![]() |
Hançerli Türkü
Hançerli Türkü
Nicedir elimde gül dalıydı Değişti, değişti hançer oldu Baba bunu kendime mi saplasam Ya da bir gündoğumuna saklasam Daha gün ortalığa dağılmadan Al diye çekip vursam mı adamı Sevince inanmayanı, yaşamı paylaşmayanı Ekmeği ortadan ikiye bölmeyeni Aşktan döneni, savaştan kaçanı Kapılara nöbetçiler dikeni Köpeklerin sofrasında besleneni İnanç alıp-satanların hepsini Baba, bu gümüş hançerle vursam mı Nicedir elimde gül dalıydı Değişti, değişti hançer oldu Sardı uzayan yansısıyla Sardı nar çiçeği kırmızısıyla Bugünden çekip gidecek olanı Gül dalıydı hançere dönüştü birden baba Soframızdan aşımızı çalanı Çekip bu güzel hançerle vursam mı ? Afşar Timuçin |
İlk Türkü
İlk Türkü
Otur da konuşalım Gelmeyen bahardan Sıcak uzun yazlardan Yeşil rüzgârlardan İki çift söz edelim Otur da konuşalım Olmadık mutluluklar biçip Olmadık zamanlardan İçimizde anlatılamayanı Yarım kalan sevinci Otur da konuşalım Bu şehir kurtlar şehridir Büyük korkaklar şehridir Kuşkular kuyusudur Açlık deliliğidir Otur Ahmet kardeşim Otur da konuşalım... Afşar Timuçin |
İlkyaz Gibi
İlkyaz Gibi
İlkyaz kendiliğinden Sana hiç sormadan gelir Dokunsan uçar gider Az önce buradaydı Bir kelebeğin kanadında Bir demet çiçek gibi Dalın üstündeydi gördüm Bir yapraktan süzüldü Dağıldı suyun parlak yüzünde Sonra yayıldı yere Az önce buradaydı Aşk da ilkyaz gibidir Yaşadığın yerde vardır Aradığın yerde yok... Afşar Timuçin |
İnançlı Bir Savaşçının Türküsü
İnançlı Bir Savaşçının Türküsü
Kendimi hiç akşam olmayacak Bir gündoğumu için saklıyorum Kendime kendim olmamayı yasaklıyorum Yasak artık bana çaresiz kalmak Yasak bana bocalamak Olmayanda eriyip gitmek yasak bana Yasak bana geceysem gündüzmüşüm gibi Bir gül pembeliğinde kendimi uyumak Zor bir şeyi umduğumu biliyorum Yasak bana tükenmişi korumak Her çeşit umutsuzluk yasak bana Durmuşum, umudumu sürdürüyorum Bir ağaç altında göğü seyrediyorum İçimde ne ölüm, ne yaşam korkusu var Korku bütün yasak bana, yasak bana bitmişlik Bütün yol kavşaklarında, dönemeçlerde Kendimi bir namlu gibi dosdoğru çiziyorum... Afşar Timuçin |
İnce Uzun Bir Deniz
İnce Uzun Bir Deniz
Karşımızda bir deniz yağmuru birden Mavinin donduğu yeşilin kaçıştığı Koca bir tutkuya karşı neyi anlatıyorum Doğrulara alışkın bir bilge gibi Yanıyor avucum saçlarını okşarken Öyleyse sana neyi kanıtlıyorum Kaldı ki beyaz tenli martılar Bunu çoktan açıkladı ikimize Kuşlar kadar zorunluysanız birbirinize Sizin işiniz tamam artık kimseye sormayın Artık ne bir kural gerekir size ne bir yasa Size engin bir deniz gerekir Üstünde her mavinin bir özleme dönüştüğü Üstümüzde incecik bir gök beyazlığı Bütün sandallar uslu biri çılgın Kıyıya tos vuruyor habire O gün ben on beşinde delikanlıyım tepeden tırnağa En sağlam yelkenleri germişim içime Usulca saçlarına dokunuyorum belki zamansız Bütün masmavileri bir açık yeşil geçe... Afşar Timuçin |
İnsanlar Arasında
İnsanlar Arasında
Kır saçlı görgülü adamlar Akşam peynirle rakı içer Dünyayı yorumlardı Bazıları şiir bile yazardı Bazen de denk düşerdi takılınca Kitaplara bile geçti Sessiz akardı sular Kalçalı gecelikli kadınlar Hem anlayışlı, hem titiz Gün boyu güzel yemekler yapar Durup durup bir kaygıyı anlatırdı Ben türkü söylerdim bu sesimle Süslü kızlar düş kurardı geceleri Sabah adı konulmamış bir sevda için Erkenden sokaklara düşerdi Arkalarından seslenirdi anneleri Yitirilmiş bir şeylere ağlar gibi Garip garip oğlanlar Anlaşılmaz sevdaların peşinde Koştururken sabah akşam Sözde kuşkulu, duygulu, sevecen Kimbilir hangi bozgundan kalma nineler Komşulara torunlarını anlatırken Kış gelir, alabildiğine yağmur yağardı Evlere çekilirdik erkenden... Afşar Timuçin |
İstersen Al Götür Beni
İstersen Al Götür Beni
Ölümsüz gülüşünle başlıyorum Her güzelliğe, her sevince Bir yağmur ince ince Sürerken beni başka zamanlara Zamanla yorgun hanlara Dönüyor işte gördün herşeyim Kuru topraklar gibi dağılıyor belleğim Sınırsız bir boşluğu süre süre Yorgunum çok uzaklardan geldim Kaygılar, sıkıntılar yaşadım uzun uzun Korkuyu yakından tanıdım Ölümsüz düşmanı oldum korkunun Şimdi bakışınla bağlanıyorum Kocaman bir dünyaya umutla Bir akşam aşılmaz kaygılar Çağırırken beni sonsuzluğuma Sıcaklığın beni alıştırıyor Soğuk ve yağmurlu akşamlara Üşümüş bir kedi gibi sığınıyorum Ellerine, ayaklarına, saçlarına... Afşar Timuçin |
Korku Türküsü
Korku Türküsü
Onlar savaşçıdırlar korkuyu geçerken Bıraktılar dipsiz bir kuyuya Korku seni korkaklar ülkesine Kral yaptım çıkardım ülkemden Bende kalan neyin varsa Al götür giderken Şimdi kral benim kendi ülkemde Kendi ülkemde halk benim Şimdi artık kendi ordularımı Bildiğim gibi sürerim savaşa Korku seni korkaklar ülkesine Kral yaptım çıkardım ülkemden Bende kalan neyin varsa Al götür giderken... Afşar Timuçin |
Küçük Türkü
Küçük Türkü
Sonra bir akşamüstü çıkıp geldiler Yepyeni bir sabahı kurmaya Sana duyduğum sevgi bir akşam İhtiyar ölümleri gibi geçti kapımdan Saksıda bir sardunya dalı gibi yalnız kaldım Ne ağlamayı becerebilmişimdir doğrudan doğruya Ne senin uğrunda ya da başka birinin Bıçaklar çekip bıçaklar yemeyi Ben belki de bilemedim sevmeyi... Afşar Timuçin |
Mavi Mendilin Türküsü
Mavi Mendilin Türküsü
Sandığa koy bu mendili, kullanma Üstünde martılar uçuşuyor - Her biri bir mavinin telaşçısı - Başedilmez bir deniz demektir bu Kimseye gösterme, sandığına koy bunu Onu benden daha genç, Daha dirençli, daha umutlu Bir savaşçıya sakla Kavuştuğunuz en güzel sabahta Çıkarırsın sandıktan Bu deniz yıllarca seni bekledi dersin Söz bilmez, söz anlamaz kuşlarıyla Seni karşıladı dersin bu mendil Hiç ıslanmadı boş bir anıyla Ya da sen başka mendil ver ona Denizi daha mavi, kuşları daha çılgın Kıyıları daha temiz ve güzel Bu da kalsın sandığında öylece Kimindi, nedendi, nasıldı bilinmeden... Afşar Timuçin |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:49. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
SEO by vBSEO 3.6.0 RC 2
Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.