn
Artık ne bulursan hepsini karıştırıp
Bir kokteyl yapabilir misin?
Yedinci filo gün ışığında yola çıkar
Ve uğrar bütün limanlara...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 21:48

Küçük Balıkçı Köyü
 
Küçük Balıkçı Köyü

Ağlar asılmış
evlerinin önüne
yakalamak için yıldızları.
Akşam olunca
yanan gaz lambalarını
yem olarak kullanıyor
bura insanları.
Yıldızlar
bir gece olsun
kanmıyor bu yemlere.
Ne bu düş gidiyor oysa
ne de
yoksullukları.

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 21:49

Küçük Harfler
 
Küçük Harfler

Adını büyük harflerle başlattığım Hayat
Gitgide dayanılmaz oluyor
Buzdolabında çocuk ölüleri
Sokak korkusu, anason yalazı
- Beni niye kimseler sevmiyor?
Ki ben Hiçlik’e adanmış bir asansör kuğusu
Üçüncü kattan sonrasını hatırlamıyorum
Boynumu büküp kıvrılıyorum
-Ama niye beni hiç kimseler sevmiyor?

Kendi küçük harflerime sığınıyorum...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 21:53

Kül Altındaki Kor
 
Kül Altındaki Kor

Gökteki bulutlar yüreğime yağıyor
Bende iki dünya çarpışıyor artık
Biri umutlu, devingen, gözüpekçe yaşıyor
Öbürü masallarda sarhoş ve ezik.

Toprağı avuçlarımda elliyorum usulca
Bir kum saati gibi akıyor ömrüm
Tükenecek bir gün o kumlar da, ey doğa
Tekrar doldurmak için kalacak mı

Güneş, daldan dala sıçrayarak yürüyor
Bir neden var mı mutlu olmamam için?
Daha ne kadar yaşadım ki şunun şurasında
Adını biliyor muyum bütün çiçeklerin?

Konuşturmayın beni, dilim sürçüyor
Alışkın değilim söz etmeye sevinçten, mutluluktan
Gideyim artık, kül atında kor gibi
Dursun onlar, dönüp üflerim bazen...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 21:53

Lades Kemiği
 
Lades Kemiği

Boğuk boğuk bir siren sesi
Güz yağmurlarının geri çekildiği aklımda
Aklımda geceler boyu
Çınlayan yalnızlık
Cam kırıkları, yağan kar üstüne vuran ayışığı
Odam soğuk
Sevgilim yok
Bir yılbaşı ağacının bütün lambalarının söndüğü aklımda
Anı bile değil artık
Her gün bir arkadaşın öldüğü
Aklımda, tütün kokan ağzım üstüne maydanoz
yediğim ama yine de anneme yakalandığım
Denizden yükselen buğu
Güneş vurunca
Portakal bahçelerinden dağılan koku
Solgun şafak, kırağı yeli
Odam soğuk
Sevgilim yok...
Aklım, kırılmayı bekyelen bir lades kemiği...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 21:54

Limon
 
Limon

Seninle aynı lojmanda, bana bir ev verseler
İstifa ederdim şerefsizim, gerçeklerimden
Sabah geç, akşam erken
Giderim, gelirim
Haberim bile olmazdı saatlerden

Sen bir kompartıman dolusu insansın
Havva'nın 20. yüzyıla aktarılmış renkli fotokopisi
Sen ey bir zamansızlıksın ki... ne zaman geleceksin
Her yerlere erken gelmekten rötarlı

Alnımda 1 sivilce büyüdü yokluğunda
3 kasa bira, 18 paket Camel, 23 damla gözyaşı
Simyadan kimyaya iltica etmiş rönesans yüzüm
Her geçen gün biraz daha kazıdı aynaları
Altından ne mi çıktı?. 24 ayar hüzün

Ben bu geceyi bitiririm de, aydınlık nerde
Bu da güya aşk şiiri, realizme seyrediyor
İş, ekmek, hürriyetle doldurdum seyir defterimi
Baktım ki iş ekmeğe, ekmek hürriyete yabancı

Bu alçak ironiyle yatmasam, ben intihar ederdim
Benzemezdi bu alacakaranlıktaki Ülke'nin en eski baskısına
Ederdim sonra Cumhuriyet'in uzak bir köşesinden sizi
seyrederdim
Bir gün için votkanıza limon oldum iyi ki...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 21:54

Macera
 
Macera

Omurgasız bir acı
Bedenimde uluyor
Tenha otobüslerin kız kokan yalnızlığında
Elim elimle buluşuyor
Kulağımın arkasında takıyorum ömrümü
Gecenin en olmadık
Saatlerine taşınıyorum
Bir şairin
kendi halinde
Bıyığını ve şiirini fazlalık sayan...
Gitgide kendime
Yakışıyorum
Ortayaş göbeğimi aynalardan sakınaraktan...
Gitgide kendime
yakışıyorum
Ortayaş göbeğimi aynalardan sakınaraktan
Bir alçak sakladı
Ve unuttu beni zulasında
Sanki
Bir ölüm başka bir ölüme
Miras bıraktı

Bitti
Sandığım o mecara
Hep yeniden başladı...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 21:54

Mevsim Hadiseleri I
 
Mevsim Hadiseleri I

Alkol ve tütün
Ben ölümü bunlarla yendim
Ağaran bir tanın küf kokusunda
Sabah savaşlarında
Uçarı bir neferdim
Herkes işe giderken ben sızardım
Garip bir kitaba, tuhaf bir kitaba
Gün ışığından sözcükleri sağardım
Sığardım kendi dünyama

Ekmek ve kadın
Ben hayata bunlarla yenildim...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 21:55

Mevsim Hadiseleri II
 
Mevsim Hadiseleri II

Aynaya baktım, sahiden yaşlanıyorum
Çocuğumun boyu belimi geçti
Gözlerimde tuhaf bir uçurum derinliği
Alkolden mi? Yok, ben sadece akşamları içiyorum

Okyanuslardan sığ sulara erişmenin tedirginliği
Kimse farkında bile değil, bakıyorum
Sevmezdim, gidip duvarlara yazılar yazıyorum
Alnımda bir başkaldırının soluk izleri

Polis amca, diyesim geliyor, polis amca
Çocuklara bu gecelik işkence etme!
Türkiye saat 24'te demokrasiye geçecekmiş
Öyle diyor yorumcular bütün özel TV'lerde

Aynaya baktım, sahiden yaşlanıyorum
Polisler yaşlanıyor: Demokrasi gelecek!
Elektrik, konutlarda ve sanayide kullanılacak
Türkiye büyük ülke, elbette biliyorum

Yağmurun üstünü kanla kapatıyorum...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 21:56

Milli Coğrafya
 
Milli Coğrafya

Mutluluğum 39 derece ateşle yatar
Dünyanın 42 derece enlem 26 derece boylamında
Öğretirler Edremit’le Van arası kaç saat tutar
Kanadı kırık kuş hesabıyla

Hayatın dulu, ölümün ilk aşkıdırlar
Bu ülkede bir çift kulak ve göz olanlar
Ölüm tarihleri yazar nüfus kağıtlarında

Sarhoşluğum 80 dereceye çıkar
Meyhane taşradan musalla görünür amma...

Oturdum kalbimin nüfus sayımını yaptım
Bir iki dost, çuvalla düşman
Ben ki iki lafı biraraya getirmeyi bilmem
Haklıdırlar her şeyde dostlarım ve düşmanlarım da

Ve mutluluğumuz 39 derece ateşle yatar
Öyle ya da böyle Türkiye mezbahasında...

Grevciler, şairler ve seracılar
Don olayı bekleniyor, son uyarı

Sinop’la Anamur arası bir kuş uçar
Kanadı kırık ama göğsü kınalı...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 21:56

Ne Balık Ne de Kuş
 
Ne Balık Ne de Kuş

Kiraz mevsiminde rakı içmedim
Yatmadım olmadık kuytuluklarda
Serumlarla doldur boşalt yaparken bedenim
Bekledim sessizce gönlümün ücrâlarında
Dünyaya yine de bir ağırlıkmış hacmim
İzmit'te bir sevgili, ölüm oruçlarında iki çocuk yitirdim
Ne ilgisi var, Türkiye buralar
Alnımı toprağa yapıştırıp yürüdüm
Şairler, hükmüm bir kör tırnak kadar
Kalksam attığım her adım kan kuyusu
Otursam sağım solum uçurum
Kimyama derbeder hayatlar karışıyor
Ölsem sanki buğum camlarda yaşıyor
Kiraz mevsiminde rakı içmedim
Demek ki İstanbul bana böyle yakışıyor...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 21:58

Nostalji
 
Nostalji

Sevgili ölüm
Damarlarımı genişletiyor yalnızlık
Çağırıyor beni toprak kokusu
Odam dağınık
İğrenç bir sabah
Ağzımda hala alkolün buğusu
Sevgili ölüm

Uğulduyor kulaklarım
Bir tek nefes bile çekmediğim sigara
Parmaklarımı yakıyor
Bedenim
Bir de çocukluk
Yokluyor arasıra

Belki de evet belki de
Dönüş yok artık
Hiç değilse benim için
Sevgili ölüm
Penceresinde mızıka çalan
Bir çocuğu anımsa
Ne zamanlar
Denizin karşısında

Sevgili ölüm
Artık anlıyorum şimdi anlıyorum
Ben hep yaşayarak
Seni büyütürmüşüm
Gün gün...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 21:58

Oğul
 
Oğul

Anne ben geldim, üstüm başım
Uzak yolların tozlarıyla perişan
Çoktan paralandı ördüğün kazak
Üzerinde yeşil nakışlar olan

Anne ben geldim, yoruldum artık
Her yolağzında kendime rastlamaktan
Hep acılı, sarhoş ve sarsak
Şiirler çırpıştıran bi adam

Kurumuş kuyunun suyu, incirin
sütü çoktan çekilmiş
Bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi
Ayrık otları, dikenler bürümüş

Kapıdaki çıngırak kararmış nemden
Atnalı ve sarmısak duruyor ama
Oğlum, mektup yaz diyen
Sesin hala kulaklarımda

Anne ben geldim, ağdaki balık
Bardaktaki su kadar umarsızım
Dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 21:59

Ortak Pazar
 
Ortak Pazar

Yurdum teneşire düşmüş toprak
Denizlerinde kendini yıkayarak
Dur şöyle düşün bir, nereden geldin
Ve kuşkulu nereye gideceğin

Mamak'ta sarılan sigaradaki kan kokusu
Duman duman savrulur birahanelere yalınayak
Yurdum teneşire durmuş toprak
Anla, kuğunun son türküsü bu

Belki ben yanıldım, sakal bıraktım
Her gün oraklanan ekinlerini hiçe sayarak
Yanıldım da ne yaptım, kendime sapladım
Tırnaklarımı kınından çıkararak

Teneşir teşnesi yurdum, tecrit hücresi
Her karış toprağın, her parmak taşın
Türkçeye yurtsama diye çevirmeseler şu nostaljiyi
Serseri olmazdım, boyunbağı takardım

Yurdum teneşire durmuş toprak
İşgencenin acının ve ölümün ortakpazarı
Al şu sekizyüzondörtbinbeşyüzyetmişsekiz kilometrekareni
Ört altmış milyonun üstüne bir mezar olarak...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 21:59

Otobiyografi
 
Otobiyografi

Sana artık Ahmet Erhan diyorlar
Yalnızlık, ölümün üvey kardeşi
Eve hep geç saatlerde gelen babaların
ayak izlerinden yükselen buğu
Bir toprağın, dalına dokunamadığı yerde büyüyen boşluk
Ayışığında kaldırımları süpüren bir kadının
ikide bir durup, burnunu önlüğünün koluna silmesi
Gibi boğuk, gibi çıldırtıcı, gibi silik

Sana artık Ahmet Erhan diyorlar
Nereye gideceğini yitirmiş
yol, uçurum, dağ, bayır, çöl
Bir kuşun kanadından çıkan kav
Bir kibritin ömrünün, bir tek sigarayla sınırlı olması
- Alkol, kendileri seni seviyor
Her el titremesinin bir fotoğrafını çekmeli
yanık masa örtülerinin, kırık bardakların
Günışığında herşeyin, herşeyin görünmesi
Gibi iğrenç, gibi gerçek, gibi anlamsız

Sana artık Ahmet Erhan diyorlar
Tökezlemiş söz, suskun türkü, rendelenmiş umut kırıntısı
Şiir... alkolik bir babadan artakalmış sarışın güz boğuntusu
Çıkılmaz buradan artık diyor bir ses,
hiç değilse kapıları iyice örtün
Soğuk, yalnızlığa özenip girmesin içeri
Gibi sinsi, gibi alaycı, gibi bungun

Sana artık Ahmet Erhan diyorlar
Kötümserlik, kusmukların çiçek kalıplarına dökülmüş hali
Herşeyin göreceli olduğu bir dünyada iş mi bu şimdi
Değişimlerin bir türlü dönüşüme varamadığı yerlerde
Aklımı teğelliyor bir çocuk durup dururken
Gibi çılgınlığa, gibi serseriliğe, gibi ölüme

Sana artık Ahmet Erhan diyorlar
Parmak damgasının mülkiyete yettiği bir çağda
Yüreğini kağıtlara basmanın bedeli
Damarlara dolan toprak kokusunun hep ölümü çağrıştırdığı
Yaşamın, konuşulan en eski lehçesi
Gibi okunmayan, gibi tozlu, gibi gülünç

Sana artık Ahmet Erhan diyorlar
Diklendikçe, kendi rüzgarından başı dönen gurur
Yürüdükçe, yollardan pencerelere yükselen buhur
Çok şey görmüş geçirmişsin biliyorlar
Gibi ölüm, gibi aşk, gibi şiir

Sana artık Ahmet Erhan diyorlar
Akdeniz 1958.1.72, 60 kg.,
evli, karısı hamile, iki paket sigara.
sabah dokuz akşam yedi. - sahi ne vardı başka?
Evet, diyorlar ve ekliyorlar:
Önüne geleni öpme isteğiyle dolu bir insancıllık
Sonunda götürse götürse, çiçek götürür kendi mezarına
Gibi deli, gibi meczup, gibi seyda

Ve keçeuçlu bir kalemle yazıyorlar:
Doğacak çocuğuna ad düşünen nihilizm
Sabahın alacakaranlığında, bir uçurum önünde
bekleyen dirim
Sana artık Ahmet Erhan diyorlar...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:00

Öğüt
 
Öğüt

Duvarlardaki kurşun deliklerini
Çiçeklerle kapla artık
Eve erken dönersen iyi olur
Öyle çok düşünme geceleri
Yurdumuz, kimsesizlik, yoksulluk...

Birahaneler sigara dumanı,
Parklar, çimlere basmayınız
Yollar daha kalabalık
Bir şey eksik, bir şey eksik
Diye düşünmesen iyi olur
Bu şarkı kırık dökük
Nasılsa sensiz de bir son bulur.

Ama şimdi biliyor musun
Mezarlıklara yürü artık
Ne kadar genç ölü varsa
Ölüm tarihlerine bu günü yaz
Sonra ağlasan iyi olur
Sustuk, kendi içimize gömüldük
Anlıyor musun biraz...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:00

Ölmek Yasak
 
Ölmek Yasak

Yaşamak, yeni bir emre kadar yasaklanmıştır.
Bundan böyle kimse soru sormayacak.
Şairlerden ve peygamberlerden
çekmediğimiz kalmadı bunca yıl,
başımıza gelmedik bela...
Tarih konuşuyor, dinleyin!
Kapılar sürgülenecek ve özellikle geceleri
kimse sokağa çıkmayacak.
Gelecekten ve güzel günlerden söz etmek serbesttir;
ancak, simge olarak "güneş" kullanılmayacak.
Herkes kimlik kartına,
kullanıldığı maske sayısını da eklesin.
Çünkü her biri için tarafımızdan vergi iadesi uygulanacak.

Şair konuşuyor:
- Ölmek, yeni bir emre kadar yasaklanmıştır!

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:00

Ölüm Bile
 
Ölüm Bile

Ölüm bile geç kaldıktan sonra
Bütün ilkleri sona bırakmanın belki de tam zamanı
Ben herşey bir ırmaktır sanırdım
Bunun için günlükler tutmaya kalktım
Ve tarihleri karıştırdım nasıl da

Aldım şapkamı gidiyorum şimdi
İniyorum kentin çekirdeğine
kendime yeni dalgınlıklar buldum son günlerde
Dev yapılar, ufuk çizgisinin önünde birer parmaklık gibi
Kırmaya kalksam çocuklar uyanacak
Ben odama döneyim en iyisi

Öyleyse nice yağmur
Niye bir kız saçı gibi sokaklarda
Aynaya baksam kalbim görünür
Aklımda gitgide büyüyen yara
Bir ağacın en uzak dalı gibi sessizce çürür
Ölüm, evet ölüm bile geç kaldıktan sonra...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:01

Ölümün Sözlüğü
 
Ölümün Sözlüğü

Yirmi dokuz çesit ölüm buldum, bir de sen düşün
Artık yağmur altında mı olur
Nasılsa gözyaşları yosun tutmaz
Bellek denen o orospu,
ardından koşturur da kimseyle yatmaz
Bir gün gidenler de unutulur

Kaç şiir yazdım ki ölümden söz eder
Kimi görsem "daha ölmedin mi",
der gibi yüzüme bakar oldu
Arapçaları, İtalyancaları, Türkçeleri ayıramasam da
Sıfat, fiil, ad, zamir
Ölümün sözlüğüne çalıştım, yıllar boyu

Ey fiilden türeyen ad
dudaklarıma yakışsan da,
bedenime bir türlü yakışamadın gitti
kulağa bunca hoş gelen bir sözcük olmasaydın şu Türkçede
Başka bir şair olurdum belki
Belki değil, kesin
Ölüm
ölüm
ölüm

Yirmi dokuz çesit ölüm buldum, bir de sen düşün
Aklın kesiyorsa eceliyle ölmek gibi
Ben yer veremedim bir türlü
Yakıştıramadım bunu Türkiye'deki ölümün doğasına
T.D.K. da kapatıldı işin kötüsü...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:02

Öylesine Bir Aşk Şiiri
 
Öylesine Bir Aşk Şiiri

Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Akasya yüklü kervanlar geçer
Çan sesleri arasında bir fener
Yanar söner yanar söner yanar söner
Gözlerini ipekyoludur ömrümün
Kentin en kalabalık yerlerinde
Dört nala koşan bir at gibi
Çılgınlığa akan yalnızlığa ölüme
Yazılmış şiirleri yeniden yazmak bütün
Hayatı teğellemek yepyeni bir güne
Ve sonra sökmek uzun uzun
Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Yalnızlıktan gelir yalnızlıklara gider
Düşülür her şeyin altına bir tarih
Soluksuzum günlerdir geceler uzar
Yaşamak dünyayı ödüllendirmektir artık
Kendimi öldürdüğüm yerlerde beni kan tutar
Başıma gelecekleri bile bile yürürüm
Hilton Oteli'nde hu çekerim huu...
İşte hırkam ben de bir dervişim
Asamı vestiyerde bırakmak zorunda kalırım
Nescafeyi konyakla kardığım günler gecelerdir
Bakarım gözlerine eğnim silkelenir
Döktüğüm acılar yıllar kederlerdir
Alnıma bir avuç tuz atılır düşünemem
Konuşamam ağlayamam bağıramam
Neden gece her gecenin ardından gelir
Gözlerin ipekyoludur ömrümün
Gözlerin tarihçesi yaşayıp öldüğümün
Ihlamur ağaçları altında bir Saraybosna hatırası
Sen ben ve Deniz bir de rüzgarın örttüğü gençliğimiz
Sen ben ve Deniz. Sen ben ve Deniz...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:02

Pax Romana
 
Pax Romana

Uzlaştım... hayatın rengine kandım
İhanet mevsiminde eve çekildim
Çarmıhlar her sabah kapının dışında
Ben otobüslerin tenhalığıyla uğraştım
Uzlaştım... evde Pax Romana devri
Sabahın köründe oğlumun dirseğiyle uyandım
Hayat bu kadar kolaysa, ben ne boktan şairim
Her derde deva nasılsa yeni dünya düzeni
Uzlaştım... Ukraynalı bir sevgilim olursa yakında
Lâzımdır, her adama Eryaman'da garsoniyer
Bir de peynir, bir de ekmek, bir de aile saadeti
Şairler en çok sabahları yenildi
Ya da bu ülkenin beti benzi solduğunda
Uzlaşsam... Sanki? Bedenim kadar arsa kaparım
Rakıya birkaç buz daha atarım
Sirozlu bir devrimin kaptan-ı deryasıyım...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:03

Penceremde Dolanma Ayışığı
 
Penceremde Dolanma Ayışığı

Pencereme dolanma ayışığı
Rüzgarın soluğuyla titreye titreye
Ağaçların hatırını sor
- Yoksul ve kimsesizdirler
Denizlerin dibinde oynaşıp duran
Balıkların sırtlarını ışıt
Pencereme dolanma ayışığı
Gözlerimle sokaklara abandığımda
Yalnızlığı bulursam
Öksüz ve dağınık kitaplarımı bulursam
Odalarda, evlerde
Her radyoda yürek tellerini titreten
Bir türkü bağırırsa
Pencereme dolanma ayışığı
Rüzgarda el çırpan nehirleri anımsarım
Teninde keklik hoplatan kırları
Dallarında yeni gelinler gibi
İstekle kıvranan
Erikleri
Eski bir pikapta Theodorakis çalıyor
Bir gemi açılıyor Pire limanından
Çarpa çarpa dalgalarına
Dostluğun ve sevginin
Eski bir pikapta kardeşlik çalıyor

İç çekmeler ve bağırışlarla
Titriyor teller
Pencereme dolanma ayışığı
Özlerim bir dostu kucaklama duygusunu
Onunla ağlaşmayı sessizce
Özlerim bir çiçeği öperken
Toprağı öpüyormuşçasına sevinmeyi
Pencereme dolanma ayışığı
Yorgunum
Pencereme dolanma ayışığı bu gece...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:03

Röportaj
 
Röportaj

Ben bu şiiri daha önce hiç yazmadım
Kalemler ağladı, ben yazmadım
Gittim bir sürü saçmalık yaptım
Bir zaman ölüme taktım aklımı
Yağmurlara, denizlere, sorulara, aşklara ve daha pek çok şeye
Çevremde hiç akranım kalmadı sonra
Elim, ayağım, kalbim, aklım sobe!
Yalnızlığın resmine bir fırça da ben attım
Dönüp bir daha attım
Futbol maçlarına belki ufuk çizgisini görürüm diye gittim
Kadınlara, kızlara askıntı oldum bir ara
Deliliğime kılıf olsun diye hep sarhoş gezdim
Enlemleri, boylamları birbirine düğümledim
haritalarda...
Ne soracaksan sor artık
Bay gazeteci, elindeki kağıda bakmadan ama
Gez, göz, arpacık
Patlasın flaş...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:04

Sela
 
Sela

Gökyüzünde akan tek kişilik bir uçak gibi
Devletin hava sahasını daraltan
Böylece geçtim ölümlerden, altyazılı bir şiirde
Kötü bir çeviriyle kendimi aldataraktan

Otuzlu yaşlar intihar yaşlarıdır
Ömrümüzün gazeli savrulur soluğumdan
Musluklar bozuktur, kadınlar şikayetçi
Bir küçük rakının, üç günlere bölündüğünü hatırlatan

Ve şairlerin selaları yükselir meyhanelerden
Çünkü otuzlu yaşlar intihar yaşlarıdır

Gitsem, kayıt mı olsam seçmen kütüklerine
Yoksa avluda uyuklayan köpekle mi helalleşsem...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:04

Sesim Boğuk Çıkıyorsa da
 
Sesim Boğuk Çıkıyorsa da

Sesim boğuk çıkıyorsa da
Aldırma
Nice dağlar kırdı onu
Nice denizler
Savurdu
Sesim boğuk çıkıyorsa da
Aldırma
Artık bir şeyler yapmanın
Zamanı geldi
Bazı şeyleri kırıp dökmenin
Bir kentin sokaklarını
Yeniden keşfetmenin
Özlemleri, çocukluk günlerini
Bir yağmur altında bırakmanın
Zamanı geldi
Sesim boğuk çıkıyorsa da
Aldırma
Nice anılar yordu onu
Nice özlemler böldü
Sesim boğuk çıkıyorsa da
Aldırma

duyuyorsun ya...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:05

Sevda Şiirleri
 
Sevda Şiirleri

Burada bitiyor bir sevda, yenisi nerde
başlar; ya da başlar mı bilmem?
Kendi derinliğiyle dolan bir kuyu mu
yüreğim; kendi boşluğuyla yetinen?

Burada bitiyor bir sevda, ele avuca
sığmayan kederler, kimi gülüşler ve bir
o kadar da unutulmaya yatkın anılar
bırakarak geride; belki birkaç da şiir...

Sürüp gidecek yaşamım, kimi yerlerde
sanki yeniden okur gibi bir romanı
ve gülümser gibi yine aynı şeylere
sıkıntılı, dalgın; çoğunlukla acılı.

Burada bitiyor bir sevda, kaldım işte
yine dağlar, uçurumlar arasında birbaşıma.
Burada bitiyor bir sevda, önsöz gibiydi
bir çağrıydı, daha nice yeni sevdaya...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:05

Sıkıntı
 
Sıkıntı

Yağmur eritti elimi, yüzümü
Bu dünyada bir yürek kaldım
Acılar burdu düşlerimi
Kanıksanır oldu ölüm denen şey
Şaşırdım, ürktüm, ağladım.

Bu iş de burada biter
Yarın bir bilet almalıyım
Nerede olursa olsun diyerek
Geceyarısı kayıp giden trenler
Uykularımda koca bir engerek
Kendimi ölümün olmadığı
Bir dünyada bulmalıyım
Yorgunluğumu, tedirginliğimi
Boynumdan bir kement gibi çıkarmalıyım.

Yağmur eritti elimi, yüzümü
Bu dünyada bir yürek kaldım...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:05

Son Damla
 
Son Damla

Her bardağı taşıran bir son damla vardır
Toprak gelince ölümle, meyhanelerde bir koltuk daha azalır
Damlaya damlaya gider Ahmet Erhan, sel olur gelir ölüm
Hayat buysa eğer, meğer ki aldatılşım

Yalnızım... sokağın zulasında bir köpek gibi kaldım
Islak bir köpek gibi ancak sabahla ayılır
Sürüklene sürüklene götürülür Ahmet Erhan
Komiserim, tebdil-i hayatta şiir vardır

Şimdi bir ölsem ve artık hiç konuşulmasam
Çocuğumun belleğini kefenimle silsem
Anlamam ki nicedir yaşım murada ermiş dölüm
Neden her çocuğun ille de bir bir babası vardır

Oğlum, zaman ağır, gün ağır, gece acıya aşinadır...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:06

Sunu
 
Sunu

Bedenini bir dünya haritasi gibi dizlerime
Serip de, yollar aradım yürümek için

İçime çekmek için hava, koklamak için çiçek
Ve bir kadın, yaşamı benimle bölüşecek

Sevdiğim şeyleri sevecek, bir incir ağacından
Damlayan süt dolarken memelerine

Çocuklar doğuracak, kara gözleri
Dünyaya bıkıp usanmadan sorular soran

Kendiyle yüzleşmekten çekinmeyen, doğayla
Ve insanla sonuna dek barışkın...

Yüzünü ak bir kitap gibi ellerime
Açıp da, umutlar aradım yaşama ilişkin

Uçurumların yamacında kök salacak ağaçlar
Boğulanlara uzanacak bir kol belki

Bunun için sevgilim, seninle başlattım bu şiiri...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:06

Şair
 
Şair

Gözyaşım katmerlenir avucumda
Bir gül açar delimtrak
Kalbim göğsümdeki payanda
Bu gece sarılıp yanyana yatsak

Yalnızlığı suvaran şu sokaklar
Tekil ayakseslerinin çoğul sessizliği
Ülkenin damarlarına ekmişler
Bir ölçek korku, bir ölçek ölü gözü

Ve Türkiye'de şair olmak
Her ahval ve şeraitte gülünç bir şeydir
Çünkü vatanın bütün kaleleri zapt olunmuş
Ve bütün tersanelerine girilmiştir

Yağmurum kalakalır kapımda
Yarımyamalak bir hüzün rakıyla çiftleşir
Salas meyhanelerde yüzler morarınca
Yalnızlığım aklanır, süt gibi olur.

Ve Türkiye'de şair olmak
Gerçekten gülünç bir şeydir: Kutuplarda yangın!
Kalbim, bugün başka biriyle çıkma
Kötüyüm dalsızım duraksızım...

1991
Kaynak: Deniz, Unutma Adını

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:07

Şair Olmak Zarar Ömüre
 
Şair Olmak Zarar Ömüre

Şiirler yazdım, türküler söyledim
En çok birilerini sevdim, en çok
Aynalara sürdüm yüzümü olur olmaz yerde
Dişimi çiçeklerle biledim

Yorgunum diyorsam da inanma, değilim
Yaşarım daha yıllar yıllar
Ellerim hep böyle yaramın üstünde
Acının tarihini düşerim

Işık karanlıktır nice
Ayırabilirsen ayır elin erdiğince
Ben bildiğimi söylerim
Şair olmak zarar ömüre...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:07

Şair, Dünya Sana Küsmüş Diyorlar
 
Şair, Dünya Sana Küsmüş Diyorlar

Şair, dünya sana küsmüş diyorlar
Sen barışamazken kendinle bile
Her varlık beyninin bir uzantısı olsa, neye yarar
Çığrından çıkmış bu evrende?

Doğanın bir anlık dalgınlığından doğdun
Suyun, toprağın yalnızlığından
Hep kendi içinde yürür durursun
Tanrıların gücenik kalması bundan

Kumdan kaleler yapıp, bozmakta üstüne yoktur
Beş duyunu yüzle çarptığın görülmüştür
Şimdilik yirmidört bilinmeyenli bir denklem
yaşamın
Bir gün elbet aylara, günlere de bölünür

Şair, dünya sana küsmüş diyorlar
Enlemleri, boylamları birbirine karıştırdığın için
Bizimle uzlaşmadı, diye bağırıyor dinibütün olanlar
Sonun kötüye varacak, bildiririm...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:08

Türkü
 
Türkü

Uyandım, dağlarda duman
Ovada sabahın tütsüsü

Deniz ürperiyor uzaktan
Koynunda güneşin gülü

Kanat kanat dağılsam
Unutmam kendi göğümü

Gelirsin bana sulardan
Yüzünde yosunların tülü

Yaşamak, seni seviyorum
Demenin başka türlüsü...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:08

Uçurum
 
Uçurum

Aklımda kayalar kopuyor, duvarlar yıkılıyor
Yüreğimde, kuruyan bir ırmağın yatağındaki
boşluk
Ayak izlerimi bırakmaya çalışıyorum taşların
üstünde
Kimsenin arayıp bulamayacağı bir adresim var artık.
Dostlar da çekilip gidiyorlar hayatımdan
Yürüdükleri yollarda arıyorum anları,
Sevdikleri kıyıların gözlerinde
Kendi sularınca boğulan bir denizim ben
Kendi taşlarınca zapt edilen bir kale
Başımı avuçlarıma alıp sıksam ne olur
Çıkarabilir miyim beynimdeki o kara suyu?
Bir çiçek tarlasına dönüştürebilir miyim?

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:09

Umut
 
Umut

Usul usul geceleyin
Sirenler duyarsan derin
Kapını gökyüzüne dayayıp da bekle
Yolunu şaşırmış bir yıldız düşer belki üstüne
Başını yastığa göm
Yüreğini ayışığına ayarla
Yorganına sıkıca sarın
Derin bir nefes al
Ve sakın ağlama...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:09

Uykusuz Leyli
 
Uykusuz Leyli

Leyli okudum ölümün okulunu
Beştaş oynayarak yıllarla
Yüzümde mecburi hizmet solgunluğu
Uçkuru düşük bir acının ayazında

Leyli okudum... aklım karışık, bıyıklarım gürdü
Ömrünü parselleyip, alkole imar izni çıkartmakla
uğraşan
Bir memur, dayardı yüzüme yüzünü
uzun uzun içerdik her akşam

Leyli okudum ölümün okulunu
Ben çalışkanıydım intiharların - ip, ilaç ya da
sınıfta kaldım, okşadım diye oğlumu
Tayinim çıktı hayatın doğusuna...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:10

Veda
 
Veda

Yitirdim cebimdeki bütün adresleri
Yağmurlar, yağmurlar ortasında kaldım
Aklımı boğacak o selleri
Ben kendi damarlarımda yarattım

Artık ne bir satır yazı, ne de bir selam
Tek kişilik bu oyunda rol alabilir
Gitti bütün seyirciler, boşaldı salon
Geride kalan yalnızca, yalnızca maskelerdir

Eli naylon güllü o dostlukların
Bir tek anısı ve sızısı yok içimde
Yitirdim cebimdeki bütün adresleri
Kendimi kazandım bir başka biçimde...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:10

Yağmur, Ağıt Yak Arkamdan
 
Yağmur, Ağıt Yak Arkamdan

Yağmur, ağıt yak ardımdan
Karanlık sokaklar boyunca
Ben yurdumun özoğluyum
Kimseler yanmıyor bana

Yaprak yaprak içimde yalnızlık
Onun dalları dünyadır
Kendi göğümde bu sürgünlük
Bedenimdir ona tek sınır

Kimsenin bir şey söyleyeceği yok
Ben susarsam, konuşmazsam
Acı bile sustu artık
Yağmur, ağıt yak ardımdan...

Ahmet Erhan

7 Renk 23.02.11 22:10

Yağmurda Ölürüm
 
Yağmurda Ölürüm

Yağmurda ölürüm, su çeker bedenim
Bir yeraltı ırmağı olur gömülünce
Ben bu dünyada bir tek hayat’ı Sevdim
Karşılıksız aşkların lümpenliğince

Yağmurda öleyim, su çeksin bedenim
Sokağın ortasında serseri bir ağaç gibi
Anlasan, sen anlardın kalbim
Göğün toprağa akıttığı o şehveti

Yağmurda ölürüm, kağıda yine zam gelir
Ben uzun uzun üşürüm ıslaklığımdan
Su ve kan! Görüp göreceğim budur
Rivayet olunur kim, suyun kanı yıkadığından

Yağmurda öleyim, su çeksin bedenim
Kan! En dayanıklı tüketim malımızdır, onu kimse yıkamaz

Dolar, Mark, İMKB, Altın, Hisse Senedi...
Kalbim, kanla yıkananlar bir daha onmaz...

Ahmet Erhan


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 21:44.

Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.