Çobanıl
Çobanıl
Ey tarlakuşlarının titreşip durduğu masmavi geniş alan,
Güz geldi mi çiylerle ıslanan kırlar,
Ey kül renkli ve iyi niyetli gökyüzü!
Bulutlarını yola çıkar
Ve kurşuni bir sessizliğe boğ toprağı.
Yine de
Ve yalnızca
İpince
Bir olda, uzak bir çavlanın sesiyle gürle.
Bir adam soruyor bana: Ata binmeyi unutmadın ya?
Bir dağ doruğu gibiydi, karlı
Ve çığ salacak,
Sonsuz, diri fırtınalarla yüklü
Tepelerde, otların üstünde ilk kar
Ve sevdiğim şıvgacık fidan, yolun üstünde.
Güz yeliyle savrulup duruyor
Ve toprağa
iyice
Yaslanıyor, dökülüyor yaprakları, güzle.
Bir adam soruyor bana: Ata binmeyi unutmadın ya?
Kim bilebilir, bir tek ağaç bile olmazsa
O eski, sonsuz ormanı? Sular
Oluklardan teknelere dökülse de.
Atlar
Yeni bir koşu tuttursa da.
Kim dudrurabilir düşleri, ey gece
Gözler
Açık olsa da?
İşte yanıtım:
Ey tarlakuşlarının titreşip durduğu masmavi geniş alan...
Ali Püsküllüoğlu
|