10 Kasım Konulu Konuşma Metni - 10 Kasım ile İlgili Konuşma Metni - 10 Kasım Konuşma Metni
Sayın Müdürüm, Öğretmen arkadaşlarım, Sevgili öğrencilerim ve Değerli Veliler,
Ulusal varlığımızın temeli yavrularımıza, geçmişte yararlık göstermiş, isim yapmış büyüklerimizi örnek göstererek, onların körpe dimağlarında ulusal duyguların gelişmesine hizmet etmek, en başta gelen ödevlerimizdendir.
İşte, bu amaçla, bugün en büyük Türk Atatürk’ü, (....). ölüm yılında anmak üzere toplanmış bulunuyoruz. Çocuklarımızı ancak bu gibi etkinliklerle, Atatürk inkılâplarına ve ülküsüne bağlı birer yurttaş olarak topluma kazandırabiliriz.
Mustafa Kemâl, halkın içinden çıktı ve halktan uzaklaşmadı. Milletin dileğini ifade etmesini, yerine getirmesini bildi. Tevazudan ve samimiyetten ayrılmadı. “Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar; evet doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım yoktur. Çünkü ben zoraki ve insafsızca hareket etmek bilmem. Ben kalpleri kazanarak hükmetmek isterim.” diyerek insanlık anlayış duygusunu dile getirmiştir.
Mustafa Kemal, millî mücadele kazanıldıktan sonra, milletimizin, kendi sınırları içerisinde, bağımsız yaşamasını sağlayacak tedbirleri almaya çalışmıştır. O, Türkiye’nin barışçı dış politikası için “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesini koymuştur.
İnsanlık şeref ve haysiyet duygusu yüksek olan Atatürk, kendisinin olduğu kadar, mensup olduğu milletin şeref ve haysiyetini de üstün tutardı. Öyle ki, bunun ayaklar altına alınmasına razı olmak şöyle dursun ona toz kondurulmasını bile istemezdi. Mustafa Kemal’e göre, bir insan ve bir millet ya şerefle yaşar, ya da şerefi ile ölürdü. Bunun dışında bir ilke tanımazdı.
Mustafa Kemal, 20. yüzyılda bu insancıl görüşleri ortaya atan ilk büyük devlet adamı olmuştur.
Atatürk’ü kendi eserlerinden tanımak, onları okumak, onları çağımızın yeni ihtiyaçlarına göre uygulamak ve bunları sevgili yavrularımıza aşılamayı bir görev bilmek, şu içinde bulunduğumuz günlerde daha da bir önem arzetmektedir.
Atatürk’ü anlamanın en iyi yolu, yas tutarak övgüler düzmek yerine O’nun fikirleri ışığında, O’na özgü eylemlerde bulunmak olacaktır.
10 Kasımlar bizi Atatürk’e biraz daha yaklaştırmalı, O’nu biraz duymaya, düşünmeye ve anlamaya götürmelidir.