Mesnevi'den
Mesnevi'den
Mevlana, "Mesnevi" sine "Birlik Dükkanı" demekte, Mesnevi'yi "Mesnevi'miz, Birlik dükkanıdır; birden baska ne belirirse puttur." beytiyle övmekte. Birlik Dükkanı.. Her varlık o dükkanda yoğrulup yapılmakta, orda sergilenmekte, satılmakta; orda yıpranip gene orda potaya girmekte, yenilenmekte.
Sebepler sonuçları meydana getirmekte; sonuçlar, gene sebepler haline gelip başka sonuçlar belirmekte. Bu dükkanın bir ucu, dükkanı yapanin kudret elinde; öbür ucu, sonsuzluğa dek gitmekte ve gene o kudret eliyle sonu ön olmakta; her an yaratılmakta. Bu dükkanın alıcısı, satıcısının kendisi."
Bir aşk yüzünden
elbisesi yırtılan; hırstan ayıptan adamakıllı temizlendi. (1/2/22)
Gönül ehlinin ilimleri,
kendilerini taşır. Ten ehlinin ilimleriyse kendilerine yüktür. Gönle uran, adamı gönül ehli yapan ilim; insana fayda verir. Yalnız tene tesir eden, insanın malı olmayan ilim yükten ibarettir. (1/275/3446-3447)
Gönül aynası
saf olmalı ki orada çirkin suratı güzel surattan ayırt edebilesin.
Aşıkların neşesi
de odur, gamı da, hizmetlerine karşılık aldıkları ücret de! Aşık, sevgiliden başkasını seyre dalarsa bu, aşk değildir, aslı yok bir sevdadır.
Gönülden sözsüz,
işaretsiz, yazısız yüz binlerce tercüman zuhur eder.
Dosta dostun
zahmeti ağır gelir mi? Zahmet: içtir, ruhtur. Dostluksa onun derisine benzer.
Sohbet
vardır, keskin bir kılıca benzer; bostanı, ekini kış gibi kesip biçer. Sohbet vardır, ilkbahar gibidir. Her tarafı yapar, sayısız meyveler verir.
Dünya
sevgisi, dünya geçimiyle savaşma yüzünden sana o ebedi azabı ehemmiyetsiz gösterir. Ölümü bile ehemmiyetsiz bir hale getirirse bunda şaşılacak ne var ki?
Hile ve çare
diye 'zindanı delip de çıkmaya' derler. Yoksa birisi zaten açılmış deliği kapatırsa yaptığı iş, soğuk ve ters bir iştir.
"Ey müslüman, edep nedir?"
diye sorarsan bil ki edep, ancak her edepsizin edepsizliğine sabır ve tahammül etmektedir.
|