Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23.09.09, 18:59   #1
Kullanıcı Profili
Tualim
YÖNETİCİ
 
Tualim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Tualim.NetTualim
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Feb 2009
Üye No: 2
Mesajlar: 1.665
Konular: 1221
Bulunduğu yer: İstanbul
Standart Osmanlı Minyatürlerinde Savaş, Kuşatma ve Çıkartma

Osmanlı Minyatürlerinde Savaş, Kuşatma ve Çıkartma



Konusu tarih olan eserlerde yer alan Osmanlı minyatürlerinin büyük çoğunluğunun saray törenlerinin yanı sıra padişahların veya komutan olarak görevlendirilen vezirlerin yaptıkları savaşları, kale ve kent kuşatmalarını, Osmanlı donanmasının deniz üzerinden yaptığı çıkartmaları tasvir ettikleri bilinmektedir. Nakkaşlar Osmanlı ordusunun seferlerini, savaşlarını, kuşatma ve çıkartmalarını, kimi zaman bizzat kendi gözlemlerine, kimi zaman da resimledikleri el yazmalarının metinlerine dayanarak canlandırmaya çalışmışlardır. Hangi yola başvururlarsa başvursunlar, her zaman kullandıkları minyatür geleneğinin resim diliyle, tüm olayları gerçekçi bir yaklaşımla yansıtmaya özen göstermişlerdir.

Bilindiği gibi, 16. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğu’da ve Batı’da çok sayıda sefer, savaş, kuşatma ve deniz çıkartması yaptığı bir yüzyıldır. Seferlerin olumlu getirilerinden biri olan devletlerin birbirleriyle yaptıkları kültürel alışverişler, Osmanlı minyatürlerine yoğun bir şekilde yansımıştır. Özellikle Yavuz Sultan Selim (1512-1520) ile Kanunî Sultan Süleyman (1520-1566) dönemlerinde kazanılan zaferlerden sonra o ülkelerin sanatçılarından bazıları ve taşınabilen sanat eserleri Osmanlı Sarayı’na getirilmiştir. Böylelikle, resimli elyazmalarının hazırlandığı ve tüm dekoratif sanatların bezeme üsluplarının yaratıldığı, Saray’ın himayesindeki sanat atölyesi olan nakkaşhaneye getirilen yabancı sanatçılar, yerli sanatçılarla birlikte çalışmışlar ve farklı üslupların sergilendiği çok sayıda minyatür yapılmıştır.

Savaş konulu tasvirlerin yer aldığı ilk eser, kopya tarihi olmayan ancak Kanunî’nin saltanatının başlarında 1525 civarında hazırlandığı sanılan Selimnâme (TSMK, H.1597-98) adlı eserdir. Şükri Bitlisî tarafından Türkçe mesnevî tarzında kaleme alınmış olan bu eserde Yavuz Sultan Selim’in tahta çıkışından ölümüne kadar gerçekleşen önemli olaylar ve kazandığı zaferler anlatılmıştır.




Eseri resimleyen nakkaşın adı bilinmemektedir. Ancak tasviri yapan nakkaşın resim üslubu, 16. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı sarayına Tebriz’den getirilen Horasanlı nakkaşların taşıdıkları Türkmen ve Timurlu resim üsluplarından kaynaklanan nakışçı tasvir üslubununun etkilerini yansıtmaktadır Yavuz’un, babası II. Bayezid ile Çorlu’da yaptığı ve babasına yenildiği savaşı tasvir eden minyatürde (y.44a) her iki tarafın askerleri yeşil bir tepe üzerinde karşılıklı iki grup halinde resmedilmiştir. Sağ tarafta savaşı bir araba içerisinden izleyen II. Bayezid ve askerleri, sol taraftaysa elinde kalkanıyla yandaşlarının başında Yavuz görülür. II. Bayezid’in bulunduğu arabanın önünde yeniçeriler Yavuz’un sayıca daha az olan yandaşlarına doğru nişan almışlardır. Yavuz’un ve babası II. Bayezid’in tasvirinde diğer figürlerden ayırıcı bir ayrıntıya yer verilmemiştir. Sadece II. Bayezid beyaz sakallıdır.






Yavuz Sultan Selim’in Memluklarla yaptığı Mercidabık Savaşı’nın (y.216a) betimlendiği bir diğer sahnede de her iki ordunun askerleri karşılıklı konumda yerleştirilmiştir. Memluk askerleri, kızıl renkli başlıkları ve Osmanlılardan farklı dolanmış sarıklarıyla dikkati çekerler. Bunun dışında her iki ordunun askerlerini birbirinden ayırıcı herhangi bir ayrıntı yoktur. İlk bakışta hepsi birbirine benzeyen askerlerin yüzlerini, sadece sakal, bıyık gibi ufak farklılıklar birbirinden ayırır. Mavi renkli tepe sahnenin büyük bir bölümünü kaplar. Gökyüzününse sadece küçük bir bölümü altınla boyalıdır. Burada bir meydan savaşı betimlenmiş olmasına rağmen, oldukça pastel tonlarla çalışılmış sade bir anlatım söz konusudur. Simetrik bir kurguyla tepenin üzerinde yukarıdan aşağıya doğru sıralanan savaşçılar donmuş gibidir. Durağanlığı bozan ve simetrik iki grubu birbirine bağlayan tek unsur ortada çarpışan iki askerdir. Mızraklar ve sancaklar tasvirin kurgusunda yatay ve dikeyliği sağlayan unsurlardır.




Aynı eserdeki Yavuz Sultan Selim döneminde yapılan savaşlardan birini tasvir eden bir diğer minyatür, Sinan Paşa’nın Dülkadiroğlu Alaüddevle ile yaptığı savaşı (y.164b) betimler. Eserin metnine göre Yavuz Sultan Selim Çaldıran Savaşında kendisine katılmayarak destek vermeyen, savaştan sonra da zaferini kutlamayan ve savaş esnasında Osmanlı mülküne saldıran Dulkadirli Bey’ini Sinan Paşa’nın yönettiği bir orduyla ortadan kaldırmak ve topraklarını Osmanlı ülkesine katmak istemektedir. Tasvirin sol tarafında tamamen yaya olarak ve ok atar vaziyette Dulkadirli askerleri ve ortalarında uzun, beyaz sakalı ile Alaüddevle betimlenmiştir. Sağ tarafta atlı ve daha gösterişli giyimli Osmanlı askerleri, önde tüfekli yeniçerilerle birlikte resmedilmiştir. Ön planda yerde görülen Dulkadirli askerlerinden birinin dağılmış cesedi, tasvirin altındaki beyitte son mısrada okunan “ Kan döküldi gövdeden ayrıldı baş” ifadesini görselleştirmektedir.
Tualim isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla