Cemiyetin çıkarttığı gazetenin ilk sayısının kapağı
Osmanlı ressamlar Cemiyeti’nin İşlev ve faaliyetlerinin ve plastik sanatlar tarihimiz içindeki seyrinin 1921’de Türk Ressamlar Cemiyeti’nin kuruluşuyla bittiği genel olarak kabul görür. Ancak, Türk ressamlar cemiyeti’nin 10 Kanun-i evvel 1335/1919’da kurulup; hükümet tarafından onaylanan nizamnamesinin 1337/1921 sergisi kataloğunda yazılı olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla Osmanlı ressamlar Cemiyeti’nin faaliyetleri 1921’e kadar sürse bile, hukuken varlığını bir başka kuruma devrettiği tarih olan 1919’u cemiyetin varlığının sona erdiği yıl olarak kabul etmemiz gerekir.
Türkiye’de, sanat, özellikle resim ve sanat sorunları üzerine düşünce üretmiş, ve dönemin kanunlarının verdiği haklarla kurulmuş, dernek statüsündeki ilk sanatçı örgütüne de bu dönemde rastlamaktayız. “Osmanlı Ressamlar Cemiyeti” adındaki bu derneğin temel özelliği Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi’nden sonra kurulmuş olan ikinci sanat kurumumuz olmasıdır. Sanayi-i Nefise Mektebi’nin düşünce yapısının doğrultusunda yetişmiş mezunları tarafından kurulan Osmanlı Ressamlar cemiyeti’nin plastik sanatlar tarihimizdeki asıl önemi devlet eliyle kurulmamış ilk bağımsız sanatçı örgütü olmasında ve bağımsızlığının düşünsel yapısına yansımasında yatmaktadır. Bağımsız bir düşünce yapısına sahip olmasının tipik sonuçlarından yüklendikleri görevlerden birini yerine getirirken, yani topluma sanatı ve sanatçıyı sevdirme mücadelesini verirken görmekteyiz. Geniş halk kitlelerine resmi sanatı ve sanatçıyı sevdirmek konusunda çaba gösterirlerken engel gördükleri güçlerle özellikle mezun oldukları kurumla düşünsel bir savaşım içine girmekten kaçınmadıklarını görmek bize ayrıca “Yüklendikleri görevi yerine getirirken geleneğin işlerine yaramayan kısmı”yla da çok fazla ilişkilerinin olmadığını da hissetirmektedir.
Osmanlı Ressamlar Cemiyeti gazetesi 1911-1914 kitap kapağı